Fırat Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde yürütücülüğünü kendisinin üstlendiği TÜBİTAK Projesi kapsamında Elazığ Hazar Gölü’nde Eylül 2011 yılında 8 kişilik bir ekiple birlikte jeolojik ve liminolojik çalışmalara başladıklarını açıklayan Yrd.Doç.Dr. Kadir Eriş, ilk olarak göl üzerinde kurdukları yüzer platformla göl tabanlarından örnekler aldıklarını söyledi.
EN KAPSAMLI ARAŞTIRMA
Hazar gölünün Elazığ’ın Güneydoğu’sunda tektonik olarak oluşan bir göl olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Kadir Eriş, Daha önce yapılan araştırmalara göre bu gölün oluşumu günümüzden 1,5 veya 2 milyon yıl önceye dayanmakta. Tabi şu ana kadar gölde bazı araştırmalar yapılmış ancak bu araştırma, şu ana kadar yapılanların içerisinde en kapsamlısı. Çünkü biz bu çalışma ile Doğu Anadolu Fayı’nın özellikle gölün içerisinden geçtiği hatları belirledik. Yine bu göl içerisinde farklı derinliklerden ve farklı lokasyonlardan göl tabanına ait çökel örnekleri alabildik. Yine bu sene Haziran ayı içerisinde bir haftalık çalışma ile eksik kalan karot çalışmalarımızı tamamlamış olduk. Aynı şekilde bu çalışmada arazi zamanında sismik çalışmalar yaptık. Bu çalışmalarla da Hazar Gölü içerisinde Doğu Anadolu Fayı’nın geçtiği güzergahları tam olarak saptayabildik dedi.
GÖLÜN 15 BİN YIL ÖNCEKİ JEOLOJİK YAPISI ORTAYA ÇIKARILIYOR
Fırat Üniversitesi’nde ilk kez bu çalışmalar yapıldığını belirten Yrd.Doç.Dr. Kadir Eriş, gölün üzerinde kurdukları yüzer platformda gölden karotiyer sistemle çamur örnekleri alınabildiğini belirtti. Yrd.Doç.Dr. Eriş, Biz burada gölde sadece tek bir konu üzerinde yoğunlaşmadık. Bu çalışmanın konusu özellikle Hazar Gölü’nün son 100-150 bin yıldaki geçirdiği jeolojik evrimler, ekolojik evrimler ve ortamsal değişimleri saptamaktı. Karotlarla aldığımız çamur örneklerinin de yine laboratuvar ortamlarında çeşitli analizleri bulunmakta. Bu çökel örneklerini Türkiye’de ya da yurtdışında farklı analizler yaparak gölün son 10 bin yıl önceki ya da 15 bin yıl önceki iklimsel veya jeolojik çeşitli olayları ortaya çıkarabilmek için analizleri yapacağız dedi.
DEPREMLERİN TEKRARLANABİLME TARİHLERİNİ TAHMİN EDEBİLİRİZ
Tarihsel kayıtlara göre Hazar gölünde çok şiddetli depremler meydana geldiğini belirten Yrd.Doç.Dr. Kadir Eriş, bu depremlerin izlerinin karot çökellerinde bulabileceklerini söyledi. Yrd.Doç.Dr. Eriş, Bu depremlerin oluştuğu tarihleri yaşlandırabilirsek eğer Doğu Anadolu Fayı’nın Hazar Gölü kenarından geçen Sincik Segmenti dediğimiz Doğu Anadolu Fayı’nın bir parçası olan fay sisteminin hangi aralıklarla deprem ürettiğini de biz bu karotlarla eski deprem izlerini tarihlendirerek ortaya çıkarmış olacağız dedi.
