Tezkere TBMM Genel Kurulunda kabul edildi

Genel Kurulunda, Lübnan'da bulunan Türk askerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edildi.

Haberler 11.10.2023 - 20:51 Son Güncelleme : 11.10.2023 - 20:54

Tezkerenin görüşmelerinde Saadet Partisi Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Filistin-İsrail gündeminin Türk Silahlı Kuvvetlerinin Lübnanda konuşlandırılmasından farklı olmadığını, aslında iç içe geçmiş bir gündemin konuşulduğunu söyledi.

Bugün Lübnanda, BM Barış Gücü neden orada bulunuyor? sorusunun cevabının da yine Filistin-İsrail meselesinde gizli olduğunu dile getiren Kaya, Yani 1948 yılında İsrailin o bölgede sınırları değiştirme çabalarıyla beraber ortaya çıkan görüntü bugün Lübnanda BM Barış Gücünün bulunmasının ana sebebidir. dedi.

Kaya, ABDnin de müttefiki İsrail üzerinden Doğu Akdenizde, Lübnan ve Suriye kıyılarında kendi küresel gücünü tahkim etmenin hesaplarını yaptığını belirtti.

Filistin topraklarında insani bir dram yaşandığını, İsrailin Gazzeyi tamamen yok etmek üzere harekete geçtiğini dile getiren Kaya, Kudüste barış olmadığı müddetçe; dünya barışı, bölgesel barış, Orta Doğuda barış inşa edilemeyecektir. diye konuştu.

Milli Görüş hareketi olarak, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi olarak dün de bugün de Filistin halkının yanında olduklarını anlatan Kaya, Türkiyenin o bölgede olup bitenlere kayıtsız kalması gibi bir şeyin söz konusu olamayacağını söyledi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, AK Partinin yanlış dış politikasının Suriyede karşı karşıya bulunulan sorunların birincil sebebi olduğunu öne sürerek Türkiyenin maruz kaldığı büyük kitlesel göç, ülkemizin bugününü ve istikbalini tehdit eden karşı karşıya kaldığımız en büyük milli güvenlik sorunudur. Türkiye Cumhuriyetinin temel harcı olan Türk milli kimliği işte bu demografik risk ve tehditlerin kuşatması altındadır. dedi.

Usta, Türkiyenin yanlış Suriye politikası sonucunda yalnızca içeride değil, sınırda ve sınırın ötesinde de çok büyük bir güvenlik zafiyetiyle karşı karşıya bulunduğunu öne sürerek milli güvenlik risklerinin bertaraf edilebilmesi İYİ Partinin bundan önce olduğu gibi bu yıl da Irak-Suriye tezkeresine evet oyu vereceğini bildirdi.

Suriyenin kuzeyinde yeniden merkezi otorite tamamen tesis edilinceye kadar, TSKnın bölgede varlığını sürdürmeye ve PKK terör örgütünü tüm kaynaklarıyla birlikte berhava etmeye devam etmesi gerektiğini belirten Usta, Kahraman Türk ordusunun bölgeden sağ salim ve barış içinde geri çekilebilmesi için atılması gereken öncelikli adım artık Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti arasında bir müzakere ve işbirliği sürecinin derhal başlatılması olmalıdır. diye konuştu.

Usta, parti olarak dış politika alanını, Türkiye Cumhuriyetinin ali menfaatlerinin savunulması gerektiği milli bir mesele olarak gördüklerini belirterek Lübnan tezkeresine evet oyu kullanacaklarını söyledi.

TÜRKİYENİN çAĞRILARI, YEGANE UMUT OLARAK GÖRÜLMEKTEDİR

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora, bölgesel ve küresel krizlerin sönümlenmesinin, barışın ve istikrarın tesisinin, bu krizleri büyüterek yahut yangına ateşle giderek değil uluslararası hukukun nizamı ve teamüllerinden doğan doğrular etrafında kenetlenerek mümkün olabileceğini bildirdi.

Bu noktada MHP olarak Türk milletinin tarihsel sorumluluklarından doğan görevlerinin ve barışın tesisinde muktedir olacağı fırsatların millet iradesi doğrultusunda sonuna kadar kullanılması taraftarı olduklarını vurgulayan Dora, Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimiz için güvenli yarınların inşasında sınır güvenliğimizi ve memleketimizin huzurunu tehdit edecek her türlü tehlikeye, özellikle de terör belasına karşı devletimizin ilgili kurumlarına her türlü desteği vereceğimizi de belirtmek isterim. dedi.

Filistin-İsrail arasındaki çatışmalara değinen Dora, Dünyanın pek çok kriz noktasında olduğu gibi meşru ve etkin tüm diplomatik unsurların diplomasisinin icracısı tüm mekanizmalarımızca bir an evvel devreye sokulması gerekmektedir. Bilhassa 7 Ekim Cumartesi gününden itibaren Türkiyenin diplomatik kanallar vasıtasıyla taraflara adil ve barışçıl bir düzenin tesis edilmesi konusunda yapmış olduğu çağrılar hem bölge ülkeleri hem de dünya kamuoyu tarafından yegane umut olarak görülmektedir. Bu teşebbüslerin devamı Türk milletinin müşterek vicdanının sesi olacaktır. diye konuştu.

