Adana'da ''Kadına karşı şiddet'' toplantısı

New Jersey Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Stark: ''Türkiye'de kadına şiddetin önlenmesi konusunda yakın zamanda çıkarılan yeni yasa, örnek bir yasa''

Haberler 11.04.2012 - 19:12 Son Güncelleme : 11.04.2012 - 19:12

ABD’nin New Jersey Üniversitesi Rutgers Newark Yerleşkesi Kamu Sağlığı Yönetimi Dekanı Dr. Evan Stark, ’’Türkiye’de kadına şiddetin önlenmesi konusunda yakın zamanda çıkarılan yasa, örnek bir yasa. Yasayı bazı ABD senatörlerine, incelenmesi ve ülkemde de kanunlaştırılması için öneri amacıyla gönderdim’’ dedi.

Stark, Toplumsal Vizyon ve Kültürlerarası Diyaloğu Geliştirme Derneği tarafından, ABD’nin Adana Konsolosluğu’nun desteğiyle ATOSEV Tesisleri’nde gerçekleştirilen, ’’Kadına Karşı Şiddet-Yeni Boyut ve Yönleri’’ konulu toplantıdaki konuşmasında, aile içi şiddet konusunda devrim yapılması gerekirken, bu konunun toplumlarda halen savsaklandığını belirtti.

Türkiye’de son dönemde kadına karşı işlenen şiddetin artışı konusunda bilgisi olduğunu ifade eden Stark, ’’Türkiye’de kadına şiddetin önlenmesi konusunda yakın zamanda çıkarılan yeni yasa örnek bir yasa. Yasayı bazı ABD senatörlerine, incelenmesi ve ülkemde de kanunlaştırılması için öneri amacıyla gönderdim. Elbette kanunların çıkarılması kadar, uygulanması da önemli’’ diye konuştu.

Genel olarak ’’Taciz’’ olarak kabul edilen olayın, iki kişi arasındaki ilişkiye dayalı basit bir olay olmadığını ve olaya sadece tek yönlü bakılmaması gerektiğini belirten Stark, ayrıca konunun sadece fiziksel şiddetten ibaret de olmadığını vurguladı.

Kadınlar için önerilen çözümlerin hiçbir şekilde uzun vadede güvenliği sağlamadığının ve ilişkileri düzeltemediğinin görüldüğünü dile getiren Stark, şöyle devam etti:

’’Bu çözümlerin, işlenmekte olan suçları azaltamadığı ve faillerin suçlanamadığı da görülmekte. Bu durum korkutucu bir çelişki yaratmakta. Bu tür olaylarda sadece kadına odaklanmak, durumun vahametini maskelemekte. Sonuçta olayı ve daha kahredici gerçekleri kapatmakta. Milyonlarca kadının taciz ve kötü davranış olaylarında, erkekler genelde tam olarak tanımlaması yapılamayan bir tür teslim alma ve boyun eğdirme yoluna gitmekte. Bu gibi olaylar, saldırıdan çok bir tür ’çocuk kaçırma’ veya ’kölelik sözleşmesi’ yapmaya benzer şekilde sonuçlanmakta. Yani taciz edilen kişi susturulmakta, bağımlı olarak hizmet yapmaya mahkum ettirilmekte. Buna da ’Mecbur eden kontrol gücü’ adını veriyorum.’’

’’Aile içi suç kurbanları’’

Erkeklerin kadınlar üzerinde kurabileceği söz konusu hakimiyeti, sınırsız olarak kötüye kullanabildiklerini belirten Stark, şunları söyledi:

’’Erkekler kadınlar üzerinde hakimiyet ve güç kurarak üstünlük sağlamakta, kadınların özerkliklerini yok etmekte, onları toplumdan ayrıştırıp izole etmekte ve yaşamlarının en özel köşelerine kadar sızabilmekte. Taciz nedeniyle cinayet işleyen 3 kadının vakasında yaptığım incelemede, bu tepkinin gerçek nedenini anlayabilmek için, onları ’ezilen kadın’ olarak değil, kontrol edilmeye mahkum edilmiş, mecbur edilmiş ’aile içi suç kurbanları’ olarak düşünmek gerektiğini gördüm.’’

Dr. Evan Stark, kadınların yalnızca fiziksel ve seksüel olarak şiddet görmediğine, haklarının gasp edildiğini ve özgürlüklerinin ellerinden alındığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

’’Erkeklerin kurdukları söz konusu ’kontrol gücü’ kavramı, ikinci sınıf bir kusurlu davranış kapsamından çıkartılıp, insan hakları ihlali sayılmalıdır. Yasaların, politikacıların ve savunma avukatlarının erkek egemen toplumdaki söz konusu ’kontrol gücü’nün günlük yaşamda kadın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir baskı unsuru haline gelmiş olduğunu görmeleri ve buna odaklanmaları gerekir.’’

Toplantıya çeşitli kadın kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.

AA

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır