Şadan, sismik ya da deprem izolasyon olarak adlandırılan sistemin, depremin yıkıcı etkisinin üstyapıya, binaya aktarılmamasını sağlayan ve enerjiyi temel seviyesinde sönümleyip binanın hasar almasını engelleyen bir sistem olduğunu söyledi.
Türkiyede binaların kontrollü hasar deprem performans seviyesi için tasarlandığını dile getiren Şadan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu şu demek oluyor; binanız eğer büyük bir depremi yıkılmadan, tamamen yassı kadayıf dediğimiz hale gelmeden atlatıyorsa aslında deprem yönetmeliğine göre başarılı bir performans göstermiş demek oluyor. Deprem izolasyon sistemleri ise depremden hemen sonra binanın yeniden kullanıma hazır haline getirildiği bir sistem. Yani depremden hemen sonra deprem izolatörlü binaya tekrardan girebilirsiniz. Bina depremi hem kendisi hasarsız atlatacaktır hem de içindekiler herhangi bir sıkıntı yaşamadan binaları yeniden kullanmaya başlayacaklardır.
İlk olarak Yeni Zelandada uygulandı
Bahadır Şadan, bu sistemlerin aslında Türkiyede yıllardır bulunduğunu belirterek, yaygın olarak 2013ten beri kullanılmaya başlandığını, Birinci ve ikinci derece deprem bölgesindeki bütün 100 ve üzerinde yatağa sahip hastanelerin deprem izolatörlü olarak yapılması gerektiğine ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından genelge yayınlandığını söyledi.
O zamandan itibaren Türkiyede yaygın olarak hastanelerde kullanılmaya başlandığını dile getiren Şadan, Bu zamana kadar daha çok hastanelerde uygulanıyordu. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra ise artık yaygın olarak diğer yapı türlerinde ve konutlarda da uyguluyoruz diye konuştu.
Şadan, deprem izolatörlerinin ilk olarak ticari olarak Yeni Zelandada uygulanmaya başlandığını kaydederek, Japonya gibi ülkelerde yaygın olarak kullanıldığını bildirdi.
Türkiyenin her yerinde deprem izolatörlü projeler devam ediyor
Deprem İzolasyon Derneği Başkanı Şadan, dernek olarak 2006dan beri izolatörler konusunda farkındalığı artırmaya çalıştıklarını ve müteahhitler ile ev sahiplerini bu sistemi uygulamaları için teşvik ettiklerini anlattı.
Ancak bu konuda yeterli farkındalık oluşturamadıklarını ifade eden Şadan, şu açıklamalarda bulundu:
Kahramanmaraş depremleri sonrasında, deprem izolatörlü hastanelerin üstün performansından sonra halk nezdinde de deprem izolasyon sistemlerine farkındalık ve talep arttı. Depremden önce İstanbulda sadece iki tane deprem izolatörlü konut vardı. Şu an Türkiyenin her yerinde en az 30 tane deprem izolatörlü konut projesi devam ediyor. Depremden sonra deprem izolatörlerine ilgi 30 kat arttı diyebiliriz. Erzurumdan tutun da Osmaniyeye, Samsuna, Ispartaya, Burdura, Bursaya kadar projeler devam ediyor. İstanbulda belki 20ye yakın proje devam ediyor. Şu an yaygın olarak deprem izolatörlü konut projeleri arttı.
Bahadır Şadan, deprem izolatörlerinin binanın toplam maliyetini, arsa maliyeti hariç, yüzde 10-15 civarında artırdığını kaydederek, Bunun da kat maliklerine ekstra maliyeti, yapıda kullanacağınız bir İtalyan seramikten veya mutfak aksesuarından farklı olmayacaktır. Projeler ne kadar büyür, daire sayısı artarsa izolatörlerin daire sahiplerine maliyeti o kadar azalır açıklamasında bulundu.
Dünyanın her yerinde Türkiyede üretilmiş deprem izolatörleri kullanılıyor
Bahadır Şadan, Türkiyede deprem izolatörlerinin üretiminin yaklaşık 10 yıldır sürdüğünü belirterek, Bir tane tescilli olarak, yani kalitesi testlerle kanıtlamış kauçuk üreticimiz var. Bir tane de sürtünmeli, çelik bazlı üretim yapan bir firmamız var. Bunlar yaklaşık 10 yıldır Türkiyede deprem izolatörü üretimi yapıyorlar ve dünyanın her yerinde Türkiyede üretilmiş deprem izolatörleri de kullanılıyor diye konuştu.Vatandaşlarımız müteahhitlere, Binamın deprem izolatörlü olmasını istiyorum desin
DİD Başkanı Şadan, deprem izolatörlerinin kullanılması için zorunluluktan ziyade isteğin önemli olduğunun altını çizerek, bu konuda da son dönemde önemli aşama kaydettiklerini söyledi.
Şadan, Halkımızdan şunu istiyoruz; eğer binaları deprem izolatörlü olmaya uygunsa anlaşma yaparken müteahhitlere, Ben binamın deprem izolatörlü olmasını istiyorum desinler şeklinde konuştu.
Her bina izolatörlü olmak zorunda değil
Bahadır Şadan, her binanın deprem izolatörlü olmak zorunda olmadığını ve bu konuda yanlış algı bulunduğunu belirterek, deprem yönetmeliğine göre tasarlanmış ve iyi mühendislik görmüş bir yapının depremi başarıyla atlatabileceğini anlattı.
Ancak deprem anında bu binalarda hasar oluşacağını dile getiren Şadan, sözlerini şöyle tamamladı:
Yapısal hasar olabilir veya duvarların yıkılması, binaların bir daha kullanılamayacak hale gelmesi gibi hasar alabilir. Bunlar yönetmeliğin içinde olan şeyler. Deprem izolatörü ise binanın ekstradan depremden sonra hemen kullanım imkanını tanıyan bir sistem. Ama dediğim gibi elimizdeki tek çözüm deprem izolasyonu değil. çok yüksek binalara önermiyoruz bu sistemi. çünkü deprem izolasyonunun ana prensibi binanın salınım periyodunu uzatmak. Yüksek binaların da zaten salınım periyodu yüksektir. Dolayısıyla çok uygun olmuyor. Bizim istediğimiz mesela 10-12 kata kadar binalarda deprem izolasyonunun uygulanması. Ayrıca deprem izolatörlü binanın her yöne 30-40, bazen 50 santimetreye, hatta 1 metreye kadar hareket etmesi gerekiyor. Dolayısıyla bitişik nizam binalara uygun değiller. Tekil ve çevresinde yeterince boşluk olması lazım.