Edinilen bilgiye göre, kaza saat 22:00da D-100 Paşaköy kavşağını geçtikten 300 metre sonra meydana geldi. Bolu istikametine giden Hasan Bal yönetimindeki 06 JR 717 plakalı lüks otomobil sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonrasında karşı şeritten giden Mustafa Cankurtaran yönetimindeki 14 NB 224 plakalı minibüsle kafa kafaya çarpışırken, minibüs tarlaya uçtu.
Kazada otomobilin ön kısmı paramparça olurken, sürücü Hasan Bal araçta sıkıştı. Olay yerine gelen Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğüne bağlı ekipleri sürücüyü kurtarırken, sırtım ağrıyor diyerek sağlık görevlilerine yavaş müdahale edilmesini söyledi.
Kazada ayrıca otomobilde bulunan Gökhan Şenel ve minibüs şoförü Mustafa Cankurtaran ve minibüste bulunan Sakine Cankurtaran yaralanarak İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesinde tedavi altına alındı. Polis kazayla ilgili inceleme başlattı.
Bolu ili Yurdumuzun Batı Karadeniz Bölgesinde, 30 32 ve 32 36 doğu boylamları, 40 06 ve 41 01 kuzey enlemleri arasında yer almaktadır. 8458 km alanı olan İlimizin batısında; Sakarya ve Düzce, güneybatısında; Bilecik ve Eskişehir, güneyinde; Ankara, doğusunda; çankırı ve Karabük, kuzeyinde; Zonguldak illeri vardır.
İlin merkez ilçe haricinde 8 İlçesi, 4 beldesi ve 511 köyü vardır.
Coğrafi Konumu
Bolunun doğusunda çankırı, kuzeydoğusunda Karabük, kuzeyinde Zonguldak ve Karadeniz, batısında Düzce, güneyinde Ankara bulunmaktadır.
Dağlar: İl topraklarının % 56 sını kaplamaktadır. lin güneybatı - kuzeydoğu istikametinde Bolu Dağları; en yüksek yeri 1980 m. ile çele Doruğu, ve Abant Dağları (1748 m.), Geredenin kuzeyinde Arkot (1877 m.) ve Göl Dağları (1112 m.)dır. En güneyde ilk iki sıradan daha yüksek olan ve genel olarak Köroğlu Dağları (en yüksek yeri 2499 m.) adı verilen volkanik dağlar uzanır. Bolunun güneyindeki uzantısı Seben Dağları 1854 m. Mudurnu civarında Ardıç Dağları 1443 m. Güneydeki çal Tepesi ise 1640 m. yüksekliğindedir.
Ovalar: İl Yüzölçümünün % 8ini kaplayan ovalar genel olarak batı doğu istikametinde uzanırlar. 725 m. yükseltideki Bolu Ovası ve 1300 m. yükseltideki Gerede Ovaları en genişleridir. Diğer ovalar ise Yeniçağa Ovası, Mudurnu Ovası ve Göynük ilçesinin güneyinde Himmetoğlu Ovasıdır.
Akarsular: Boluda en önemli akarsular Büyüksu, Mengen çayı, Aladağ çayı, Mudurnu çayı , Göynük Suyu, çatak Suyu ve Gerede çayıdır.
Göller : Yörede morfolojik yapının karmaşıklığı, akarsu sayısının çokluğu, yükselti farklılıkları ve eğimin fazlalığı gibi faktörler çok sayıda gölün oluşmasına neden olmuştur. Havzaların ve çanakların yüzölçümlerinin küçüklüğü göllerin de küçük alanlı olması sonucunu doğurmuştur. Abant Gölü, Yeniçağa, çubuk, Sünnet, Yedigöller, Karagöl, Sülüklügöl, Karamurat en önemli göllerdir.
İklim : Bolu genellikle Batı Karadeniz ve Karadeniz iklim tiplerinin içinde yer almaktadır. Bunun yanında güneybatı bölümlerinde Marmara ve İç Anadolu iklim tipleri de görülmektedir. Son 52 yıllık verilere göre ortalama günlük güneşlenme süresi 5 saat 49 dakika, yıllık yağış 536 mm. yıllık ortalama yağışlı gün sayısı ise 137 gündür.
