Kemal Kılıçdaroğlu: Saray darbesi yapanlar amaçlarına ulaşamayacak

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevini devretmeye karar vermesini "Bunun adı 4 Mayıs Saray Darbesi" olarak tanımladı ve Davutoğlu’na hakkını helal ettiğini açıkladı. Kılıçdaroğlu; “Bir dikta yönetiminin yasal zeminini hazırlamak için ülkenin meşru başbakanına karşı 4 Mayıs saray darbesini yapanlar şunu asla unutmasınlar, CHP olduğu sürece asla amaçlarına ulaşamayacaklardır” ifadelerini kullandı.

Haberler 05.05.2016 - 18:04 Son Güncelleme : 05.05.2016 - 18:04

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlunun görevini devretmeye karar vermesini Bunun adı 4 Mayıs Saray Darbesi olarak tanımladı ve Davutoğluna hakkını helal ettiğini açıkladı. Kılıçdaroğlu; Bir dikta yönetiminin yasal zeminini hazırlamak için ülkenin meşru başbakanına karşı 4 Mayıs saray darbesini yapanlar şunu asla unutmasınlar, CHP olduğu sürece asla amaçlarına ulaşamayacaklardır ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlunun görevini bıraktığı açıklamasının hemen ardından parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlunun değerlendirmesi şöyle:

DAVUTOĞLUNA BÜTÜN HAKLARIMIZI HELAL EDİYORUZ

Az önce arkadaşlarımla birlikte Sayın Davutoğlunu dinledik. Aslında son derece güzel ve duygusal bir konuşma yaptı. Bir ayrılık konuşmasıydı. Başarılarını anlattı, ülkeye verdiği hizmetleri anlattı. İç politikada, dış politikada, ekonomide hangi başarıları sağladığını ifade etti. Son iki seçimde aldığı oy oranlarını anlattı ve elbette helallik de istedi, bütün vatandaşlara hakkımı helal ediyorum dedi. Elbette ki helallik boynumuzun borcudur. Sayın Davutoğluna bütün haklarımızı helal ediyoruz. Bu konuda Sayın Davutoğlunun hiçbir endişesi olmasın. Başarılarını anlattı ama başbakanlık koltuğundan ayrılmasının kendi tercihi olmadığını açıklıkla ifade etti. O zaman soru şu; kendi tercihi değilse hangi gerekçeyle başbakanlıktan ayrıldı, bu sorunun yanıtı verilmedi. Bu sorunun yanıtını ben vereyim; 17 Aralık 2012, dönemin Başbakanı şu ifadeyi kullandı, yasama ve yargı benim için ayak bağıdır dedi. Yani güçler ayrılığı ilkesini açıklıkla reddetti. Sonra devam etti, 21 Mart 2015, Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, parlamenter sistem artık bekleme odasına girmiş bulunmaktadır dedi ve bunu birkaç yerde ayrıca tekrar etti.

KAçAK SARAYDA GERçEKLEŞEN GÖRÜŞMEYLE DARBE FİİLEN GERçEKLEŞTİ

Bu söylemler aslında sivil görünümlü bir darbenin, bir dikta yönetimi özleminin ayak sesleriydi. Bunu defalarca dile getirdik. Dün kaçak sarayda gerçekleşen görüşmeyle darbe fiilen gerçekleşti, darbenin adı 4 Mayıs saray darbesidir. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki 4 Mayıs saray darbesi, 28 Şubat post modern darbesini de aşan bir niteliğe sahiptir. 28 Şubatta rahmetli Erbakan, başbakanlıktan uzaklaştırılmıştı. 4 Mayıs saray darbesiyle de Sayın Davutoğlu başbakanlığı bırakmak zorunda kalmıştır. 4 Mayıs saray darbesinin, 28 Şubattan farkı yol arkadaşım dediği, dava arkadaşım dediği bir kişi tarafından bu darbenin gerçekleştirilmesidir.

DAVUTOĞLUNU BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNA MİLLİ İRADE GETİRDİ

Sayın Davutoğlu, başbakan olarak iki kez seçimlere girmiş, 7 Haziranda yüzde 40,87, 1 Kasımda da yüzde 49 buçuk oranında oy almıştır. Başarılı bir sonuçtur. Yani parlamenter demokratik sistemin kuralları içinde başbakanlık koltuğuna Sayın Davutoğlu oturmuştur. Bu bağlamda meşruluğu hiç tartışılmamıştır çünkü milli iradeye saygı demokrasinin temel kuralıdır. Özetle Sayın Davutoğlunu başbakanlık koltuğuna kendisinin de sıklıkla vurguladığı milli irade getirmiştir.

DAVUTOĞLUNU SAVUNMAK DA BİZE DÜŞTÜ

Ancak Sayın Davutoğlu, kendisine ve partisine oy veren 23 milyon 531 bin kişinin iradesiyle değil, bir kişinin iradesiyle koltuğundan ayrılmak zorunda kalmıştır. O bir kişi, 4 Mayısta saray darbesini gerçekleştiren kişidir. O bir kişi, ülkesinin demokrasisini değil, kendi dikta yönetimini düşünen ve planlayan kişidir. Sayın Davutoğlu, üzülerek ifade edeyim ki 4 Mayıs saray darbesine boyun eğerek dikta yönetimine zemin hazırlamıştır. Oysa demokrasi adına doğru olan, 23 milyon kişinin kendisine verdiği görevi savunmasıydı. Milli iradeye sahip çıkmasıydı, bu koltuğa beni halk getirdi ancak halk götürür demesiydi. Yani 4 Mayıs saray darbesine Davutoğlunun açıkça direnmesi gerekirdi. Şu kadere bakın ki demokrasi adına Sayın Davutoğlunu savunmak da bize düştü.

HÜKÜMETE KARŞI YAPILMIŞ BİR DARBEDİR

Türk siyasal tarihinde önemli bir yeri olan Adalet ve Kalkınma Partisinin neredeyse bütün kadrolarının, 4 Mayıs saray darbesini kabullenmiş görünmeleri de demokrasimiz adına başka bir acı tablodur. Oysa demokrasilerde darbeler desteklenmez, darbelere direnilir. Bu halkın iradesine, yani milli iradeye de bağlılığın temel görevidir. Davutoğlu, maalesef bunu yerine getirememiştir. 4 Mayıs saray darbesini, bir partinin iç meselesi olarak da görmemek gerekir. Bu darbe 64. Hükümete karşı yapılmış bir darbedir. Bütün cumhuriyetçilerin, demokratların, aydınların yani demokrasiden yana olan bütün vatanseverlerin darbeye direnmesi, gereğin de ötesinde bir zorunluluktur.

ASLA AMAçLARINA ULAŞAMAYACAKLARDIR

Bir dikta yönetiminin yasal zeminini hazırlamak için ülkenin meşru başbakanına karşı 4 Mayıs saray darbesini yapanlar şunu asla unutmasınlar, CHP olduğu sürece asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. Yaklaşık 150 yıllık bir parlamenter geçmişimizi, bir diktatörün beklentilerine teslim etmeyeceğiz. Kimsenin şüphesi olmasın, darbecileri yeneceğiz, demokrasi kazanacak. Tarih de bunu hep böyle yazmıştır.

AA

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır