TİSK verilerine göre; ülkemize yerleşen Suriyeli sayısı gün be gün artmakta iken, Suriyelilerin de en çok hayvancılık, tarım gibi sektörlere yöneliyor. Kayıt dışı çalışan ya da çalıştırılan Suriyeli sayısı her gün artmakta iken güvenlik için bu durumun önüne geçilmesi zorunluluğu getirildi
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), İş Dünyası ve Suriyeliler konusunda kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) ile yürütülen araştırma kapsamında, 12 kişilik ekip 5 ay boyunca sahada çalıştı. İstanbul, İzmit, Bursa, Ankara, Konya, Kayseri, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana, Kahramanmaraş, Mersin, İzmir, Antalya, Muğla, Denizli ve Vanda gerçekleştirilen mülakatların analiziyle oluşturulan raporda; yaklaşık 2.2 milyon Suriyelinin Türkiyede büyük ölçüde kalıcı hale geldiği sonucuna varıldı. çalışmada, Kapsamlı bir plan dahilinde istihdam imkanı oluşturulmaması halinde, Türkiyedeki Suriyelilerin ülke ekonomisinin ve hatta sosyal yapının dengelerini bozma ihtimalinin çok yüksek olacağı açıktır uyarısında bulunuldu. Suriyeli sığınmacılardan, yasak olmasına rağmen en az 300 bininin kayıt dışı ve kaçak olarak çalıştığı tahmin ediliyor.
TİSK Başkanı Yağız Eyüboğlu, Sayının büyüklüğü ve güçlenen kalıcılık eğilimi, Suriyeli sığınmacılar konusunun artık uzun vadeli bakış açısına sahip, ekonomiyi, çalışma hayatını, sosyal ve kültürel uyumu kapsayan entegre bir strateji ile ele alınarak yönetilmesini zorunlu kılmaktadır. Suriyeli sığınmacıların önemli bir bölümü geçimlerini sağlamak için iş aramaktadır. Piyasaya dahil olan bu yeni işgücü; güvencesiz, sigortasız, düşük ücretle küçük iş yerlerinde kayıt dışı olarak istihdam edilmekte; bir bölümü de mevsimlik tarım işleri, inşaat gibi düşük nitelikli işlerde çalışmaktadır. çözüm için Suriyelilerin eğitim ve mesleki nitelikleri belirlenmeli, nitelikli olan işgücünden faydalanılması konusunda çalışmalar yapılmalı, yetersiz olanlar konusunda mesleki eğitim imkanları sağlanmalıdır. Ardından Türkiyedeki sektörel ve bölgesel analizler ile açık pozisyonlarda istihdam imkanları sağlanabilir. Böylece sürecin toplumsal ve ekonomik etkileri kontrol altında tutulabilir dedi.