Güneşimize benzeyen yıldızlar, ömürlerinin son yıllarında dış katmanlarındaki malzemeleri uzaya dağıtarak kütlelerinin çoğunu kaybediyor.
Bu malzemeler daha sonra başka gezegenlere yapı taşı oluyor.
Bu sürecin nasıl işlediği bugüne dek bilinmiyordu.
Bilgisayarla yapılan projeksiyonlar, yıldızlardan gelen parçacıkların çok küçük olacağını ve bu yüzden de etraflarındaki ışığı emip, aşırı ısınacağını öngörüyordu.
Nature dergisindeki makaleye göre Avrupa ve Avustralya üniversitelerinden gökbilimciler, üç dev kızıl yıldızı incelemiş.
Bunlar bir zamanlar Güneş’in şimdiki haline benzeyen, şimdi ise hidrojen stoklarını tüketerek, dev boyutlara ulaşan yıldızlar.
Sırlar yıldız tozunda
Gökbilimciler bu yıldızları Avrupa Güney Gözlemevi’nin Şili’ye kurduğu Çok Büyük Teleskop’u kullanarak incelemiş.
Ve etraflarındaki dev kütlede bulunan yıldız tozu zerreciklerinin büyüklüğünü ölçmeyi başarmış.
Bilim adamları bu zerreciklerin beklenenden çok daha iri, metrenin milyonda biri büyüklüğünde olduğunu keşfetmiş.
Bu beklenenden büyük olmakla birlikte, yıldızdan yayılan ışıkla birlikte uzaya yayılacak kadar da küçük.
Yani yıldızlar, güneş rüzgarına benzeyen ama çok daha kuvvetli olan bir mekanizmayla, kütlelerini gaz ve mineral zerrecikleri olarak uzaya saçıyor.
Araştırma ekibinin lideri olan Sidney Üniversitesi’nden Barnaby Norris, bu mekanizmayı şöyle anlattı:
Toz zerrecikleri çok sayıda küçük yelken gibi çalışıyor; ancak burada rüzgarın işlevini ışık görüyor.
Bu buluşun, galaksilerin evrim süreci ve ağır maddelerin uzayda yayılmasıyla ilgili bilgi eksiklerini doldurması bekleniyor.
BBC