İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, bombayı caddeye bırakan sanık Ahlam Albashırın eyleminin, terör örgütü YPG/PYDnin nihai amacı olan Türkiyenin birliği ve bütünlüğünü bozarak topraklarının parçalanması ve parçalanan bu topraklar üzerinde, sözde bağımsız bir Kürt devleti kurulması gayesine ulaşılması için toplumda korku ve endişe yaratmak olduğu vurgulandı.
Kararda, sanık Ahlam Albashırın terör örgütü YPG/PYD üyesi olduğu, hakkında yakalama kararı bulunan ve eylemin ardından Edirne üzerinden yurt dışına kaçırılan kendisi gibi terör örgütü üyesi olan sanık Bilal el-hacmaos ile beraber karı koca görüntüsünde, eylemi planlayan Hacı kod isimli terör örgütü yöneticisi Khalil Manja Hussein tarafından yasa dışı yollardan Türkiyeye gönderildiği ifade edildi.
İstanbulda Suriye uyruklu sanıklar Ferhat Habeş ve Fatma Berkelin evlerinde 3 hafta kaldığı, sonraki süreçte ise atölyelerinde yaşamaya devam ettiği, bu süre zarfında Hacı kod isimli terör örgütü yöneticisinin talimatları ile Taksim ve Fatih gibi sivil vatandaşların yoğun olarak bulunduğu ve en üst zayiat ve zararın oluşabileceği bölgeleri tespit amacıyla keşifler yaptığı kaydedilen kararda, patlamanın yaşandığı gün Albashırın Hacı kod isimli örgüt yöneticisinin talimatıyla söylenilen yere çantayı bıraktığı ve ticari taksiyle bölgeden uzaklaştığı belirtildi.
Saldırının amacının devleti aciz göstermek olduğu kanaatine varıldı
Kararda, sanık Albashırın vatandaşların can ve mal güvenliği konusunda telaşlanıp panik olacağı bir ortam oluşturmak, acı ve hüzün gibi kötü duyguların insanlarda oluşmasını sağlayarak toplumun refah ve konfor seviyesini düşürmek, devletin, vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlayamayacak düzeyde sözde aciz ve zavallı olduğu izlenimini oluşturarak vatandaşları devlete ve yönetime karşı kışkırtmak olduğu, bu nedenlerle Albashırın olabildiğince fazla insanın hayatını kaybetmesi hedefiyle Taksim bölgesini seçtiği ifade edildi.
Bu hedefi doğrultusunda sanığın elverişli hareketler ile belirlenmiş kurgu dahilinde tasarlandığı şekilde sebat ve ısrarla hazırlanan bombayı söylenen yere bıraktığına işaret edilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
Eyleminin pek çok insanın hayatını kaybetmesine sebep olacağını bildiği ve bunu isteyerek, sebatla ve koşulsuz olarak serin kanlı bir biçimde hareket ettiği, elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya konan eylem neticesinde sanığın elinde olmayan sebeplerle 99 insanın hayatını kaybetmeyerek yaralandığı, sanığın suçu işledikten sonraki tutum ve davranışları, toplum açısından oluşturduğu ve oluşturma ihtimali bulunan tehlike, suçu işledikten sonra pişmanlık yaşadığına dair mahkememizde herhangi bir kanaat oluşmaması sebepleriyle hakkında takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Albashırın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin ise şu değerlendirme yapıldı:
Sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istenmiş ise de söz konusu suçun devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak suçu içerisinde erimesi ve bu suçtan ayrıca ceza verilmesi hasebiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Gerekçeli kararda, Suriye topraklarının büyük bir kısmının emperyalist güçlerin, muhalif kuvvetlerin ve terör örgütlerinin kontrolü altına girmesi nedeniyle milyonlarca insanın can ve mal güvenliği endişesi ile sığınmacı statüsünde başta Türkiye olmak üzere çevre ülkelere göç ettiği, bununla beraber yasa dışı yollardan Türkiyeye gelmek ve burayı köprü olarak kullanıp Avrupa ülkelerine geçmek isteyen insanların ve grupların da çoğalması nedeniyle büyük bir göçmen kaçakçılığı ağının oluştuğu ifade edildi.
Terör örgütleri göçmen kaçakçılığını organize ediyor
Göçmen kaçakçılığı ağının içinde Türkiyede ve uluslararası alanda faaliyet gösteren terör örgütü ve yasa dışı oluşumların ve çetelerin etkin olduğu kaydedilen kararda, bu grupların kendi amaçları ve çıkarları doğrultusunda mensuplarının ve sivil insanların yasa dışı yollardan Türkiyeye girmelerini, buradan geçerek Avrupa ülkelerine ulaşmalarını koordine ettiği ve sağladığı anlatıldı.
Terör örgütü YPG/PYDnin emellerine ulaşmak ve kanlı eylemlerini gerçekleştirmek amacıyla, yetiştirdiği mensupları olan sanıklar Ahlam Albashır ve Bilal el-Hacmausu yine örgütün mensubu olan ve göçmen kaçakçılığı yaparak kendini bu şekilde tanıtan sanık Khalil Manja Hussein aracılığıyla Türkiyeye yasa dışı yollardan gönderdiği vurgulanarak, Husseinin irtibata geçtiği göçmen kaçakçısı sanıklar Süleyman Güder ve Tareq Alkhatibin, sanık Güdere ait araçla Albashır ve Hacmausu Hataydan Adana Ceyhana getirdiği aktarıldı.
Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Beyoğlu İstiklal Caddesinde, terör örgütü PKK tarafından 13 Kasım 2022de düzenlenen bombalı saldırıda, 6 kişinin hayatını kaybettiği, 99 kişinin yaralandığı kaydedilmişti.
İddianamede, soruşturma kapsamında terör örgütü YPG/PYDnin özel istihbarat elemanı olan sanıklar Ahlam Albashır ve Bilal el-Hacmausun, örgüt tarafından özel eğitime tabi tutulup talimatlandırıldığı, patlayıcı malzeme eşliğinde Türkiyeye gönderildiklerinin tespit edildiği belirtilmişti.
Sanıkların, örgütün kurduğu ağ vasıtasıyla illegal yollardan İstanbula intikal edip örgüte ait evlere yerleştirildiği aktarılan iddianamede, bu kişilerin gelen talimatla söz konusu eylemi gerçekleştirdiklerinin belirlendiği ifade edilmişti.
İddianamede, sanık Bilal el-Hacmausun Edirneden yurt dışına firar ettiğine, hakkında yakalama emri düzenlenip kırmızı bülten talebinde bulunulduğuna dikkati çekilerek, Terörle Mücadele Daire Başkanlığının yaptığı araştırma ile bombalı saldırı eylemini organize edip talimatını veren, örgütün sözde yönetim kadrosundaki Cemil Bayık, Hülya Oran, Sabri Ok, Saliha Bişkin, Velid Halil, Layika Gültekin, Fehman Hüseyin ve Ferhat Abdi Şahin ile Khalil Manja Hussein (Halil Menci) hakkında yakalama emri düzenlendiği aktarılmıştı.
Firari sanık Halil Menci MİTin operasyonuyla etkisiz hale getirilmişti
Terör saldırısının failleri Ahlam Albashır ile Bilal el-Hacmausu yönlendiren ve yurt dışına kaçmasını sağlayan terörist sanık Halil Mencinin, PYD/YPG kontrolündeki Kamışlıda bulunduğu tespit edilmişti. Menci, 22 Şubatta Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) Suriyenin kuzeyindeki Kamışlıda gerçekleştirdiği nokta operasyonla etkisiz hale getirilmişti.
Yargılama sonucu verilen cezalar
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ahlam Albashırı devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme ve tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme suçlarından 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.
Heyet, sanık Albashıra ayrıca 99 kez kasten öldürmeye teşebbüs ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi suçlarından da toplamda 1794 yıl hapis cezası ile 22 bin lira adli para cezası vermişti.
Mahkeme Albashırın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu içerisinde eridiğine kanaat getirerek, bu suç yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına hükmetmişti.
Diğer sanıkların aldığı cezalar
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Fatma Berkel ve Ferhat Habeşi devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım, tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürmeye yardım, tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürmeye yardım ve silah sağlama suçlarından toplamda 1035er yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Tutuklu sanıklar Ammar Jarkas ile Ahmed Carkesı göçmen kaçakçılığı, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından toplamda 17şer yıl hapis ve 60 bin lira adli para cezasına çarptıran heyet, sanıkların üzerlerine atılı diğer suçlardan ise beraatine karar vermişti.
Heyet, Hüseyin Güneş, Mahmud Elabid, Mahmud El Yusuf, Süleyman Güder, Tareq Alkhatibi göçmen kaçakçılığı suçundan 6şar yıl hapis cezası ile 30ar bin lira adli para cezası verirken, sanık Hazni Gölgeyi ise aynı suçtan 9 yıl hapis cezası ve 60 bin lira adli para cezasına çarptırdı.
Sanıklar Hüseyin Güneş, Bakar Carkes, Hadir Jarkas, Hatice El Kurdi, Salih Carkes, suçluyu kayırma suçundan 4er yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, bu sanıkların üzerlerine atılı diğer suçlardan beraatlerine hükmetmişti.
Heyet, diğer 12 sanığın ise üzerlerine atılı tüm suçlardan delil yetersizliği nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar vermişti.
Tutuklu sanıklardan 4ü tahliye edilmişti
Mahkeme heyeti, sanıklar Ahlam Albashır, Ahmed Carkes, Ammar Jarkas, Fatma Berkel, Ferhat Habeş ve Hazni Gölgenin tutukluluk halinin devamına karar verirken, sanıklar Hüseyin Güneş, Ahmad Alhaj Mwas, Ahmad Haj Hasan ve Hasan Alinin ise tahliyesini kararlaştırmıştı.
Heyet firari sanıklar Sabri Ok, Hülya Oran, Ferhat Abdi Şahin, Layika Gültekin, Bilal El-Hacmous, Velid Halil, Cemil Bayık, Fehman Hüseyin ve Saliha Bişkinin dosyasının ayrılmasına hükmetmişti.