Dokunma algısı derideki sinirlerle sınırlı değil

İngiliz bilim adamlarının yaptığı araşrtırmalar ortaya koyuyor ki;, dokunma eylemi deride buna duyarlı sinirler olan "mekanoreseptörlerin" yanı sıra kıl folikülleri aracılığıyla da algılanıyor.

Haberler 01.11.2023 - 16:23 Son Güncelleme : 01.11.2023 - 16:46

İngilterede yapılan bir araştırmadığını ortaya koydu.

Science Alertün haberine göre, İngilteredeki Imperial College Londondan bilim insanları, dokunma hissinin nasıl algılandığı üzerine araştırma yaptı.

Bu kapsamda öncelikle 23-54 yaş aralığındaki erkek katılımcılardan alınan kıl örnekleri, elektron mikroskobu ve RNA sıralama işlemiyle incelendi.

Kılların derinin altında kalan kısmı olan kıl foliküllerindeki dış kök kılıfının (ORS), deri hücrelerine kıyasla daha yüksek oranda dokunmaya duyarlı reseptöre sahip olduğu tespit edildi.

İkinci aşamada, insan kıl folikül hücreleri ve duyu sinirleri mercek altına alındı. Gözlemlerde, kıl folikül hücreleri mekanik olarak uyarıldığında duyu sinirlerinin de tepki verdiği ve dokunmanın algılandığı saptandı.

çevre hücrelere sinyal göndermek için ORS hücrelerindeki vezikül adındaki keseciklerden serotonin ve histamin nörotransmiterleri salgıladığı ortaya çıktı.

Son olarak deneyler folikül hücreleri yerinde deri hücreleri kullanılarak tekrarlandığında, deri hücrelerinin de histamin salgıladığı ancak salınan serotonin miktarının çok daha düşük olduğu gözlemlendi.

Kıl folikül hücrelerinin, dokunmayı algılamayı sağlayan mekanoreseptörler arasında özellikle hafif temaslara duyarlı düşük eşik mekanoreseptörleri (LTR) ile etkileştiği belirlendi.

Araştırma yazarlarından Claire Higgins, hafif dokunuşlarda kıl foliküllerinin neden bu görevi üstlendiğinin hala bilinmediğini ve bünyesinde çok sayıda sinir ucu barındıran kıl folikül hücrelerinin duyu sinirleriyle ilişkisini irdelemek istediklerini ifade etti.

Araştırmacılar, egzama gibi yangılı cilt hastalıklarıyla ilişkili olduğu bilinen histamin ile kıl folikülleri üzerine yapılacak sonraki çalışmaların, söz konusu hastalıklara çözüm veya önleyici tedaviler geliştirilmesine yardımcı olabileceğini vurguladı.

Araştırmanın sonuçları, Science Advances dergisinde yayımlandı.

Ana Sayfaya Git