Tekirdağın çorlu ilçesinde artık aşina olduğumuz trafik kazası haberlerine bir yenisi eklendi. Ahmet Sezer kullandığı otomobiliyle virajı alamayınca Şerif Karacanın yönettiği araçla kafa kafaya çarpıştı. Bu feci kazada 5 kişi yaşama veda ederken, olay yerine gönderilen sağlık ekipleri ağır yaralıları kurtaramadı ve Polis olayla ilgili soruşturmayı başlattı.
DHAnın haberine göre; Kaza, Ergene İlçesi Ahimehmet Mahallesi Saray yolu üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, Saray İlçesinden Ergene ilçesine giden 34 ZAF 29 plakalı Otomobilin sürüsü Ahmet Sezer, Ahimehmet Mahallesine geldiği sırada virajı alamayıp karşı yönden gelen Şerif Karaca idaresindeki 59 RA 056 plakalı otomobil ile çarpıştı. Her iki aracın çarpışmadan sonra şarampole yuvarlandığı kazada sürücüleri Ahmet Sezer ve Şerif Karaca ile eşi Fatma Karaca, oğlu Hüseyin Karaca ve nişanlısı Duygu Özcan olay yerinde hayatını kaybetti.Cumhuriyet Savcısının yaptığı incelemenin ardından cesetler otopsi için çorlu Devlet hastanesine götürüldü. Kaza ile ilgili olarak başlatılan soruşturma sürüyor. Kaza yapan otomobillerden Ahmet Sezerin kullandığı araçta hız kadrajının 135 kilometrede takılı kaldığı tespit edildi.
çorlu, Tekirdağa bağlı en büyük ilçedir (2. çerkezköy) İstanbuldan sonra (Doğu Trakya)Türkiye Trakyasındaki en büyük ikinci yerleşim yeridir aynı zamanda.
Elverişli doğal yapısı, güçlü ulaşım bağlantıları, önemli sanayisi, iş olanakları ve stratejik önemi ile Tekirdağın en büyük ilçesi olan çorlu, Türkiyenin de en gelişmiş ilçelerindendir. çorlu günümüzde Türkiyenin en büyük 5 ilçesinden biridir.Ama bu 5 ilçe Büyükşehir olmayan büyük ilçelerdir.Bunlar;(diğerleri; Gebze, İnegöl, Tarsus, İskenderun). Kuzeyden Kırklarelinin Lüleburgaz ilçesiyle, Tekirdağın Saray ve çerkezköy ilçeleri, doğudan İstanbulun Silivri ilçesi, batıdan Tekirdağ Merkez ve Muratlı ilçeleri, güneyden Marmara Ereğlisi ilçesi ve Marmara Denizi ile çevrilidir. İl merkezine 37 km uzaklıkta olan ilçenin yüzölçümü 949 kmdir. Şehrin nüfusu 2014 yılına göre 235.630dur.
Tarihçe
Tarih öncesi döneme ait buluntuların elde edilmiş olması, bölge tarihini ilk Tunç çağına kadar götürmektedir. Bilinen en eski adı Tzirallum/Tzirallun veya Tzirallon olan çorlu, MÖ. 1000 yıllarında Trako-Friglerin kurduğu koloni kentlerden biridir. Tarihin çeşitli dönemlerinde Frig, Yunan, İskit, Pers, Makedon, Roma ve Bizans egemenliğine girmiştir. Zaman zaman Hun, Avar ve Peçenek akınlarına da maruz kalmıştır. Ayrıca İstanbul üzerine çeşitli seferler düzenleyen Arap ordularının istilasına da uğramıştır. Kısaca; Trakyanın yaşadığı her istiladan etkilenmiştir.
Ortaçağda burada, Bizansı korumak için kullanılan Tzirallum kale kentinin bulunması İstanbul yolu üzerinde yer alan çorluya askeri bir önem kazandırmıştır.
Osmanlılar döneminde ise, Anadoludan Rumeli sınır boylarına uzanan anayol üzerinde konaklama yeri olmasından dolayı da önemli tarihi olaylara sahne olmuştur.
