Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni bir doğal gaz gemisi alıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni bir doğalgaz gemisi alıyoruz. Sakarya Gaz Sahası’ndaki gaz

Haberler 21.07.2024 - 13:16 Son Güncelleme : 21.07.2024 - 13:16

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi.

20 Temmuz Barış ve Özürlük Bayramının 50. yıl dönümü vesilesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gerçekleştirdikleri ziyareti tamamladıklarını söyleyen Erdoğan, Bu tarihi günde Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağları bir kez daha vurguladık. Bundan 50 sene önce olduğu gibi bugün de ana vatan ve garantör devlet olarak Kıbrıs Türkünün yanındayız. dedi.

Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmeye kimsenin gücü yetmez

İktidar ve muhalefet olarak verdikleri birlik, beraberlik ve dayanışma tablosunu bu bakımdan kıymetli gördüğünü ifade eden Erdoğan, Kıbrıs davasının sadece bizim değil, 85 milyonun davası, kırmızı çizgisi olduğu böylece anlaşılmıştır. Şunun bir defa anlaşılması gerekir. Adanın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmeye ve göstermeye kimsenin gücü yetmez. Bugünkü ziyaretimizde bunu adeta perçinlemiş olduk. diye konuştu.

Bu anlayışla artık bir yere varılması mümkün değildir

İki devletli modelin Kıbrıs meselesinin yegane çözüm yolu olduğunun gün geçtikçe daha net ortaya çıktığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı, çözüm yolunda bugüne kadar her türlü fedakarlığı göstermiştir. Annan Planına evet diyen taraf, Kuzey Kıbrıs olduğu halde takdir edilen maalesef yine Rumlar oldu. Bu anlayışla artık bir yere varılması mümkün değildir. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri tescil edilmeden bir yere varılamaz. Her iki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere sürecinin başlamasını açıkçası mümkün görmüyoruz. Bunu Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar da tören hitabında şüpheye mahal verilmeyecek şekilde açıkça ifade etti.

Her alanda KKTCnin kalkınmasına katkı sağlıyoruz

Ambargolara rağmen Kıbrıs Türkleriyle devlet hizmetlerinin layıkıyla sürdürülebilmesi için birlikte çalıştıklarını anlatan Erdoğan, Belediyelerimiz, devlet kurumlarımız ve şirketlerimiz tüm imkanlarıyla Kıbrıs Türk halkına destek olmaktadır. Geçen yıl Ercan Havalimanının yeni terminal binasını hizmete aldık. Konut projelerinden, ulaştırma yatırımlarına, elektronik devlet hizmetlerinden sağlığa, savunmadan eğitime kadar her alanda KKTCnin kalkınmasına katkı sağlıyoruz. dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

2024 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ile Kıbrıs Türk halkına büyük fayda sağlayacak yeni projeleri hayata geçireceğiz. Kuzey Kıbrısın uluslararası alanda maruz kaldığı haksız izolasyonun kaldırılması için de gayretlerimiz sürüyor. İslam İşbirtliği Teşkllatı ve Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında Kuzey Kıbrısın hak ettiği yeri alması için gerekeni yapıyoruz. Sayın Tatarın Şuşada düzenlenen Türk Devletleri Zirvesine katılması bu bakımdan son derece anlamlı oldu. İnşallah önümüzdeki süreçte bunu yeni adımlar takip edecek. 1974 Barış Harekatıyla kurduğumuz, 1983 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanıyla tahkim ettiğimiz kazanımları, tüm dünyada tanınan Kıbrıs Türk Devleti ile taçlandıracağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

SORU-CEVAP

Yunanistan Savunma Bakanının açıklamaları

Zaman zaman Yunanistandaki popülist figürlerin bu tür söylemlerle iki ülke arasındaki ilişkileri dinamitleme gayretlerine şahit oluyoruz. Biz Yunanistan ile iyi komşuluk anlayışıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Tabii bu durum, böylesi hezeyanlara sessiz kalmamızı gerektirmiyor.

Herkesin çok iyi bildiği gibi Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatını adından da anlaşılacağı gibi barış için yapmıştır ve bu müdahale neticesinde huzur tesis edilmiştir. O tarihte Kıbrısta hem Rum kesimi hem Yunanistandaki darbeciler tarafından başlatılan soykırıma Türkiye, net ve keskin bir son vermek için bu harekatı yapmıştır. Yani uluslararası hukukun bize tanıdığı garantörlük hakkı kapsamında bu müdahale yapılmıştır.