Bitki Örtüsü :Boluda hakim bitki örtüsü ormanlardır. İl topraklarının %55i ormanlarla kaplıdır. Karadere, Seben ve Aladağ Ormanları yurdumuzun en zengin ormanlarıdır. Hakim ağaç türleri kayın, gürgen, ıhlamur, dişbudak, meşe, kızılağaç, karaağaç, kavak, köknar ve sarıçamdır.
Ulaşım
Ankaraİstanbul karayolu üzerinde bulunan Boluya sadece kara yolu ile ulaşım sağlanabilmektedir.
Tarihçe :M.Ö. 1200lü yıllarda bütün Hitit toprakları gibi Bolu da Friglerin elindeydi. M.Ö. 6. asırda Persler bölgeye hakim oldular. M.Ö. 336da Büyük İskender Persleri yenerek Anadolunun bir çok yeri gibi Boluyu da ele geçirdi. Büyük İskenderin ölümü üzerine Makedonya yıkılınca Bolu bölgesinde Bitinya Krallığı kuruldu. Yazılı belgeler, o dönemlerden kalan arkeolojik eserler ve tarih kaynaklarına göre, Trak göçleri sonunda Sakarya ve Filyos Nehrinin yayı içine yerleşen halk Bithyn ismi ile anılıyordu. Bu yüzden Bolunun da içinde bulunduğu Kuzeybatı Anadoluya Bithynia denilmiştir. Bithynler tarafından Salonia Campus denilen Bolu Ovası ve çevresinin adı Romalılar tarafından Claudio Polis olarak değiştirilmiştir. Bolu isminin de Polisten geldiği sanılmaktadır. Üç tepe üzerinde kurulmuş olan şehir içte ve dışta surlara sahipti. Şehrin kuzeyinde Halı Hisarı bölgesinde bu surların kalıntıları görülebilmektedir. 1071 Malazgirt zaferinden sonra batıya yayılan Türkmenler 3 yıl sonra Boluya yerleştiler. Selçuklu Devletinin komutanları Artuk, Tutuk, Danişmend, Karateki ve Saltuk Beyler Süleyman Şahın emrinde İstanbul sınırına dayandılar. Bu akınlar sırasında Bolu, Horasanlı Aslahaddin tarafından fethedilmiştir.
Bolu Yöresine Osmanlı akını ilk kez Osman Gazi tarafından başlatılmıştır. Bolu yöresinin tümüyle fethedilmesi ise Orhan Gazi döneminin ilk yıllarına (1324 - 1326) rastlar. Bir başka rivayete göre Osmanlılar zamanında bölgede, bol olarak Uluğ - Alim olması nedeniyle önceleri Bol Uluğ, zamanla yöre BOLU olarak isimlendirilmiştir. Yıldırım Beyazidin ölümü ile başlayan şehzadeler savaşına Bolu, birçok kez sahne oldu. Bolu, Ankara Savaşı sonrası Timurun talan ettiği bölgelerin dışında kaldığı gibi, bu tehlike bitinceye kadar, Osmanlı Devletinin 2. kurucusu sayılan çelebi Mehmeti de Kızık Yaylasında barındıran belde olmuştur. çelebi Mehmetin Osmanlı Devletinin birliğini sağlamasından sonra ise Bolu, düzenli bir yönetime kavuştu.
1324 1692 yılları arasında Bolu, 36 kazası olan bir sancak beyliği idi. XVI. Yüzyılda Bolu, ikinci derece Şehzade sancaklarından biri oldu. 2. Bayezit döneminde Şehzade Süleyman (Kanuni) buraya atandı. 1683-1792 yılları arasında Bolu, Voyvodalıkla yönetildi. II. Mahmut zamanında ise Mutasarrıflığa dönüştürüldü. (1811) Tanzimat sonrası Bolu; Kastamonu eyaletine bağlandı (1864). 1909 yılında ise tekrar Mutasarrıflığa dönüştürüldü.
Mondros Mütarekesinin yürürlüğe girmesi ve İzmirin işgal edilmesinin ardından Bolu yöresinde ilk Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Geredede örgütlendi. Bolu 1. Dünya Savaşında ve sonrasında düşman işgaline uğramadı fakat maddi zarar gördü. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yapılan milli mücadele dönemlerinin sonunda Bolu, 10 Ekim 1923de Mutasarrıflık devrini tamamladı ve vilayet haline getirildi.