Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'na 14'üncü kez hitap edecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna 24 Eylül Salı günü 14'üncü kez hitap edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ana gündem maddesi İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları olacak.

Haberler 17.09.2024 - 11:18 Son Güncelleme : 17.09.2024 - 11:18

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlık görevinde bulunduğu 2005te ilk kez BM 60. Genel Kurulu görüşmelerine katıldı.

Erdoğan, Genel Kuruldaki hitabında, Her şeyden önce kendini yenileyen, daha demokratik ve şeffaf, tüm üyelerin ortak iradesini temsil kabiliyetine sahip, uluslararası ihtilafların çözüm zemini olan, dünya barışının teminatı olarak görülen, saygınlığı, tüm üyeleri tarafından yüceltilen, daha aktif ve daha dirayetli bir BM teşkilatı, insanlığın ortak yararınadır. mesajını verdi.

Erdoğanın katıldığı sonraki BM Genel Kurulu ise 2007deki 62. Genel Kurul görüşmeleri oldu.

Konuşmasında terörle mücadele konusuna vurgu yapan Erdoğan, Dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan terör eylemi hepimizi hedef alan bir insanlık suçudur. Sınır tanımayan terörü lanetliyor, terörün acı tecrübesini bizzat yaşamış bir ülkenin başbakanı olarak tüm insanlığa yönelik bu tehditle mücadelede dayanışma ve daha etkin işbirliği çağrısını buradan yineliyorum. ifadelerini kullandı.

Reform girişimlerine tam destek veriyoruz
Erdoğan, 2009da katıldığı BM 64. Genel Kurulunda ise BMnin yapısının reforme edilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Adil ve katılımcı bir küresel düzenin kurulması için Birleşmiş Milletlerin etkinliğinin artması gerektiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf, adil ve etkin bir Birleşmiş Milletlerin, küresel barış ve istikrara daha fazla katkı yapacağına inanıyoruz. Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yoksullukla mücadele, kadın-erkek eşitliği, insan hakları ve insan onurunun korunması konularında, daha etkin bir kurum haline gelmelidir. Bu amaca matuf reform girişimlerine tam destek veriyoruz. Fakat Birleşmiş Milletler sistemindeki reformun, Güvenlik Konseyi de reforma tabi tutulmadığı müddetçe başarılmış sayılamayacağı muhakkaktır.

2011deki BM 66. Genel Kurulunda bölgesel konuları değerlendiren Erdoğan, Suriye, Libya, Somali, Filistine ilişkin mesajlar verdi, Azerbaycan topraklarının yıllardır süren haksız işgalinin sona ermesi gerektiğini kaydetti.

Erdoğan, Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması asla kabul edilemez, uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler bulunması, hepimizin siyasi ve ahlaki sorumluluğudur. diye konuştu.

Dünya beşten büyüktür
Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez 2014 yılındaki BM 69. Genel Kuruluna hitap etti.

BMnin reform ihtiyacını Dünya beşten büyüktür ifadesiyle dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

Daha fazla gecikmeden, daha fazla mazlum insan, masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Tüm alınan kararlar, bakıyorsunuz bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer hayır derse hayır, evet derse o zaman icraata geçilebiliyor. Filistinde sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken, Birleşmiş Milletler beklenen çözümü üretememiştir. Suriyede 4 yıldır 200 binden fazla kişi katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler yine etkili çözümler sunamamıştır.

FETÖye karşı uyarı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖnün 15 Temmuz 2016daki darbe girişiminden yaklaşık 2 ay sonra BM 71. Genel Kuruluna katıldı.

Burada dost ülkeleri FETÖye karşı önlem almaya çağıran ve terörle mücadele konusunda önemli mesajlar veren Erdoğan, şöyle konuştu:

Bu darbe girişimi, milletimizin demokrasisine, hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Bu bakımdan milletimle iftihar ediyorum. Demokrasisine sahip çıktığı için iftihar ediyorum. 29 gün, gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak bedenini tankların önüne siper ederek engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam, milletimizin işte bu cesur ve asil duruşu sayesindedir. Unutulmasın ki Türkiyedeki darbe girişimi, aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken, demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü, sadece Türkiyenin değil, varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer bir deyişle, bugün bu Genel Kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt Türkiyenin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir.

