Bilgin, genel anesteziyle yapılan beyin ameliyatlarının bazı dezavantajları olduğunu hatırlatarak, Beynin özel fonksiyonel alanlarındaki tümörün tam olarak çıkarılması genel anestezi altındaki bir hastada fonksiyonel alan içindeki tümörün sınırlarını tam olarak belirlemek mümkün olmadığı için ameliyattan sonra hastada nörolojik defisitler (eksiklikler), istenmeden ortaya çıkan felç gibi durumlar gelişebilir diye konuştu.
Bu yöntemde ise riskin daha düşük olduğunu vurgulayan Bilgin, şöyle devam etti:
Uyanık kraniyotomi ile tümörün çıkarılması sırasında ise nörolojik monitorizasyon yapılarak, konuşma, görme ve kısa hafıza alanlarının el, kol ve bacak hareketlerini yaptıran liflerin beyindeki çıkış noktası olan motor korteksin tümör ile komşuluğu tam olarak belirlenebilir. Böylece güvenle çıkarılabilecek alanlar belirlenerek, olabildiğince çok tümör dokusu çıkarılırken hastada istenmeden oluşabilecek nörolojik hasarlar da önlenmeye çalışılır. Önceleri hassas bölgelere çok yakın tümörler, gelişebilecek nörolojik hasar riskleri nedeniyle ameliyat edilemezken günümüzde bu yöntemle çıkarılabilmektedir. Uyanık kraniyotomi, hasta için daha faydalı; anında hastanın tepkisini alabiliyoruz, hareketlerini gözlemliyoruz.
Bilgin, Uyanık kraniyotominin daha çok beyinde fonksiyonel olarak önemli alanlara yerleşen tümörlerin ya da diğer lezyonların çıkarılmasında uygulanan bir yöntem olduğunu, bunun dışında parkinson hastalığı ya da diğer hareket bozukluğu olan hastaların cerrahi tedavisinde de bu yöntemin kullanılabileceğini kaydetti.
SIK NÖBET GEçİREN HASTALAR Sık nöbet geçiren bazı hastalardaki nöbet odağının çıkarılmasında da bu yöntemin uygulanabileceğine işaret eden Bilgin, Bu yöntemle anestezi uzmanı tarafından hastaya verilen ilaçların dozları çok dikkatle ayarlanarak hem hastanın ağrı ve rahatsızlık duymaması sağlanır hem de gerektiğinde bazı hareketleri yapması ya da konuşması istenerek lezyon ya da tümör çıkarılırken sağlam alanların zarar görmesi önlenmeye çalışılır dedi. UÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde bu yöntemi başarıyla gerçekleştirdiklerini anlatan Bilgin, Türkiye de 10 merkezde bu yöntemle ameliyatın yapıldığını bildirdi. HER KLİNİKTE UYGULANMIYOR! Bilgin, bu yöntemin her klinikte uygulanamadığına dikkati çekerek, Her klinikte ve her hastada bu yöntemi uygulamak mümkün değildir. Mutlaka bu konuda iş birliği yapan ve uyum içinde çalışan bilgili ve deneyimli bir cerrahi ve anestezi ekibi gereklidir. Yöntem, belirli klinik özellikteki hastalara uygulanabilir. Her şeye rağmen hastalar bazen uyanık olmak deyiminden çok korkmakta ve tüm açıklamalara rağmen bu yöntemi kabul etmemektedirler. Doğru hasta seçimi ve iyi bir ekip çalışması ile yapıldığı zaman herhangi bir yan etkisi yoktur değerlendirmesinde bulundu. Kaynak: AA