Mezopotamyanın kalbinde, imkansız aşklardan efsanelere kadar yerel hikayelerin nesilden nesile aktarıldığı bir kültür mozaiğidir Gaziantep. Dolayısıyla genci yaşlısı bu şehrin efsanelerine kulak kabartır. Biz de size Gaziantep şehir efsaneleri içerisinden en çok merak edilenleri derledik.
Gaziantep Şehir Efsaneleri
Bazıları gerçekliğe dayalı, bazıları ise şehir efsanesi olan bu hikayeler, tarihi ipek yolu üzerinde yer alan bu şehrin mirasının korunmasına yardımcı oluyor.
Zeugma çeyiz Olarak Hediye Edildi
Zeugma Antik Kenti, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve stratejik coğrafi konumu nedeniyle antik dünya tarihinde büyük bir araştırma merkezi olmuştur.
Köprü veya geçiş anlamına gelen Zeugma, Fırat Nehrinin en kolay geçildiği yerlerden biriydi. Nehrin iki yakasında ahşap bir köprüyle birbirine bağlanan ikiz kasabalar olarak kurulan Zeugma, ilk olarak Büyük İskenderin generallerinden Seleukos I Nikator tarafından kuruldu. Yerleşimin İpek Yolu üzerinde bulunması nedeniyle kısa sürede bir ticaret merkezi haline geldi.
M.Ö. 1. yüzyılda Mithridates I Kallinikosun Seleukos kralı Laodikenin kızıyla evlenmesi üzerine şehir Kommagene Krallığına çeyiz olarak verildi.
Fırat Nehrine bakan villaları, hareketli nehir ticareti ve canlı sosyal ortamıyla Zeugma, bir cazibe merkezi ve dönemin en büyük şehri haline geldi. Şehir, hem mali zenginliğe hem de askeri güce sahip olduğu Roma yönetimi altında altın dönemini yaşadı.
Buraya yerleşen tüccarlar, askeri komutanlar ve zenginler, Fırat nehrinin üzerindeki teraslara çok sayıda villa inşa etmişler. Bunları süslemek için çok yetenekli sanatçılar, nehirden toplanan renkli taşları kullanarak mitolojiden sahneleri tasvir eden taban mozaikleri oluşturdular ve duvarları fresklerle boyadılar. Ustalar, kullanmak istedikleri rengi elde edemeyince işi, yörede yetişen çiçeklerin yapraklarından renk elde etmeye kadar götürdüler.
İncil Rumkalede Yazıldı
Johannes İncili Rumkalede yazdı. Merziman çayı ile Fırat Nehrinin birleştiği noktada yer alan Rumkale, ziyaretçilerini büyüleyen görkemli bir yerdir. Bu el oyması kayada taşın doğal oluşumu ile insan eseri arasında ayrım yapmak oldukça zordur.
Asurlular Rumkalenin önemini anlamışken, günümüze ulaşan tarihi yapılar Helenistik ve Roma dönemlerinden kalmadır. Rumkale, daha sonra 1200lü yıllarda Ermeni piskoposunun evi olarak hizmet vermiştir.
Ancak mekanla ilgili en büyük şehir hikyesi, İsanın havarilerinden Johannesin Roma döneminde buraya gelerek kayadan oyulmuş bir odada İncil nüshalarını çoğaltmasıdır.
Bereketin Sembolü Kelaynak Kuşu
Kelaynak binlerce yıldır Mezopotamyada yaşıyor. Nuhun Gemisinde bir çift vardı, baharın ve bereketin gelişini müjdeliyordu.
UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan ve insanlık tarihinin sıfır noktası olarak kabul edilen Göbeklitepede bulunan hayvan tasvirinde kelaynakların yer aldığını anlatıyor. Mısır tanrısı Thoth, hayvan kendisi için kutsal olduğu için sıklıkla ibis olarak tasvir edilmiştir. Ayrıca Zeugma Antik Kentinde ortaya çıkarılan mozaiklerde de kuşa rastlanıyor.