Mehmetçiğin ayak bastığı topraklarda işgal kültürü değil, huzur hakim olur

Türk askeri düşmanına bile zulmetmeyen ama mazlumun hakkını asla çiğnetmeyen şanlı bir maziye sahiptir. Aynı anlayışla bugün de gelecekte de hareket etmeye devam edecektir. Bilsinler ki Mehmetçiğin ayak bastığı topraklarda işgal kültürü değil, huzur hakim olur.

Sayın Miçotakisin bu bakanına haddini bildirmesi lazım

Son NATO zirvesinde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile konuştum. Aynı gün ben Kuzey Kıbrısta bulunacağım, orada Kuzey Kıbrıs halkına hitap edeceğim. Öğrendiğime göre siz de Güneyde olacakmışsınız, orada hitap edecekmişsiniz. Herhalde birbirimizi rahatsız edecek herhangi bir açıklama yapmayız dedim. O da benim gibi düşündüğünü söyledi.

Fakat Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ne yazık ki; farklı bir havada, belli ki Miçotakis ile yaptığımız görüşmeden haberi yoktu, ileri geri açıklamalar yaptı. Onun bir defa kalkıp da Türklerin orada işgalci olduğunu söylemesinden daha densiz, edep dışı bir ifade olamaz. Dolayısıyla, Sayın Miçotakisin bu bakanına haddini bildirmesi lazım. Bizim çok daha fazla konuşmamıza zaten gerek yok. Konuşacaklarımızı bugün zaten konuştuk. Yolumuza da aynen devam ediyoruz.

Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz

Şu anda Adada Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatı yapıyoruz. Onları bir göreyim, durum nedir dedim. Her ikisi de muhteşem birer bina oluyor. Allah nasip ederse en geç Kasım ayı ortalarında bitecek. Bu iki bina, başkanlık binasıyla parlamento binası bittiği zaman, yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz. çalışmayı en güzel şekilde devam ettireceğiz.

Bu arada, tekrar bir kontrole gidip inşaat ne durumda onu görmem lazım. Gördüğüm kadarıyla Kıbrıs taşından hakikaten muhteşem bir eser meydana geliyor. Yani Türkiye gerektiği zamanda gereken adımları atar, yapılması gerekenleri yapar. Adanın huzuruna asla katkı sağlamayacak, gerginlikleri artıracak ve uluslararası hukuk ihlallerine yol açacak adımlardan özenle kaçınmak gerekir.

Yeni bir doğalgaz gemisi alıyoruz

İsrailin yaptığı katliama ortak olmak ne Rumlara ne Yunanistana fayda sağlar. Ayrıca gerekirse deniz üssü ve deniz yapılarını Kuzeyde yaparız. Bizim de denizimiz var. Mesela yeni bir doğalgaz gemisi alıyoruz. Sakarya Gaz Sahasındaki gaz üretiminde kullanılacak, yüzer gaz işletme platformu gemisi. Yaklaşık 2 ay sonra Türkiyede olacak. 300 metre boyunda 58 metre genişliğinde. 5 milyon hane halkına yetecek kadar doğalgazı üretecek bu platform belki orada 15-20 yıl kalacak. Adeta bir üs gibi. Önümüzdeki hafta yola çıkıyor ve Türkiyeye gelecek. Zaten o üssü gördükleri zaman yeter onlara.

İbre Türkiyenin lehine dönüyor

Biliyorsunuz, uçaklarımızın lastiklerini dahi alamıyorduk ama şu anda Petlas uçaklarımızın lastiklerini yapar hale geldi. çok önemli bir adım. Üstelik Anadolunun göbeğinde. İnsansız hava araçlarından SİHAlara kadar geldiğimiz nokta belli. Aselsan, Havelsan, Roketsan, tüm bunlar şu anda savunma sanayiinde dünyayla adeta yarış halinde. Bundan dolayı da çok çok mutluyuz. Özellikle de şu anda Batı ülkeleri bizim insansız hava araçlarımızla ilgili sipariş üstüne sipariş veriyor. Ülkelerin hangileri olduğunu söylemeyeceğim. Ama Avrupa Birliği ülkelerinin artık bizden bu tür taleplerde bulunması devranın nasıl değiştiğini gösteriyor. Bu bizi ayrıca mutlu ediyor.

