Uçaklarda seyahat edilen kabinin basıncının yaklaşık 2 bin 400 metre yükseklikteki bir dağdaki basınca eşdeğer olarak ayarlandığını anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr.Nafiz Karagözoğlu, Bu basınçta vücut boşluklarındaki serbest hava yüzde 25 genişler. Genellikle bu basınç değişikliğini yolcular fark etmeyebilirler. Üst solunum yollarında grip tipi iltihap ve alerji, basınç değişikliğine bağlı orta kulak ve sinüs iltihabının yaptığı tipte ağrıya yol açabilir. Bu tip sorunları olan kişilere yolculuklarından önce doktorların önereceği ilaçları kullanmalıdır. Ayrıca yolculuk sırasında sık sık esneme, burnu tıkayarak yutkunma, sakız çiğneme gibi yöntemlerde hatırlatılabilir dedi.
UçAK SEYHATLERİNDE
Özellikle çocukların uçakta iniş ve kalkışlarda basınç değişikliğine hassas olduğunu anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr.Nafiz Karagözoğlu, Bu konuda koruyucu önlem olarak yutkunmalarını sağlamak için içecek ve yiyecek verilmesi, sadece anne sütü alan bebeklerde ise emzirmeleri önerilmektedir. Büyüklerde dış kaynaklı yüz ağrısı hava basınç değişikliğinde çıkabilir. Astım, Amfizem, Kistik fibrozisli ve yakın zamanda (3 hafta gibi) akciğer zarı yırtılması geçirmiş kişilerin mümkünse başka bir ulaşım aracını seçmeleri önerilmelidir. Kansızlığı bulunan (Sickle-cell anemili, Hgb değeri 8 mm/dl altında olanlar gibi) hastalar kabin oksijen basıncındaki ani değişikliklerden kolaylıkla etkilenebilirler. Bu kişilerin, kabin basıncı iyi ayarlanmayan uçaklarla yolculuklarında mutlaka oksijen tüpü taşımaları veya uçaklarda bu gibi durumlar için bulundurulan tüplere uçuş öncesi ulaşmaları sağlanmalıdır dedi.
Herhangi bir operasyon geçiren hastaların iki haftadan önce uçakla yolculuk yapmaması gerektiğini kaydeden İç Hastalıkları Uzmanı Dr.Nafiz Karagözoğlu, Barsak gazları uçuş yüksekliğine bağlı olarak yüzde 50ye yakın genişleyebilir. Bu durum uçuş sırasında kalın barsağı operasyonla karın duvarına bağlanmış olan hastaların geniş dışkı torbası kullanmalarını gerektirmektedir.
7500 feet yükseklikte parsiyel oksijen basıncı 70 mmHg olup bu, sağlıklı yolcular açısından sorun çıkartmaz. Fakat ciddi koroner arter sorunu olan, konjestif kalp yetmezliği, A-V şantlı konjenital (doğumsal) kalp hastalığı bulunan hastalarında ciddi sorunlar yaratabilir.
KALP KİRZİ RİSKİ YÜKSEK
Kural olarak Myokard infarktüsü (kalp krizi) geçirmiş hastaların 3-6 hafta içinde uçak yolculuğu yapmaları sakıncalıdır.
Bir çok havayolu firması için sınır 6 haftadır ve bu süreden önceki hastaları kabul etmezler ve daha önceki uçuşlar içinde mutlak kardiyolog raporu istemektedirler.Hafif hipertansiyon, basınç ve oksijen değişikliklerinden etkilenmez. Fakat uçuş stresinden kaynaklanan aşırı heyecanlanmalara bağlı etkilenmeler olabilir. Bu durumu önlemek içinde uçuş öncesi doktor tavsiyesi ile sakinleştirici almaları önerilebilir. Kalp pili eski tip olanları havaalanlarındaki güvenlik sistemlerinden etkilenmekte ve ritim bozukluklarına yol açarken, yeni tipleri herhangi bir sorun oluşturmamaktadır diye konuştu