DEAŞa karşı elde edilen en büyük başarı
Cumhurbaşkanı Erdoğanın 2017de yapılan BM 72. Genel Kurulundaki konuşmasında ise Suriye ve terörle mücadele mesajları öne çıktı.

Türkiye, Suriye ve Iraktaki istikrarsızlıktan beslenen DEAŞ ve PKK gibi bölgenin en eli kanlı terör örgütleriyle kıyasıya bir mücadele içindedir. Bunun yanında ülkemizin meşru, demokratik rejimini kanlı bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz de devam ediyor. diyen Erdoğan, Suriyenin kuzeyinde başlatılan Fırat Kalkanı Operasyonunun, bölgenin işgalinden bu yana DEAŞa karşı elde edilen en büyük başarı olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018deki BM 73. Genel Kurulunda, BMye yönelik eleştirilerde bulundu, Filistin meselesini gündeme getirdi.

Birleşmiş Milletlerin insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı da bir gerçektir ifadesini kullanan Erdoğan BM Güvenlik Konseyinin sadece veto hakkına sahip 5 üyenin çıkarlarına hizmet eden, dünyanın diğer bölgelerine, yaşanan zulümlere seyirci kalan bir yapıya büründüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

Geçmişte Bosnada, Ruandada, Somalide, yakın tarihte Myanmarda, halen Filistinde yapılan katliamlar hep Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin gözü önünde gerçekleşmiştir. Filistinlilere uygulanan zulme ses çıkarmayanların, onlara yapılan yardımları kısma konusundaki gayretleri sadece zalimlerin cesaretini artırmaktadır. Tüm dünya arkasını dönse bile, Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüsün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Aylan bebeğin fotoğrafıyla seslendi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019daki BM 74. Genel Kurulunda ise düzensiz göç sorununu Aylan bebek örneğiyle anlattı.

Muğlanın Bodrum ilçesinde, sahile vuran minik bedeniyle düzensiz göç meselesinin sembolü haline gelen Aylan bebeğin fotoğrafını gösteren Erdoğan, Dünya, canlarını kurtarmak için çıktıkları yolculukları ya Akdenizin karanlık sularında, ya da sınırlara gerilen tel örgülerin önlerinde sonlanan milyonlarca mazlumu maalesef çok çabuk unuttu. Özellikle işte gördüğünüz gibi Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki, bir gün ola ki aynı durum sizlerin de başına gelebilir. çünkü Aylan bebekler bir değil binler, milyonlar, bütün bunlara karşı tedbirimizi almak durumundayız. şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947den bu yana Filistin haritasındaki değişimi anlatan görselle Filistin sorununa dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

Ben merak ediyorum, bu İsrail neresidir? Acaba bu İsrailin toprakları nereleri kapsıyor? 1947de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi? Bakınız sene 1947, neredeyse burada İsrail yok gibi, tamamı Filistin. Sene 1947, paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, İsrail büyüyor. Geliyorum 1967ye 1949la birlikte, İsrail büyüyor, Filistin küçülüyor. Ve geliyorum bugüne, güncel durum şu: Artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını İsrail... İsrail doyuyor mu? Hayır, doymuyor. İsrail şimdi de kalanını almanın gayreti içerisinde. Peki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, Birleşmiş Milletlerin İsraille ilgili almış olduğu bunca kararlar var, bu kararlar uygulamaya geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Peki, o zaman Birleşmiş Milletler ne işe yarıyor? O zaman bu çatının altında bizler aldığımız kararla tesirli olamıyorsak, adalet nerede temerküz edecek? İşte sıkıntımız burada.

Salgın nedeniyle video konferans
BM 75. Genel Kurulu, 2020 yılında tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgını nedeniyle video konferans aracılığıyla düzenlendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kuruluna 10uncu hitabını video konferans yöntemiyle gerçekleştirdi.

BMnin yapısına yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan, konuşmasında şunları dile getirdi:

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok taraflı örgütlerin reform ihtiyacı bulunuyor. Mevcut küresel mekanizmaların bu krizde ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki Birleşmiş Milletlerin en temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyinin salgını gündemine alması haftalar, hatta aylar sürdü. Salgının başlarında ülkelerin kendi hallerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı. Böylece yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim, Dünya beşten büyüktür tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz. Uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçmek için öncelikle zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı gözden geçirmeliyiz.

