Öztürk, yaptığı açıklamada, 9 günlük bayram tatili sırasında deniz ve havuza girmeyi planlayanlara kulak enfeksiyonlarına dikkat etmeleri uyarısında bulunarak, havuz ve denize sık girilen, su sporları ve dalışla uğraşılan yaz mevsimi boyunca dış kulak yolunda gelişen nemli ortamın, enfeksiyonlara zemin hazırlayabildiğine işaret etti.
Sık dış kulak yolu enfeksiyonu geçiren, dermatolojik problemleri olan ve kulak kiri (serümen ya da buşon) problemi olan hastaların deniz sezonunu açmadan kontrol yaptırmasının önem taşıdığını vurgulayan Öztürk, dış kulak yolunun, yapısı itibariyle nemi saklamaya vücudun diğer yerlerine göre daha elverişli olduğunu, nemli ortamın derinin koruyucu asit-kalkan tabakasını bozarak dış kulak yolu derisini enfeksiyon için uygun bir ortam haline getirdiğini anlattı.
Öztürk, su ile temas sonrasında şişen serümenin kanal içine itilmesinin, nemli ve soyulma olan dış kulak yolunun parmakla, havluyla veya kulak çubuklarıyla zedelenmesinin de enfeksiyona yakalanma ihtimalini artırdığına dikkati çekti.
Dış kulak yolu hastalıklarının, su sporları ile ilgilenenlerde ve yüzücülerde sık görüldüğüne değinen Öztürk, şöyle devam etti:
Hastalığın diğer ismi de yüzücü kulağıdır. Havuzların temizliğinin yeterince yapılmaması ve kapasitenin üzerinde insanın havuza girmesi, enfeksiyon gelişimini kolaylaştırır. Bunun yanında, işitme cihazı kullanan kişilerde, uzun süreli antibiyotik ve kortizon kullanan hastalarda, diyabetli hastalarda ve vücudun bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda dış kulak yolu enfeksiyonları sıklıkla görülmektedir. Egzama ve dermatitin dış kulak yolu derisini de tutulabileceği unutulmamalıdır. Bu hastalarda dış kulak yolunda kaşıntı oluşur. Dış kulak yolunun özellikle sivri cisimlerle kaşınması ve bilinçsiz temizleme hareketleri dış kulak yolu derisine zarar verir ve enfeksiyonlar için uygun ortam hazırlar.
- Tedavi ve önlem
Öztürk, dış kulak yolunun, kulak kiri ve iltihabi kalıntılardan temizlendikten sonra bakteriler göz önüne alınarak enfeksiyon tedavisine başlandığını belirterek, başlangıçta kortizonlu ve antibiyotikli veya dış kulak yolunun asiditesini artırabilecek kulak damlalarının kullanıldığını, ödemin damla uygulamasını zorlaştırdığı durumlarda dış kulak yoluna fitil tampon yerleştirilebildiğini, şiddetli enfeksiyonlarda veya ilerleyen durumlarda da ağızdan antibiyotiklere geçildiğini anlattı.
Doç. Dr. Özmen Öztürk, kulak hastalıklarını önlemek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Özellikle yaz mevsimi gelmeden ya da tatile çıkılmadan önce kulak kiri biriktirme eğilimi olanların kulak burun boğaz hekimine başvurması önerilir. Serümen (kulak kiri) küretle veya aspiratör kullanılarak temizlenir. Dış kulak yolu egzeması olan hastaların tedavilerini düzenlenmesi gerekmektedir. Hastanın özellikle suyla temas sonrası kulağıyla oynamaması ve kulağını kaşımaması lazımdır. Kulak kaşımak deriye zarar verebilir. Kontamine olan parmak, hastalığın daha da yayılmasına neden olabilir. Enfeksiyonun tekrarlamasını önlemek için hastaya kulak kanalını kuru tutması önerilir. Eğer dış kulak yolu enfeksiyonu çok sık oluyorsa, vazelinli pamuk veya silikonlu tıkaçla kulağın sudan korunması sağlanır. Egzeması olan hastaların ise saç ve vücut temizliği için asidik pHda sabun kullanmaları uygundur. Asetik asit ağırlıklı koruyucu kulak damlaları da aralıklı olarak kullanılabilir.