Bu çalışmayı İstanbul Teknik Üniversitesi’nde doktora yaptığı süreçte Marmara Denizi’nde de yaptıklarına dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Eriş; Şu an Marmara Denizi’nde de oluşabilecek depremin tahmin edilen bir süreci var. Bu süreçler de yine bu paleosismolojik çalışmalar sayesinde oluyor. Ancak biz burada ilk defa bir gölde bunu yapabileceğiz. Özellikle de Hazar Gölü, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde olduğundan burada sosyo ekonomik olarak bütün toplumu da ilgilendiren bir deprem riski açısından bu eski depremlerin tarihlerinin belirlenmesi oldukça önemli diye konuştu.
HAZAR GÖLÜ DİBİNDEKİ AKTİF DOĞU ANADOLU FAYININ GÖRÜNTÜLERİ
Hazar Gölü’nün dibinden geçen Doğu Anadolu Fay Hattı’nın aktif güzergahlarının görüntülerini DHA’ya değerlendiren Fırat Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kadir Eriş, görüntülerde göl tabanında özellikle yamaçlarında heyelanlara rastladıklarını ve bu heyelanların eski depremlerden kaynaklanan kütle kaymalarına neden olduğunu söyledi.
Doğu Anadolu Fayı’nın Hazar Gölü içerisinden geçen aktif kollarında çok ciddi rakamlarda düşey yer değiştirmelerin de mevcut olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Eriş, özel tekniklerle aldıkları görüntülerden bölgede çok ciddi deprem riski olabileceğini kaydetti.
HAZAR GÖLÜNDE HER AN TEHLİKELİ BİR DEPREM OLABİLİR
Sığ Sismik Çalışmalar dedikleri özel jeofizik teknikleri kullanarak Hazar Gölü’nün tabanının su yüzeyinden itibaren göl tabanındaki kayaların gidişleri ve jeolojik yapıları ile göl tabanının morfolojisini ortaya çıkarttıklarını belirten Yrd.Doç.Dr. Kadir Eriş şöyle devam etti:
Bu bizim için neden önemli? Sadece göl tabanının morfolojisi veya batımetrisi ile ilgili değil. Ama aynı zamanda gölün de içerisinden geçtiği Doğu Anadolu Fay Hattı’na ait farklı segmentleri göl tabanında görüntüledik. Bu faylara ait hareket ve yer değiştirmeleri saptayarak bu fayların aktif olanlarını ayırt edebilmek çok önemli. Aktif olanların ise deprem üretebilme risklerini de ortaya çıkarıp belli bir fikir oluşturmak amacındayız. Şimdi burada değişik farklı jeolojik yapılar, morfolojik unsurlar da saptadık. Örneğin göl tabanında özellikle yamaçlarda gelişen heyelanlar ki bu heyelanların büyük bir kısmı büyük bir ihtimalle buradaki eski depremlerle oluşan kütle akmaları veya kütle kaymaları dediğimiz yapılar. Öte yandan farklı bir görüntüde Doğu Anadolu Fayı’nın Hazar Gölü içerisinden de farklı segmentleri geçiyor. Doğu Anadolu Fayı’nın Hazar Gölü içerisinden geçen kolundaki düşey yer değiştirmeyi de görüyoruz. Tabi buradaki yer değiştirme miktarı yaklaşık 30 metre. Bu çok ciddi bir rakam. Bu bize şunu gösteriyor ki aslında Doğu Anadolu Fayı’nın özellikle bu bölgede Hazar Gölü içerisinden geçen parçalarının da aktif olduğunu ve bunların büyük depremler üretebilme riskine sahip olduğunu gösteriyor. Geçmişteki tarihi depremleri de incelediğimizde bu bölgede özellikle son 300-400 yılda 6 ve 6.5 büyüklüğünde depremlerin olduğunu biliyoruz ve özellikle Hazar Gölü içerisinde bizim bu görüntülerde de belirlediğimiz fayların bu bölgede de büyük depremler oluşturma riski olabileceğini tahmin ediyoruz. Bulgular Hazar gölündeki fayın aktif olduğunu ve bu fayda da çok ciddi yer değiştirmelerin olduğunu gösteriyor. Bu yer değiştirmeler aynı zamanda büyük depremlere de işaret olabilir.