Mustazaf-Der Bursa Şubesi, Gürsu İlçesinde bulunan Yükselbodur İlköğretim Okulu öğrencilerinden Senanur Polat`ın babası Mehmet Polat`a hapis cezası verilmesini düzenlediği kitlesel basın açıklamasıyla kınadı.
Adnan Alınç`ın okuduğu Basın Açıklaması Ahzab suresinin 59. ayetinde geçen Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle. Bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında kendilerini baştan aşağı örten dış elbiselerini üzerlerine alıp örtünsünler İlahi emrinin okunması ile başladı.
Eğitim kurumlarında tesettürün yasaklanması, bilim çağı olan günümüzde bilime yapılan aptalca düşmanlığın en bariz göstergesidir denilen açıklamada; yargılanan, yasaklanan ve engellenmeye çalışılan İslami yöntem olunca; insan hakları ve özgürlük savunucularının çoğunun, bu yasaklara karşı ya sessiz kalmayı ya da yasaklamaları desteklemeyi tercih ettikleri vurgulandı.
Başörtülü Öğrencilere Uygulananlar İnsan Hakkı İhlali Değil mi?
İnsan hakkı ihlallerine sıfır tolerans tanıdıklarını defalarca ve her fırsatta dile getiren hükümet yetkilileri, tek gayeleri tesettür emrini yerine getirmek olan başörtülü öğrencilerin okullara alınmamalarını, hakarete uğramalarını, insanlık dışı bir uygulama olan tecride tabi tutulmalarını, hatta ve hatta dövülmelerini ve ailelerinin polis tehdidine maruz kalıp mahkemelere sevk edilmelerini insan hakkı ihlali olarak görmüyorlar mı? diye sorulan açıklamada, 2011-2012 Eğitim yılının başlamasından bu yana başörtülü çocukların hala okula alınmadıkları vurgulandı.Haklı ve Mağdur Olanlar Suçlu İlan Edildi
Hiçbir şiddet olayı olmadığı halde sadece çocuğunun inancı gereği başörtülü olarak okula alınması konusunda ısrar etmelerinden dolayı veli Mehmet Polat`ın, daha önce çıkarıldığı savcılık tarafından tutuklama istemiyle hâkime sevk edildiği belirtilen açıklamada; Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesi`nde dün görülen ilk duruşmada mahkeme heyetinin, Mehmet Polat`a altı ay hapis cezası vermesinin bir zulüm olduğu dile getirildi.Haklı ve mağdur olanlar haksız ve suçlu ilan edilirken; hak ihlali yapan ve yasaları çiğneyenler haklı ve mağdur görülmüşlerdir denilen basın açıklamasında, Yetkililerin; Anayasanın MADDE 42 de belirtilen Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz, MADDE 24 de belirtilen Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir, MADDE 10 da belirtilen Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir Ve MADDE 40 ta belirtilen Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir diye açıklanan hak ve hürriyetleri ihlal ettikleri, kanunları çiğnedikleri belirtildi.
Kızını Günlerce Okul Kapısına Götüren Veli mi, Öğrenciyi Okula Almayanlar mı Suçlu?
TCK 265/1. maddesi gereği Mehmet Polat`a verilen cezanın haksız ve hukuk dışı olduğu vurgulanan açıklamada, esasen kamu görevlisinin öğrenciyi okula almama ve dışarı çıkarmasının anayasal bir suç olduğu ifade edildi.Kızının inancı gereği okumasını isteyen ve bu yüzden günlerce okulun kapısına ve hatta sınıfına kadar kızını götüren baba mı kızının eğitim hakkını engelliyor yoksa yasak olmamasına rağmen başörtülü olduğu gerekçesi ile kız öğrenciyi okula almayan okul idarecileri mi eğitim hakkını gasp ediyorlar? diye sorulan basın açıklamasında; Mahkemede mağdur sıfatı ile bulunması gereken baba maalesef sanık sıfatı ile bulunmuş ve bu yüzden hapis cezası almıştır. Evet, maalesef şunu tekrar tekrar söylüyoruz ki, bu ülkede hâlâ üstünlerin hukuku işliyor denildi.
Basın açıklaması şu cümleler ile son buldu.Eğitim sisteminin ve dindar nesil yetişmesi tartışmasının konuşulduğu bu günlerde, bu karar ile birlikte anlıyoruz ki, bu tartışmalar boşuna ve yersizdir. Çünkü bu mantalite ile tüm kesimleri kucaklayacak ne bir eğitim sistemi oluşur ne de bahsedilen dindar gençlik yetişir. Yetkililerden bu yanlıştan dönmelerini istiyor ve hukukun herkese eşit uygulamasını diliyoruz.