Bahçeli, MHP Genel Merkezinde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
2024e Doğru, Diyar Diyar Anadolu temasıyla yerel seçimlere heves ve heyecanla hazırlandıklarını belirten Bahçeli, Türkiyenin zaman kaybetmeye, oyalanmaya, hızla akan hayat ve hadiselerin gerisinde kalmaya tahammülü olmadığını söyledi.
MHP olarak ne yaptıklarının, nereye ulaşacaklarının bilincinde olduklarını vurgulayan Bahçeli, Aynı zamanda 17 Mart 2024 tarihinde bir şölen havasında yapmayı kararlaştırdığımız 14ncü Olağan Büyük Kurultayımızla düğümlenecek demokratik süreçte, il ve ilçe kongrelerimizi disiplin, demokratik olgunluk, sağduyu, sükunet, kardeşlik ve yüksek bir katılım eşliğinde gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyetin yeni yüzyılını omuzlayacak kadrolarımızla ve Cumhur İttifakı olarak yepyeni projelerimizle gücümüze güç katacağımıza inanıyoruz. dedi.
MHPnin, arkasında milletin olmadığı hiçbir ilişki ve irtibat ağının, hiçbir fikri, siyasi tez ya da önermenin içinde bugüne kadar olmadığını, bundan sonra da olmasının düşünülemeyeceğini vurgulayan Bahçeli, sanal ve sahte gündemleri ellerinin tersiyle iterek, tuzakları birer birer bozarak, korkulukları teker teker yıkarak önlerine baktıklarını dile getirdi.
Türkiyenin her meselesi bizim de meselemizdir. diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
Ne Türkiye gündeminin ne de dünyadaki gelişmelerin arkasından yorgun ve yılgın şekilde koşacak kadar aciz ve çaresiz değiliz, bugüne kadar da olmadık. Her an yenilenerek, her zaman tetikte ve uyanık durarak hadiseleri omurgasından yakalıyor, gündemin bir adım ilerisinde bulunuyoruz. Siyasetimizi halkın somut sorunlarına, günlük, geçimlik ve gelecek bazlı gerçeklerine göre yapıyoruz. Bizim sırça köşklerle işimiz olmaz, olmayacaktır. Birileri gibi fildişi kulelerinde sefa sürmemiz, keyif çatmamız, çıkar hesabı yapmamız, günü kurtarmaya tevessül etmemiz, kulislerin oyuncağı olmamız akıl karı olmadığı gibi mümkün de değildir.
9 Eylülde Fasta meydan gelen deprem ile 10 Eylülden bu yana Libyayı etkisi altına alan, özellikle bu ülkenin doğu kıyılarında ağır felaketlere neden olan Daniel Kasırgası nedeniyle hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara da şifa dileyen Bahçeli, Türkiyenin, doğal afetlerin pençesinde kıvranan Fas ve Libyaya her türlü insani yardımı sevk ederek kanayan yaraların sarılmasına destek verdiğini anımsattı.
Bahçeli, Tıpkı tahıl koridorunun tekrar açılmasında gösterilen duyarlılıkta şahit olunduğu gibi, nerede bir mazlum ve zorda kalan varsa Türkiye oradadır. dedi.
6 Şubatta meydana gelen Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlere de değinen Devlet Bahçeli, Hakikaten de yaşadığımız afetin vahim sonuçları ortaya çıkmış, 11 ilimizi her yönden tesir altına almıştır. çok şükür geride kalan yaklaşık 7,5 aylık zaman diliminde devlet tüm gücüyle deprem bölgesine nüfuz etmiş, nihayet depremzede vatandaşlarımızın aç ve açıkta kalmaması sağlanmıştır. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki depreme dayanıklı konutların inşası hızla devam etmekte, güvenli konutların hak sahiplerine kısa süre içinde teslimi konusunda takdir ve tebrik edilecek bir gayret sergilenmektedir. diye konuştu.
GAZİLİĞİN YARA ORANI, YARA YÜZDESİ, YARA DERECESİ OLMAZ
19 Eylül Gaziler Gününü de kutlayan Bahçeli, şunları söyledi:
Elbette şehit ve gazilerimize çok şey borçluyuz. Gazilerimiz, bağımsızlığımıza ve tarihi varlığımıza esaret zinciri vurmak isteyen düşman odaklara iman gücüyle direnen ve karşı çıkan kahramanlarımızdır. Onları göz ardı etmek, ihmale kurban vermek asla doğru değildir. Gaziler bizim göz nurumuz, gurur nişanemizdir. Bu kapsamda terörle mücadele esnasında yaralanan, fakat gazi sayılmayan kahraman kardeşlerimizin haklarını vermek, gazilik ünvanıyla taltif etmek boynumuzun borcudur. Gaziliğin yara oranı, yara yüzdesi, yara derecesi olmaz, olmamalıdır. Gazi, gazidir, başkaca bir tasnife yer ve gerek yoktur. Terörle mücadele sırasında yaralanıp da mevzuat hükümleri çerçevesinde yeterli şartları sağlayamadığı iddia edilen gazilerimizin ağırlaşan mağduriyetleri derhal çözülmelidir. çözümün adresi ise TBMMdir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun Bu Meclis Gazi Meclis değildir. sözünü hatırlatan ve tepki gösteren Bahçeli, TBMM gazi bir Meclistir. Aksini iddia eden Kılıçdaroğlu gafil ve art niyetlidir. Meclisimiz 15 Temmuz gecesi tepesinden atılan bombalar altında bu şerefli ünvana ikinci kez layık olmuştur. değerlendirmesini yaptı.
