Genç kızla cinsel ilişkiye giren B.S artık sahte doktor yalanını sürdürmek istemeyerek kıza durumu anlattı. Kız bu gerçek karşısında yıkıldı. Kızla cinsel ilişkiye girmeye devam etmek isteyen B.S kızle yaptığı seks sırasında video çektiğini eğer ilişkiye girmezsen bu görüntüleri internette yayarım diyerek tekrar ilişkiye girdiği ve 300 tl parasını aldığı ortaya çıktı. Genç kız artık tehditlere dayanamayarak B.S yi şikayet etti. Polis zanlıyı yakalıp tutukladı.
Üniversite öğrencisi Y.R. (19) rahatsızlanınca Yenibaraj Mahallesindeki bir kamu hastanesine gitti. Muayene olmak için sıra alıp bahçede beklerken yanına beyaz önlüklü bir kişi geldi. Genç kızla sohbet etmeye başlayan şahıs kendisinin hastanenin psikiyatrisi isminin ise B.S. olduğunu söyledi.
EVLİLİK VAADİYLE KANDIRDI
Şahıs, genç kızla sohbeti ilerletip hastaneye geldiğinde yardım etme bahanesiyle telefon numarasını da aldı. Daha sonra genç kızla görüşerek aşık olduğunu söyleyip sevgili oldu. Sahte doktor genç kıza evlilik vaadinde bulunarak cinsel ilişkiye girdi. Sahte doktor genç kızla birlikte olduktan sonra doktor numarasını daha fazla sürdürmeyerek kendisinin Mustafa Ö. (41) olduğunu doktor olmadığını itiraf etti.
ÖZEL GÖRÜNTÜLERLE ŞANTAJ
Genç kız bunu öğrenince yıkıldı. Ancak sahte doktor bununla da kalmayarak cinsel ilişkiye girdikleri sırada görüntü çektiğini belirterek, Benimle birlikte olmaya devam etmezsen, bu görüntüleri internete atarım, ailene gösteririm diyerek tehdit etti.
Bu nedenle korkan üniversite öğrencisi genç kız sahte doktor ile birlikte olmaya devam etti. Sahte doktor genç kızın 300 lira da parasını aldı. Genç kız artık tehditlere dayanamaz hale gelince Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Ahlak Büro Amirliğine başvurarak şikayette bulundu.
TUTUKLANDI
Genç kızı dinleyen polis hemen bir plan yaptı. Genç kız, buluşmak için sahte doktoru aradı. Genç kız buluşma adresine gittiğinde sahte doktor gelir gelmez çevrede önlem alan sivil polis şahsı yakaladı. Emniyete getirilerek sorguya alınan zanlının genç kızı çok sevdiğini söyleyerek, Beni reddeder diye kendimi doktor olarak tanıttım. Sevgili olduktan sonrada beni terk etmesin diye tehdit ettim. Ben ona aşık oldum evlenmek istiyorum dediği öğrenildi. Sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen zanlı çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Adana, Türkiyenin bir ili ve en kalabalık altıncı şehri. 2014 itibarıyla 2.165.595 nüfusa sahiptir.Şehir merkezi, Akdenizden 30 km içeride Seyhan Nehrinin üzerinde bulunmaktadır. Akdeniz sahil şeridinde ise Karataş ve Yumurtalık(Ayas) ismi ile iki adet sahil ilçesi bulunmaktadır. Yine Akdeniz üzerinde bulunan Ceyhan ilçesinde ise ticari amaçlı liman bulunmaktadır.
Doğudan batıya 100 kilometre boyunca uzanan Adana-Mersin Büyükşehir Bölgesi, 3,45 milyon nüfusa sahiptir. Türkiyedeki altıncı büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir.
Maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir, manganez, kurşun ve çinko yatakları açısından önem taşımaktadır.
Adananın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan çukurovanın merkezinde bulunur. Yaklaşık 5,62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir arazidir.
Birçok kaynağa göre Adana ismi Hitit İmparatorluğu egemenliğindeki Kizzuvatna krallığının Adanya URU adlı şehrinin isminden türemiştir. Başka iddialar ise ismin; Mısırdan gelip Yunan şehri Argosa yerleşen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danausla ilgili olduğu şeklindedir. Danaja adındaki bir ülkeyle bağlantılı olan erken Mısır metinleri Thutmosis II (MÖ 1437) ve Amenophis III (MÖ 1390-1352)dan kalan yazıtlardır.Miken Uygarlığının çöküşünden (MÖ 1200) sonra Egedeki bazı mülteciler Kilikya sahillerine gitmişlerdir. Dananayim ya da Danuna sakinleri; Ramesses III hükümdarlığı sırasında MÖ 1191 yılında Mısıra saldıran bir grup denizci olarak tanımlanır. Denyen ise Adana şehrinin sakinleri olarak bilinir. Ayrıca söz konusu ismin PIE dilinde da-nu (nehir) Dana-na-vo (nehir kenarında yaşayan insanlar) (İskitli göçmenler) ve Rigveda (Danavas)da yaşayan iblisler ile bir bağlantısı olması mümkündür.
Homerosun İlyadasında şehir Adana olarak anılır. Helenistik dönemde Kilikyadaki Antiohya (Yunanca: ε ) ya da Antiochia ad Sarum (Yunanca: ε ο Sarus üzerindeki Antiohya) olarak da bilinirdi. The Helsinki Atlas editörleri Adanayı geçici olarak Quw olarak tanımlamışlardır (çünkü çivi yazısı kitabelerinde o şekilde belirtilmiştir). İsim bazı kaynaklarda aynı zamanda Coa olarak da gösterilir ve Kitab-ı Mukaddeste belirtilen Kral Süleymanın atlarını temin ettiği yer olduğu yönünde yaklaşımlar bulunmaktadır. Şehrin Ermenice ismi Atana ya da Adana dır.
Bir antik Grek-Roman efsanesine göre Adana ismi kökenini; Seyhan Nehri (Sarus) yakınlarında bir yere gelip Adanayı kuran Uranusun iki oğlu Adanus ve Sarustan almaktadır. Şehrin ismine ilişkin daha eski bir efsaneye göre ise Akad, Sümer, Babil, Asur ve Hitit mitolojileri tarafından ormanın yakınlarında yaşadığına inanılan ve Tesup veya Ishkur olarak da bilinen gök gürültüsü tanrısı Adadın ismi bu bölgeye verilmiştir. Bu savı kanıtlayan Hititlilerin isimleri ve el yazmaları o bölgede bulunmuştur. Bu teori Gökgürültüsü Tanrısının çok fazla yağmur getirmesi ve bu yağmurun bölgeye büyük bir bolluk sağlamasından beridir devam eder. Bu tanrı yörenin sakinleri tarafından sevilir ve saygı duyulurdu. Onun şerefine, söz konusu bölge Uru Adaniyya; diğer bir deyişle Adana Bölgesi olarak anılmaya başlanmıştır.
Ali Cevadın Memalik-i Osmaniye Coğrafya Lügatındaki bilgiye göre ise Adanada yaşayan İslamlar, Adana ismini Harun Reşidin vali nasb ettiği Ebu Süleym Ezeniye nisbet etmektedir. Yerleşik Rumlar, Adanus Sarus adlı iki kardeşin adını öne çıkarırlar.
Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan 3630-3825 kuzey enlemleri ile 3448-3641 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesinde yer almaktadır. Adana, tarihte Batılılar tarafından daha çok Kilikya olarak bilinen çukurovaya bir giriş kapısı olarak hizmet eden Akdenizin kuzeydoğu kenarında bulunmaktadır. Bu geniş düzlük Toros Dağlarının güneydoğusu boyunca uzanır.
Adanadan çukurovanın batısındaki Tarsusa giden yol Toros Dağları eteklerindeki tepelerden geçer. Sıcaklık, her yükseltiyle beraber düşer, çünkü yol yaklaşık olarak 4000 mlik bir rakıma ulaşır ve kayalıklı bir geçit olan Gülek Boğazından geçer ve İç Anadolu düzlüklerine doğru devam eder.
Şehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yılında yapımı tamamlanan Seyhan haznesi kuşatır. Baraj hidroelektrik kuvveti için yapılmış olup alçak çukurova düzlüğünü sulamak amaçlıdır. Ovaya dökülen şehrin iki sulama kanalı, şehir merkezi boyunca doğudan batıya doğru geçer. Yüreğir Ovasını sulama amaçlı yapılan başka bir kanal da bulunmaktadır.
Adana kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Güneyi 160 kmyi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü 14.125 kmdir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 metredir.
Adana, Orta Torosların bir bölümü ile Amanos Dağları tarafından çevrilidir. Toroslar -batıdan doğuya- Uzunyaylaya kadar uzanır. Bu dağlarda 3000 metreyi geçen yüksekliklerin yanı sıra sert yamaçlara ve derin vadilere rastlanır. Torosların bu bölümünde İç Anadoluyu güneye bağlayan en önemli geçit olan Gülek Boğazı bulunur.
Toros ve Amanoslar ile Akdeniz arasında kalan alana ise çukurova denir. Misis Dağları pek yüksek olmayan görünümleri ile çukurovayı ikiye böler. Güneyde kalan bölüme Aşağı Ova kuzeyde kalan bölüme ise Yukarı Ova denir.
İl sınırları dahilinde irili ufaklı birçok akarsu bulunmasına rağmen Seyhan ve Ceyhan nehirleri Adananın en önemli akarsularıdır.
Adananın tarihçesi 3.000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır; bölgedeki arkeolojik bulgular Paleolitik çağa değin uzanan insan yerleşkelerini gün yüzüne çıkarmıştır. Arkeologların taş bir duvar ve bir şehir merkezi buldukları Tepebağ Höyüğü Neolitik çağda inşa edilmiştir ve çukurova bölgesindeki en eski şehir olarak düşünülmektedir. Adana isminde bir yer Sümer destanlarından biri olan Gılgamış Destanında söz edilmektedir; ancak bu çalışmanın coğrafyası sözü geçen yerin konumunu belirlemek için çok muğlaktır.
Hattuşaş (Boğazkale)de bulunan Hitit Kava yazıtlarına göre Kizzuwatna, MÖ 1335 dolaylarında Hititlilerin koruması altında Adanayı yöneten ilk krallıktı. Aynı zamanda şehir Uru Adaniya ve sakinleri ise Danuna olarak anılırdı. MÖ 1191-1189a rastlayan yıllarda Hitit İmparatorluğunun çöküşüyle başlayan batı kaynaklı akınlar ovanın denetiminin çok sayıda küçük çaplı krallıklara geçmesine neden olmuştur, akabininde de Asurlular, MÖ 9. yüzyıl; Persler, MÖ 6. yüzyılda MÖ 333te Büyük İskender; Selevkoslar; Kilikya korsanları; Romalı devletadamı Pompey; ve Kilikya Ermeni Krallığı (Kilikya Krallığı) bölgenin denetiminde söz sahibi olmuşlardır.
Adananın tarihçesi özü itibarıyla Tarsusun tarihçesiyle bir bağlantısı vardır; Seyhan Nehrine komşu olan bu iki şehrin konumu nehir tarafından değiştirildiğinden bu şehirler sıklıkla aynı kent olarak anılır ve ismi de asırların seyrine göre değişmiştir. Romalılar döneminde Adananın göreceli olarak az bir önem arz etmekteydi ve bu sıralarda bölgenin metropolü konumunda Tarsus bulunmaktaydı. Gnaeus Pompeius Magnus devrinde ise şehir Kilikya korsanları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra şehirde doğuya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kurulmuştur. MS 395te Roma İmparatorluğunun kesin çöküşünün ardından bölge Bizans İmparatorluğunun bir parçası haline gelmiş ve muhtemelen Julianusun hükümdarlığı zamanında gelişmişti. Büyük köprülerin, yolların, hükümet binalarının, sulama ve fidanlıkların inşasıyla beraber Adana ve Kilikya bölgenin en önemli ve gelişkin ticaret merkezi haline gelmiştir. Özellikle Kilikyalılar devrinde Ayas (bugünkü adıyla Yumurtalık) ve Kozan (eski adıyla Sis) bölgedeki diğer büyük şehir ve yönetim merkezleriydi.
Kaynak: İnternet Ajans