Dora, Lübnan tezkeresiyle ilgili, MHP olarak milli menfaatlerin müdafaası ve Türk milletinin itibarının muhafazası adına dünyanın önde gelen askeri güçlerinden biri olan TSKnın barışı tesisi için üstleneceği şerefli görevini daha önce de olduğu gibi desteklediklerini bildirdi.

Yeşil Sol Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, BMnin dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı ülkelerinde ve farkla amaçlarla askeri güçler bulunduğunu ancak başarılarının da kuşkulu olduğunu ileri sürerek UNIFILin görev süresinin uzatılması hakkında BM Güvenlik Konseyinde çin ve Rusyanın evet oyu vermediğini söyledi.

Tiryaki, önceki dönemlerden mirasını devraldıkları partilerin tezkereler konusunda bir bakışı bulunduğunu belirterek Uluslararası sorunların askeri biçimde çözülmesini doğru bulmuyoruz. Lübnana asker gönderilmesi tezkeresine, önceki tezkerelere hayır oyu kullandığımız gibi bugün de hayır diyeceğiz. açıklamasında bulundu.

FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

CHP Eskişehir Milletvekili Utku çakırözer, konuşmasının başında Lübnan tezkeresini desteklediklerini belirtti.

Tezkerede hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tespit edilmek üzere ifadelerinin bulunduğunu hatırlatan çakırözer böyle bir yetkinin olmaması gerektiğini daha önce de söylediklerini bildirdi.

İsrail-Filistin çatışmasına değinen çakırözer şöyle konuştu:

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak öteden beri Filistin halkının meşru haklarının, haklı taleplerinin yanında olduk, iki devletli çözümün taraftarı olduk, İsrailin işgalci ve yayılmacı politikalarına, sivilleri hedef alan saldırılarına karşı durduk, kınadık, kabul edilemez bulduk. İsraile yönelik eleştirilerimizin temelinde, bu ülkenin uyguladığı işgalci politika ve insan hakları ihlalleri oldu hep. Bugüne kadar olduğu gibi, biz bundan sonra da Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Ancak Hamasın hafta sonu 700 İsrailli sivilin ölümüne neden olan saldırılarını ve 100ün üzerinde sivili rehin almasını, onlara yapılan muameleleri kabul edebilmek mümkün değildir.

FİLİSTİN HALKININ HAKLARINI HER PLATFORMDA SAVUNDUK

Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, Lübnanın coğrafi açıdan küçük olmakla birlikte bölgesel istikrar bakımından büyük öneme sahip bir ülke olduğunu belirterek Lübnanın istikrar ve refahına atfettiğimiz önem çerçevesinde bu ülkede barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik olarak ortaya koyduğumuz somut katkılar hem bölgesel barışa hem istikrara hem de bu ülkeyle ikili ilişkilerimizin her veçhesine olumlu etki yapmaktadır. diye konuştu.

Hükmetin bölgesel ve küresel barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabalarını her geçen gün artırdığını anlatan Oktay, TSKnın çeşitli coğrafyalarda 19 farklı görev üstlendiğini ifade etti.

Filistin meselesinin tüm çözümsüzlüğüyle varlığını sürdürdüğünü dile getiren Oktay bu sorunun geçmiş 5 günde yaşananlardan ibaret olmadığını söyledi.

Oktay, ilk günden itibaren Filistin halkının haklarını her platformda savunduklarını ve savunmaya da devam edeceklerini ifade ederek şunları kaydetti:

İsrailin uluslararası hukuku hiçe sayarak bölgede sivil, kadın, çocuk ayrımı gözetmeksizin Filistin halkına yönelik saldırılarına, yasa dışı yerleşim faaliyetlerine, İsrailin bölgedeki yayılmacı tutumuna her zaman karşı durduk, karşı duracağız, bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. Keza sadece Filistinli masumların değil, hangi milletten, dinden veya mezhepten olursa olsun masum, sivil, kadın ve çocuk, yaşlı fark etmeksizin savaşlar ve çatışmalar yüzünden sivillerin katledilmesine gerek Gazi Meclisimiz gerek hükmet gerek millet gerekse de sade bir vatandaş olarak hiçbir zaman razı gelmedik, gelmeyeceğiz de. Sivil kayıpları ve katliamları kınıyoruz. Bu duruşumuz çıkarlara değil, ilkelere dayalıdır.

Türkiyenin dış politikasının tam bağımsız, egemen bir devlet olarak milli menfaatler temelinde kimseye karşı değil, tüm ülkelerin menfaatine ve dünya barışının sağlanmasına yönelik olduğunu belirten Oktay, Ak sütün içerisindeki ak kılı ayıracak hassasiyetle biz terörle mücadelemizi yaparız, sivillere asla zarar vermeyiz. PKKya terör örgütü dememek için bin bir yola başvurmanıza da gerek yok; diyemediğinizi, diyemeyeceğinizi zaten biliyoruz. Biz buradan haykıralım: PKK azılı bir terör örgütüdür. Kadın, çocuk, yaşlı ayırmadan sivilleri katleden PKKlı teröristler katildir. PYD, YPG, SDG; PKKnın farklı adlarla anılan alt kolları terör örgütleridir. diye konuştu.

Ana Sayfaya Git