CHPnin demokrasi mantığıyla PKK-FETÖnün demokrasi retoriğinin üst üste örtüştüğünü ifade eden Bahçeli, bugünkü CHPnin, 100 yıl önceki CHPyle en küçük bağının ve en ufak benzerliğinin kalmadığını söyledi. Bahçeli, Mahalli idareler seçimlerine kimin hangi şartlar altında gireceği, 81 ilde hangi partilerin seçime kendi adaylarıyla katılıp katılmayacağı bizim meselemiz değildir. Böylesi bir merakımız yoktur. Biz Cumhur İttifakının şaşmaz ahlakına, sağlam doğasına, zamanlar üstü siyasi misyonuna ve ülkeye karşılıksız hizmet aşkının derin manasına bakıyor, buna uygun hareket ediyoruz. dedi.
CHP MİLLETVEKİLİ, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE İFTİRA ATMIŞTIR
16 Eylülde Irakın kuzeyindeki Hakurk ve Pençe-Kilit Operasyonu bölgelerinde tespit edilen terör hedeflerinin isabetle imha edildiğini hatırlatan Bahçeli, terörist neredeyse Türkiyenin meşru hedefinin de orası olduğunu bildirdi.
Bahçeli, Artık hiçbir yer, hiçbir in, hiçbir mağara, hiçbir sığınak ve barınak bölücü terör örgütü için güvenli değildir. çoğulcu ihanetin kökü kazınacaktır. ifadesini kullandı.
Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
Terörle mücadelenin başarı çıtası yükseldikçe terör seviciler çılgına dönmektedir. Hiçbir Türk ve Türkiye düşmanı için müsamaha olamayacaktır. Bilhassa PKK/YPGnin işbirlikçi kitlesinden olan potansiyel bir terörist, üstelik CHP milletvekili, Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira atmıştır. Günlerdir sabırla ve dişimi sıkarak gelişmeleri takip ettim. Kim ne söyledi veya ne söyleyecek ona baktım. Günü ve saati geldiğinde konuşmak, tarafımızı ve tavrımızı göstermek için beklemeye koyuldum. İşte o gün bugündür. Türk Silahlı Kuvvetlerine saldıran bu alçak ve aşağılık sözde milletvekilinin ağzı düşman ağzıdır, aidiyeti Kandil mağaralarıdır. Vatandaşlarımızı helikopterden atan, köyleri yakan asker Türk askeri değildir. Böyle bir hadise de vuku bulmamıştır. Bu dil terör dili, bölücü örgüt ezberi, husumet ve hıyanet tebliğidir. CHP yönetiminin kendi partisinde bulunan bu satılmış PKKlıya lazım gelen cezayı vermekten imtina etmesi, basit ve caydırıcı olmaktan uzak tutumu adı konulmamış bir ağız ve akıl birliğine delalettir.
Türk milletinin medarıiftiharı Türk Silahlı Kuvvetlerine bühtanla sataşmak ve saldırmak, şerefini kaybetmiş vatansızların, kimliğini iki paralık etmiş bayraksızların harcıdır. Ne vatansızların ne de bayraksızların Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeri yoktur. PKKya sözcülük yapan bir suçluya hazineden maaş verilmesi skandaldır, günahtır, alan için de haramdır. Hukuk ve demokrasinin kuralları eksiksiz işletilerek bu çürümüşün milletvekilliği düşürülmeli, mahkeme yolu ardına kadar açılmalıdır.
HDPyle ilgili açılan kapatma davasının da hala sürüncemede olduğunu aktaran Devlet Bahçeli, bu durumu haksızlık, hukuksuzluk ve Türk milletine saygısızlık olarak değerlendirdi.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Anayasa Mahkemesinin yolu yol değildir, tarafı adaletin ve milli varlığın yanı hiç değildir. Terörizmin kilit taşı, siyasi damarı, ikmal merkezi, terörist devşirme mekaniğinin ana arteri HDPnin ve devamı niteliğindeki Yeşil Sol Partinin bir gün bile faaliyet içinde olması zillettir, rezalettir. Sormak lazımdır ki, Anayasa Mahkemesi neyi bekliyor? Nasıl bir delil istiyor? Hükmü açıklamak için daha neyin olmasını planlıyor? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı davada, hazırladığı iddianamede eksik bırakılan ne vardır da Anayasa Mahkemesi bunca zamandır hukuki süreci ağırdan almaktadır? Böylesi bir kepazeliği hukukun üstünlüğüyle, hukuk devleti ilkesiyle açıklamak mümkün müdür? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının da yetki ve sorumluluklarını güçlendirerek Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı adıyla yeni baştan kurumsal organizasyonun yapılması beklentimiz ve görüşümüzdür.