Sıcaklık artışının neden olduğu afetlere dikkati çekti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021de BM 76. Genel Kurulu konuşmasında dünyanın farklı bölgelerindeki sıcaklık artışının neden olduğu afetlere dikkati çekti. Asya ve Avrupada seller, Amerikada kasırgalar, Afrikada kuraklık, Akdeniz ülkelerinde yangınlar, Grönlandın zirvesinde yağmur, çöllerde kar görülmesi gibi alışık olunmayan hadiseler yaşandığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

Bu afetler çevreye ve ekosisteme verdiği zararlar yanında, insanların can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor. Pek çok yerde insanlar, toplu olarak başka yerlere gitmeye, göç etmeye hazırlanıyor. Halbuki dünya henüz Suriye ve Afganistan gibi çatışma kaynaklı kriz bölgelerinin yol açtığı mülteci meselesine çözüm bulamadı. Böyle bir dönemde kuraklık, gıda sıkıntısı, hava olayları gibi bu tür sebeplere dayalı yüzlerce milyonluk göçlerle nasıl baş edileceği meçhuldür.

Rusya-Ukrayna Savaşı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 77. Genel Kurulunda Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili gelişmelere değinerek, Karadeniz Tahıl Koridoru ve taraflar arasındaki müzakerelere ilişkin Türkiyenin çalışmalarını anlattı.

Anlaşma kapsamında tahıl taşıyan bir geminin İstanbul Boğazındaki fotoğrafını gösteren Erdoğan, Sayın Genel Sekreter ile yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde, Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını temin ettik. Bu gelişmeyi sağlayan İstanbul Mutabakatının ikinci ayı dolarken, sevkiyatın her geçen gün ivme kazanmasını memnuniyetle izliyoruz. Tahıl arzının sürdürülmesinin sağlanmasında kritik öneme sahip bu mutabakat Birleşmiş Milletlerin son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir. Dünyanın dört bir yanında uluslararası camiadan medet umanların Birleşmiş Milletlere besledikleri güven, bu başarıyla yeniden tazelenmiştir. İstanbul Mutabakatı, taraflar açısından hayati önem arz eden meselelerde müzakerelerin sonuç verdiğini de ispatlamıştır. dedi.

Uluslararası toplumu KKTCnin bağımsızlığını tanımaya davet ediyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl düzenlenen BM 78. Genel Kurulunda da BMye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Terörle mücadele, İslam düşmanlığı ve ırkçılık gibi konularda mesajlarını paylaşan Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı, Filistin meselesi, Doğu Akdenizdeki gelişmelere de değindi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle ilgili de mesajlar veren Erdoğan, Uluslararası toplumu, KKTCnin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz. ifadeleriyle dünya devletlerini KKTCyi tanımaya çağırdı. Erdoğan, ayrıca Adadaki BM Barış Gücünden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrısta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz. ifadeleriyle net mesajlar verdi.

Karabağın Azerbaycan toprağı olduğunu ifade eden Erdoğan, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistanın, bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistanın başta Zengezur Koridorunun açılması olmak üzere verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. dedi.

14üncü kez hitap edecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Eylülde BM 79. Genel Kuruluna 14üncü kez hitap edecek, konuşmanın ana gündem maddesi İsrailin Gazzeye yönelik saldırıları olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumu İsrailin saldırılarına karşı durmaya çağıracak. Erdoğan, zirve kapsamında devlet ve hükümet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştirecek.

Her yıl dünya liderlerini ABDnin New York kentinde bir araya getiren BM Genel Kurul görüşmelerinin 79uncusu 22 Eylülde Geleceğin Zirvesi ile açılacak.

Yüksek düzeyli hafta olarak bilinen ve liderlerin konuşmalarına ev sahipliği yapılan oturum ise 24 Eylülde başlayacak. BM 79. Genel Kurulunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın ilk gün, üçüncü sırada söz alması öngörülüyor.

Genel Kurula 190 ülkeden üst düzey katılım sağlanması bekleniyor.

Ana Sayfaya Git