Doç. Dr. Yusuf Yürümez, soğuk havada yüzün, kulakların, el ve ayakların iyi şekilde korunması gerektiğini söyledi. Yürümez, hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte soğuk hava ile ilişkili şikâyetlerde artış yaşandığını ifade etti. Koruyucu önlemler alınsa dahi bazı öngörülemez nitelikteki yaralanmalara maruz kalınabileceğini dile getiren Yürümez, Soğuk hava ile ilişkili yaralanmaların temel nedeni vücudumuzun soğuk havaya adapte olmasındaki yetersizlikten kaynaklanıyor. Bu tür yaralanmalar vücudun bir parçasını, tüm vücudu veya her ikisini birlikte etkisi altına alabilir. dedi.
SOĞUKTA İĞNELEME
Soğukta iğnelenme veya karıncalanma, his duyusunda kayıp ve ağrı hissedilmesi durumunda ihmalkâr davranılmaması gerektiğini belirten Yürümez, şunları kaydetti: Soğuğa maruz kalındığında ve özellikle dondurucu soğuklarda yüze ve kulaklara dikkat edilmesi gerekli. El ve ayaklarınızı da unutmayınız. İğnelenme veya karıncalanma, his duyusunda kayıp ve ağrı hissettiğinizde ihmalkâr davranmayın. Çünkü bir küçük ihmal kangren ve bir uzvun (kulak, el veya ayak parmakları) kaybı ile sonuçlanabilir. Bununla birlikte, soğukta ısrarla kalmaya devam etmeniz durumunda donabilirsiniz de. Zorunlu olmadıkça aşırı soğuklarda dışarı çıkmayın. Çıkmak zorundaysanız, açıkta kalan uzuvlarımız başta olmak üzere uygun kıyafetler ile tedbir alın.
DONMA BELİRTİLERİ
Donmayı işaret eden bulgular hissedildiğinde, durumu ciddiye alarak hemen sıcak bir ortama girilmesi gerektiğini anlatan Yürümez, Vücut ısısındaki hafif bir düşme sonrası baş dönmesi, yorgunluk, eklemlerde sertlik, mide bulantısı ve kaşıntı hissi meydana gelebilir. Cilt, soluk ve soğuktur. Kişide uyuşukluk, yargıda bozulma ve hafif bir kafa karışıklığı, hareketlerde koordinasyon bozukluğu ve konuşma güçlüğü ortaya çıkabilir. Vücut ısısındaki düşmenin devam etmesi durumunda ise şuur durumunda değişiklikler, halüsinasyonlar, uyuşukluk ve hatta komaya kadar ilerleyebilen bir tablo ile karşı karşıya kalınabilir. Vücut ısısı 20 santigrat derecenin altına indiğinde ise kişinin kalbi durur ve ölüm gerçekleşir. Bu tablo erken fark edilmeli ve müdahale edilmelidir. Bu durum herkesin başına gelebilir. Özellikle; şeker hastaları, hipotiroidizm (tiroid hormon yetmezliği), evvelce kalp krizi geçirmiş olanlar, kalp yetmezliği bulunanlar, damar hastalığı olanlar, felç geçirmiş olanlar, tümör ve Alzheimer hastaları, antidepresan kullananlar ve siroz hastaları risk altındadır. diye konuştu.