Ardışık ve çok yönlü süreçlerin zorlu tarih patikasında mesafe aldığı bir dönemden geçtiklerini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Yeni Delhide yapılan G-20 Zirvesinden sonra yayımlanan Liderler Bildirgesinde günümüzün savaş çağı olmaması vurgulansa da bunun sadece bir temenniden ibaret kaldığı malumlarınızdır. Sebepler değişmeden sonuçlar üzerinde konuşmak ve kafa yormak faydasızdır. G-20 Sonuç Bildirgesinde iyi niyet mesajı veren ülkelerin ve bu ülkelerin liderlerinin dünyanın bugünkü hazin ve alacakaranlık manzarasından doğrudan sorumlu oldukları tartışmasızdır. Dünyadaki hiçbir gelişme zirve bildirilerinde yer bulan iyimser ve yapıcı söz ve vaatlerle bağdaşmamaktadır.
Afrika Birliğinin G-20nin daimi üye statüsü alması müspet bir gelişme olsa da diğer alanlarda ve sorun başlıklarında anlamlı, doyurucu ve kayda değer pek bir ilerleme sağlandığından bahsetmek zordur. Türkiyenin G-20 Zirvesinde en iyi şekilde temsil edilmiştir. En başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, ülkemizin itibarının ve egemenlik haklarının başı dik bir şekilde temsilinden rahatsız olanların önce hangi çevrelerin tesir ve telkini altında olduklarını gözden geçirmeleri tutarlı bir davranış olacaktır.
SORULARI YANITLADI
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, ABnin, Azerbaycana Karabağda başlattığı anti terör operasyonunu durdurması yönündeki çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna, Azerbaycan yüreğinin gereğini yerine getirmiştir ve ne yapmak istiyorsa yapmıştır. Avrupa Birliğine söz düşmez. Önce onlar Fransaya baksın, Almanyaya baksın, Avrupa Birliği kökten kendisine baksın. karşılığını verdi.
Mahalli idareler seçiminde Cumhur İttifakı olarak ortak aday olacak mı, öyle bir çalışma var mı? sorusunu Bahçeli, Cumhur İttifakı anlayışı içerisinde 81 ilde, 922 ilçede, 30 büyükşehir belediyesinde ve 6 Şubat depreminde felaket gören illerimizde masaya oturacağız. Cumhur İttifakı olarak Türkiyenin geleceği için en doğru kararı verme şuuruyla ortak hareket edeceğiz. Cumhur ittifakında biriz, beraberiz ve yarın da beraber olacağız. diye yanıtladı.
Bahçeli, MYK toplantınızda AK Parti ile MHPnin birlikte çalışması için bir talimatınız oldu mu? sorusu üzerine şunları söyledi:
7 Ekim 2023 tarihinde AK Partinin kongresi vardır, büyük kongresi. O kongreden sonra zannediyorum belediye seçimleri üzerinde çalışmaları hızlandıracaklardır. Biz Cumhur İttifakı ruhuyla hareket ettiğimizi ilke olarak benimsediğimiz için hem kadrolarımızla hem ilçelerin illerin durumlarıyla, alınan oylarla, neyimiz varsa masamızın üstünde ve bununla ilgili de iki arkadaşımızı görevlendirmiş bulunuyoruz. Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu değerli dava arkadaşımız Feti Bey ve Mahalli İdarelerden Sorumlu Sadir Durmaz Bey. Şimdilik iki konu üzerinde çalışma yapacak yetkili olan arkadaşlarımızdır. Kendileri ihtiyaç hissettiği takdirde, başkanlık divanında, değerli MYK üyesi arkadaşlarımızdan da kendilerine çalışma arkadaşı bulabilirler.
İSTEĞİM KEMAL KILIçDAROĞLUNU ÜZMESİNLER
Bahçeli, CHP Grup Başkanı Özgür Özelin genel başkan adaylığı anımsatılarak, konuşmasındaki tavşan aday ifadesinin belirtilmesi üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
6lı masanın 1,5 yılı aşkın çalışma düzeni ve her akşam yedikleri yemeğin menüsü hakkında bilgi sahibi değiliz. Ne konuştular, ne yaptılar, onları bilemiyorum. Bildiğim tek bir gerçek var, 6lı masa kendilerinin tartışması ile Sayın Kemal Kılıçdaroğlunu cumhurbaşkanı adayı gösterme arzusu taşımışlardır. Mevcutların içerisinde de 6lı masanın en yetkilisi, en fazla oyu alan, Türkiye Cumhuriyeti Meclisinde temsil kabiliyeti yüksek olan kişi Kemal Kılıçdaroğludur. İsteğim Kemal Kılıçdaroğlunu üzmesinler.
KOMŞUYA VERİLECEK EV OLMADIĞI ANLAŞILMIŞTIR
İYİ Partiye komşu olalım çağrısında bulunmuştunuz. Bu çağrınız hala geçerli mi? sorusuna ise Bahçeli, Mahallede komşuya verilecek ev olmadığı anlaşılmıştır. yanıtını verdi.