çorlu 1357 tarihinde I. Murad tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Süleyman Paşa ve Orhan Gazinin ölümleri üzenine tekrar Bizans egemenliğine geçen çorlu, 1361 tarihinde kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir. I. Muradın emriyle Trakyadaki öteki Bizans şehirlerine ibret olması maksadıyla burayı savunan Bizanslılar ağır şekilde cezalandırılarak kale duvarları yıkılmıştır. Böylece Tzirallumun askeri önemi de ortadan kaldırılmıştır. Bu sert davranış hemen etkisini göstermiş ve Trakyanın fethi kolayca tamamlanmıştır..
çorlu, imparatorluk döneminde ilk defa II. Beyazıt ile oğlu Şehzade Selim (Yavuz) arasında geçen baba-oğul savaşında yer almıştır. Şehzade Selim ile II. Beyazıt çorlu yakınlarındaki Uğraşderede karşılaşmış ve Şehzade Selim babasının kuvvetleri önünde yenilmiştir.
1512de tahtını oğluna bırakan II. Beyazıt Dimetoka Sarayına giderken çorlu konağında ölmüştür. Daha sonra Yavuz Sultan Selimde İstanbuldan Edirneye giderken 21 Eylül 1520 tarihinde aynı topraklarda ölmüştür. Bu suretle II. Beyazıt Dimetokaya, Yavuz da Edirneye varamamıştır.
Eylül 1676da son Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, çorlu ile Karıştıran arasındaki Karabiber çiftliğinde vefat etmiştir.
çorlu 18. yüzyılda Kırımdan uzaklaştırılan Hanzadelerin ve Girayların sürgün yerlerinden biri olmuştur.
1830 yılında Rumeli Beylerbeyliği kaldırılıp Edirne vilayeti kurulunca, çorlu bu vilayetin Tekirdağ sancağına bağlı bir kazası haline getirildi. 1870te vilayetler örgütünün ıslahı sırasında durumunu olduğu gibi korudu. 1876da geçici olarak Rusların eline düştü.
1912-1913 Balkan savaşlarının birinci devresinde Osmanlı Doğu Ordusu Kumandanlığı karargahı çorluda idi. 5-6 Aralık 1912 savaşlarından sonra Bulgarların eline geçti. Balkan Savaşlarının ikinci devresinde Edirneye doğru ilerleyen Türk Ordusu tarafından 15 Temmuz 1913de kurtarıldı.
Kurtuluş Savaşı yıllarında ise çorlu, 25 Temmuz 1920de Yunan işgaline uğradı. 1918 yılından beri faaliyet gösteren ve Trakyanın kurtuluş mücadelesini yöneten Trakya ve Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurduğu çeteler burada da faaliyetlerine devam ettiler. Mudanya Mütarekesi kararları ile 15 Ekim 1922de savaşılmadan Yunan yönetimi tarafından Türk yönetimine devredilmiştir.
çorlu halen, II. Dünya Savaşından beri savunma bakımından önemli bir garnizon olma özelliğini devam ettirmektedir.
Coğrafya
çorlu, Türkiyenin kuzeybatı (Trakya) bölgesinde olup, 41 derece 07 dakika 30 saniye doğu boylamı ile 27 derece 45 dakika 00 saniye kuzey enlemi arasındadır.
Kırklareli, F-19 - c1, 1/25.000 ölçekli pafta üzerinde yer almaktadır. çorlunun, denizden yüksekliği 150180 m arasındadır. çorlu, Ergene havzasında ve Trakyanın merkezi bir yerinde bulunmaktadır. Doğudan; İstanbulun Silivri ilçesi, Muratlı ilçesi ve Kırklarelinin Lüleburgaz ilçeleri ile çevrilidir. Güneyde ise; Marmara Denizi ve Marmara Ereğlisi ilçesine komşu olmaktadır. çorlu, Tekirdağ ilinde kapladığı alan bakımından dördüncü sıradadır. çorlunun yüzölçümü yaklaşık 949 kmdir.
İlçe rakımı 183 mdir. Yıldız Dağlarının uzantısı halinde sokulan sırtlar, çorlunun en yüksek kesimini oluşturur. çorlu arazisinin büyük bölümü Ergene havzası içinde yer alır. Burası Yıldız Dağlarından taşınan ve akarsulardan sürüklenen tortuların depolandığı bir dolgu bölgesidir. Ayrıca bu bölge, Ergene Havzası ile Marmara kıyıları arasındaki su bölümünün ayrım sınırıdır.