Kızılelma şu anda devreye giriyor. Bunların devreye girişinin o malum çevreleri çok daha çıldırtacağına eminim. Özellikle Amerikadaki seçimin de bu işte tayin edici bir rolünün olduğunu düşünüyoruz. Bu seçimin neticesiyle birlikte ne gibi adımlar atılabilir, bunları da ayrıca göreceğiz ama ibre Türkiyenin lehine dönüyor diye düşünüyorum. Bundan dolayı da huzur içindeyim. Sizler de huzur içinde olun. Kendi uçağımızı yapıyoruz, kendi uydumuzu yapıp uzaya yolladık. Daha iyisini yapacak, daha ileri gideceğiz. Bizi en çok duygulandıran ise artık bizim gençlerimizin asla yılgınlığa kapılmadan ben yaparım demesidir. Biz çok güçlü tohumlar attık, onlar filizleniyor ve gelecekte boy verecekler.

Terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek

Terörle mücadele bir matematik olayı değil. İki kere iki dört diyemezsiniz. Örneğin Pençe Kilit Harekat bölgesinde Piyade Yarbay Abdullah Cem Demirkan kardeşimiz yaralandı. 15 gün yaralı olarak kaldı ve maalesef şehit oldu. Bunların hepsinin intikamını alıyoruz. Faturayı çok ağır ödüyorlar, ödemeye de devam edecekler. Ama bilsek ki terörle mücadele bir matematik olayıdır, kalkarız açıklamayı da ona göre yaparız. Dolayısıyla da terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Önünde sonunda kazanan inşallah yine biz olacağız. Artık onları bekleyen son yakındır. Bu ülkenin insanlarına çektirdikleri acıların hesabı soruluyor. Terör meselesini kökünden bitireceğiz. Sağa sola koşturmaları, destek arama çabaları da bu yüzden. Ne yaparlarsa yapsınlar fayda göremeyecekler. Bu ülkenin insanlarına yaşattıklarının hesabını öyle ya da böyle veriyorlar. Askerimiz, polisimiz, istihbaratçılarımız sahada ve onların güçlü nefesini sürekli enselerinde hissediyorlar. Burunlarını dahi çıkartamadıkları mağaralar onları koruyamayacak.

Gerekli baskıyı yapıyoruz ve buna devam edeceğiz

Uluslararası Adalet Divanı aynı zamanda İsraili tazminata mahkum etti. Miktarını henüz açıklamadılar. İsrail o zaten bugüne kadar Uluslararası Adalet Divanının verdiği kararların hiçbirini uygulamadı. çünkü yanında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, Batı var. Biz şu anda Uluslararası Adalet Divanına karşı dünyanın değişik birçok ülkesiyle birlikte gerekli baskıyı yapıyoruz ve buna devam edeceğiz. İspanyanın duruşu burada çok çok önemliydi. Finlandiyanın, Norveçin tüm bunların duruşları önemliydi. Biz bu işi takip edeceğiz, kovalayacağız ve en sonunda inşallah burada bir netice alacağız diye düşünüyorum.

İsrail durdurulmalıdır. Bunu sağlamak hepimizin görevidir. İsraile destek olarak, mazlum Filistin halkının yıllardır yaşadığı sistematik zulmü görmezden gelerek bir yere varmak mümkün değildir. İsrail yaptıklarının cezasını çekmeli, bu ceza bir daha kimsenin böylesi bir zulmü aklından geçirememesini sağlayacak kadar ibretlik olmalıdır. Umarım bu karar ve bundan önce alınan ve İsrail tarafından uygulanmayan kararlar uluslararası toplumda bir uyanışı beraberinde getirir.

Filistinlilerin acılarına alışmamalı, onların durumunu olağan görmemeliyiz. Her yeni günde daha çok artan bir tonda sesimizi zulme karşı yükseltmeliyiz. Bu bizim insani görevimiz, tarihe borcumuzdur. Bugün takınılan ya da takınılmayan her tavır tarihe geçmektedir. Herkesi tarihin doğru tarafında durmaya bir kez daha davet ediyorum.

Onları uluslararası hukuka uymaya zorlamalıyız

İsrail, 1947de ne yaptıysa şimdi de aynısını yapıyor, değişen bir şey yok. Tüm mesele İsrailin bu davranışlarına karşı haktan yana olanlar, adaletten yana olanların el ele verip bu Uluslararası Adalet Divanının verdiği kararın yanında herkesin yer almasını sağlamaktır. Bu oyunu ancak, böylesi bir duruşla bozarız. Bu zulmü sona erdirmek için ABD yönetiminin İsraile baskı yapması, katil Netanyahuya ve beraberindekilere verdiği desteği çekmesi şarttır. İsrailin coğrafyamızı kendi karanlığına çekip bölgeyi yangın yerine çevirme isteği ortadadır. Gazzede onca zulme rağmen hedeflerine ulaşamamanın hıncı ile hareket etmektedir. Uluslararası toplumun bir ve kararlı karşı koyuşu İsrailin en istemediği şeydir. İsrail zulmüne karşı birleşmeli ve onları uluslararası hukuka uymaya zorlamalıyız. Bu sayede sadece Gazze ya da Filistin değil, ateş çemberine dönmüş bölgemiz de büyük çatışmaların içine çekilmekten kurtulur.

SORU: Trump zaten daha önce bir dönem görev yaptı ve siz onunla çalıştınız. Sonrasında da Biden seçildi ve onunla da bir süre çalıştınız. Şimdi Trumpın yeniden anketlerde önde gittiğini görüyoruz, ki siz de kendisiyle görüştünüz. Türkiye-Amerika ilişkileri bağlamında önümüzdeki süreçle ilgili, Türkiye için iyi günler gelecek ifadesi kullandığınız için soruyorum. Daha iyisini bekliyor muyuz bugünkünden?

ABD başkanlık seçimi

Bu konuya şimdi girmem pek doğru olmaz. çünkü yapacağımız çok ilginç çalışmalar var. Geçen hafta çarşamba günü Macar Başbakanı Viktor Orban konuğumuzdu. Görüşmemizden sonra da Trumpla bir akşam yemeği yiyeceğiz dedi. Bu arada aynı zamanda da NATO zirvesi devam ediyordu. Ertesi gün Viktor Orbanı yoğun bir şekilde eleştirmeye başladılar. Yok şöyle dedi, yok böyleler, biz Viktorun dediklerine katılmıyoruz, söyledikleri doğru şeyler değil dediler. Sayın Orban malum Moskovaya gitti, eleştirdiler. çine gitti aynı şekilde eleştirdiler. Ardından Şuşadaki toplantıya katıldı, eleştirdiler. Şimdi de Macaristanı AB dönem başkanlığından nasıl alırız, bunun hesabı içindeler. Bize de düşen şu anda sabır. Bu sabırla birlikte de inşallah gereğini vakti saati geldiğinde birlikte yaparız. Sayın Trump ile kendisine yapılan suikast girişimini konuştum. Kendilerini alçakça saldırı karşısında demokrasinin yanında durmaları nedeniyle tebrik ettim. Biz demokrasinin tarafındayız ve ülkelerin geleceklerine halkların özgür iradelerinin karar vermesinden yanayız.

Küresel yazılım sorunu

Bu kriz nedeniyle bizde bir sıkıntı yok şu anda. Arkadaşlar, Türk Hava Yollarında olsun, diğer tüm birimlerde olsun tedbirleri aldılar. Şu anda işlerimiz ufak tefek aksamalarla yürüyor. Yani dünyadaki sıkıntı bizde aynen yok. Daha iyiyiz. Bu konuda ek tedbirler almak gerekiyorsa alırız. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Hiçbir alanı boş bırakmadığımız gibi bu alanı da boş bırakmıyor ve atılması gereken adımları hızla, vatandaşlarımızı mağdur etmeden atıyoruz.

Grup başkanımız ne açıkladıysa gündemimizde o konular var

Bizler toplumumuzun her kesimi gibi emeklilerimizin de daima yanındayız. Emeklilerimizi enflasyona ezdirmemek için azami gayret gösteriyor, elimizden gelenin daha fazlasını imkanlar nispetinde yapıyoruz. Eldeki imkanlar dahilinde en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Engelleri aşmayı kendimize şiar edinmiş bir iktidar olarak sürekli tüm vatandaşlarımızın refahını artırmak için sürekli yeni yol haritaları oluşturuyoruz. Ekonomik istikrardan taviz vermeden, popülizm tuzaklarına düşmeden en rasyonel adımı nasıl atarız anlayışı içinde hareket ediyoruz.

Aslında Grup Başkanımız Abdullah Güler gerekli açıklamaları yaptı. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olacağını açıkladı. Bütün bunlara rağmen muhalefet bakıyorsunuz, düşünmeden, görüşmeden, konuşmadan asgari ücret 17 bin diyor. Bunların sırtında maalesef küfe yok. Biz ölçüyoruz, biçiyoruz. Nasıl bu işi ekonomik dengeleri bozmayacak biçimde götürürüz? Buna bakıyoruz, adımlarımızı da buna göre atıyoruz. Onun için de yeni yasama döneminde inşallah bu konuyu gündeme alacağız. O şekilde de yola devam edeceğiz. Grup başkanımız ne açıkladıysa gündemimizde o konular var, gerisi söylentiden ibaret.

Ana Sayfaya Git