Hazreti Nuhun gemisinin büyük tufandan sonra Cudi Dağına mı yoksa Ağrı Dağına mı oturduğu yönünde araştırmalar sürerken Doç. Dr. Açıkalın, hazırladığı Tefsir Literatüründe Nuh Aleyhisselam Kıssası adlı araştırmasında, Cudi Dağının coğrafi yapısının geminin oturmasına müsait olduğuna, Kuran-ı Kerimde belirtilen yerin de Cudi Dağı olma ihtimalinin yüksek olduğuna yer verdi.
Açıkalın, Nuh Tufanı ile ilgili araştırmalarına ilişkin yaptığı açıklamada, hem ilk dönem hem de çağdaş tefsirleri incelediğini, hepsinde de geminin karaya oturduğu yerin Cudi Dağını işaret ettiğini belirtti.
Kuran-ı Kerimdeki ayetlerde gemi oturdu ifadesinin yer aldığını, bu ayetlerin tefsirlerinin çoğunda İbni Ömer Ceziresi denilen bölgede bulunan Cudi Dağının işaret edildiğini ifade eden Açıkalın, şöyle dedi: Kuran-ı Kerimde geminin oturduğu yer Cudi, Tevratta ise Ararat dağı olarak geçiyor. Günümüzde de Ararat dağı Ağrı olarak meşhur olmuş, ama eski dönemlerde coğrafi isimlendirmeler günümüzdeki gibi olmayabilir. Tefsirlerden birinde Ararat denilen yer, eskiden Şırnak ve çevresini de içine alan geniş bir Urartu Uygarlığının sınırları içerisindeydi. Tevratta geçen Ararat dağına oturdu ifadesi bu nedenle Cudi Dağını da içine alan bir coğrafya olabilir.
Diyanet İşleri Başkanlığınca yayımlanan ve büyük bir emeğin mahsulü olan Kuran Yolu tefsirinde de geminin karaya oturduğu yer olarak Cudi Dağı işaret edilerek, Şırnakın Cizre ilçesine 17 kilometre mesafede bulunan Cudi Dağıdır ifadesi yer alır. Yine Diyanet İşleri Başkanlığınca yayımlanan İslam Ansiklopedisinde de olayın Cudi Dağında geçtiğine dair bilgi var. Olay çok eski tarihlerde olduğu için hiç kimse bu konuda, kesinlikle bu budur diyemiyor. Ancak tefsir kaynakları bunu doğruluyor. Tefsir literatürü kaynaklarında Nuhun gemisinin karaya oturduğu yer olarak öncelikle Cudi Dağı işaret ediliyor. İlmi hakikatlerin değişmediği gibi, tefsirlerde öncelikle Cudi Dağının işaret edilmesi hakikatini de kimse değiştiremez. -Delil denilebilecek emareler- Açıkalın, tefsirlerde en kuvvetli görüşlerin öncelikle zikredildiğini, sonrasında ise ilk görüşten sonra en kuvvetli görülen görüşe, şöyle rivayetler de vardır, şöyle de denilir gibi ifadelerle yer verildiğini belirterek, tefsir kaynaklarında başlangıçta Cudi Dağından bahsedilse de ikinci üçüncü rivayetlerde başka seçeneklerden de söz edilebildiğine değindi.
Ancak Kuran-ı Kerimde delil denilebilecek emareler bulunduğuna dikkati çeken Açıkalın, Mesela hazreti Nuh, geminin karaya oturmasından önce duasında, Yarabbi beni bereketli topraklara indir demiş. Allahutealanın da Nuh peygamberin duasını kabul ederek gemiyi toprakları bereketli bir yere indirmesi beklenir. Cudi Dağının tarıma ve hayvancılığa elverişli olması bereketli yere indir kavramı ile örtüşüyor. Cudinin kelime anlamı incelendiğinde bereket manası bulunuyor. Tefsirlerde anlatıldığına göre, hazreti Nuh ile gemiden 80 kişi kurtuldu. Dolayısıyla Cudi Dağındaki Heştan köyü de tefsirdeki bilgilerle örtüşüyor diye konuştu.
-Kuran ve Tevrattaki bilgiler-
Doç. Dr. Açıkalın, Kuran ve Tevratta geminin indiği yer isminin farklı geçmesi nedeniyle soru işaretleri oluştuğunu ancak amaçlarının Kuran-ı Kerimde yer alan bilgileri söylemek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
Çağdaş müfessirlerden Süleyman Ateş de Kuran-ı Kerimin Medinede peygamber efendimizin olduğu dönemde indiğini, o dönemde de Medinede Yahudilerin elinde Tevrat metinleri bulunduğunu hatırlatarak, eğer Tevratta Ararat yazıyor olsaydı, Yahudiler peygamber efendimize itiraz eder, (sizin Kuranınız doğru söylemiyor, bizim elimizdeki Tevrat metinlerinde Nuhun gemisinin Ararata oturduğu yazıyor) derlerdi diye düşüncesini açıklıyor. Bu açıdan bakıldığında Kuran-ı Kerim ile Tevratın birbiri ile örtüştüğünü de söyleyebiliriz. -Geminin oturduğu yerin ziyarete açılması Allahın emridir- Açıkalın, tefsirlerde hazreti Nuhun tufandan önceki ve sonraki hayatı ile ilgili de bilgi verildiğini, Kuran-ı Kerimdeki bir ayette Biz Nuhun gemisini geride kalanlar için bir delil olarak terk ettik şeklinde ifadenin yer aldığını söyledi. Bu ayetin tefsirinde bazı sahabelerin, biz gittik, o geminin kalıntılarını gördük ifadelerinin yer aldığını anlatan Açıkalın, şöyle konuştu: Geminin oturduğu yerin ziyarete açılması Allahın emridir. O geminin kalıntıları varsa açığa çıkarılması ve geride kalanların ibret alıp Allahın büyüklüğünü anlamaları için oranın ziyarete açılması gerektiğine dair tefsir kaynakları var. Allahuteala, Biz Nuh Aleyhisselamın gemisinin kalıntılarını geride kalanlar için bizi gösteren bir işaret olarak bıraktık diye buyuruyor. Bu ifade ile Allah oranın gezilip görülmesini tavsiye ediyor. Bu tavsiye aslında Allahutealanın dolaylı da olsa bir emridir dedi.