Türkiye'de yaşayan Ermenilere kurumsal ayrımcılık yok

Türkiye'nin ilk Ermeni televizyon kanalı Luys TV'nin de bünyesinde olduğu Luys Medya'nın Genel Müdürü Harutyun Kuran, geçmişte Türkiye'de yaşayan Ermeniler hakkında çok fazla dezenformasyon yapıldığını ancak bu durumun yakın zamanda değiştiğini söyledi.

Haberler 08.08.2023 - 11:07 Son Güncelleme : 08.08.2023 - 12:18

Luys Medya Genel Müdürü Harutyun Kuran, Türkiyedeki Ermeni toplumunu ve Türkiyenin ilk Ermeni televizyon kanalı Luys TVyi anlattı.

Kuran, özellikle darbe dönemlerinde Ermenilere karşı linç kampanyaları yürütüldüğünü belirterek, Eskiden Kapalıçarşıda kuyumculuk yapan Ermeni esnaf linç edilmemek için ya da malları yağmalanmasın diye ismi Agop ise Ahmet, Sarkis ise Selçuk olarak değiştiriyormuş. dedi.

Geçmişte yapılan ayrımcılığa sadece Ermenilerin değil bütün azınlıkların maruz kaldığına dikkati çeken Kuran, toplumun kültürünü ve yaşayışını bilmediği topluluklara karşı ön yargılı davranmasının ülkedeki ayrımcılığı derinleştirdiğini ifade etti.

Kuran, artık Türkiyedeki Ermenilere karşı sistematik ve kurumsal ayrımcılık olmadığını ama bireysel olaylar yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti:

2000lerden sonra Ermenilerin ayrımcılığa maruz kaldığını düşünmüyorum. Ermeni Markar Esayan milletvekili olarak TBMMye dahi girdi, ötekileştirme olsaydı giremezdi. Biz zaten Osmanlı Devletinin sadık millet dediği bir topluluğuz ve bu kültürü devam ettiriyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçenlerde Ermeni tasarımcı Sevan Bıçakçıya ödül verdi. Devletin en üstü bu şekilde bir kucaklama yaparken toplumun geri kalanı da azınlıklara karşı daha pozitif olabilir.

TÜRKİYEDE YAŞAYAN ERMENİLER HAKKINDA çOK FAZLA BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR

Hayatının hiçbir evresinde ayrımcılığa uğramadığını kaydeden Kuran, çocukluğum, İstanbulun Kurtuluşta normal bir mahallede geçti. Küçükken herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadım. Hatta askerde bile ismim farklı diye ayrımcılık yaşamadım. ifadesini kullandı.

Kuran, ailesinin dört kuşaktır İstanbulda yaşadığını ve matbaacılıkla uğraştıklarını dile getirerek, Türkiyedeki Ermeni toplumu olarak kendilerini bu ülkenin parçası olarak gördüklerinin altını çizdi.

Toplumda azınlıklar hakkında çok fazla bilgi kirliliği olduğuna dikkati çeken Kuran, azınlık cemaatlerinin topluma kendilerini en doğru şekilde anlatmaları ve kabuklarına çekilmemeleri gerektiğini ifade etti.

Kuran, toplumun Türkiyede yaşayan Ermenilerin, Türk vatandaşı olmadığı ve vergi vermediği iddiası da dahil birçok dezenformasyona inandığına işaret ederek, şöyle devam etti:

Türkiyenin diğer vatandaşlara yüklediği bütün yükümlülükleri biz de yerine getiriyoruz ve bu konuda asla vazifeden kaçmadık. Benim dedem Kurtuluş Savaşında savaşmış gazi olmuş biri. Benim bu kadar güzel Türkçe konuşmama şaşıranlar bile var, Ben burada doğdum dediğimde inanmıyorlar. Türkçe konuşup Hristiyan olduğumu öğrenince garipseyenler oldu.

Anadolunun her yerinde Ermenilerin yaşadığına ve bunun birleştirici bir unsur olması gerektiğine değinen Kuran, Ermenilerin kültürel olarak da Anadoluya birçok miras bıraktıklarını söyledi.

Kuran, Türklerin Anadoluya fethe başladığı ilk yıllardan beri Ermenilerle iyi ilişkiler geliştirdiğini belirterek, 1071den beri biz Türklerle beraber yaşıyoruz. Osmanlı Devleti, etnik köken fark ayırt etmeden birlikte yaşama bilincine sahip bir topluluktu. Şimdilerde bazıları sanki biz gökten zembille inmişiz gibi şaşırıyor. Bunu neden bilmiyorlar? çünkü anlatılmıyor. diye konuştu.

TÜRKİYE HAKKINDAKİ NEGATİF ALGIYI POZİTİFE çEVİRMEYE çALIŞIYORUZ

Babasının medya sektöründe olduğunu ve kendisinin de halkla ilişkiler okuduğunu anlatan Kuran, Türkiyenin ilk azınlık gazetesi Luysu 10 yıl önce kurduklarını söyledi.

Kuran, Luys gazetesinin en büyük misyonlarından birinin Türk toplumuyla Ermeni toplumu arasındaki bağları güçlendirmek olduğundan bahsederek, Ön yargıları ve düşmanlıkları bu şekilde bitirebiliriz. Türkiyede yaşayan Ermenileri en iyi şekilde anlatmak istiyoruz. diye konuştu.

Gazetenin farklı ülkelerdeki Ermeni diasporasının büyük beğenisini kazandığına dikkati çeken Kuran, Luys sayesinde yurt dışındaki Ermenilerin Türkiyede olaylardan haberdar olduğunu kaydetti.

Kuran, Luys gazetesinin popülerleşmesinin ardından Luys televizyonunu kurduklarına değinerek, Yurt dışındaki ırkdaşlarımız daha hızlı anlık haber almak istiyordu. Biz de talebi değerlendirerek bu işe girdik. dedi.

Luys televizyonunun pozitif haberlere odaklandığını belirten Kuran, kendilerini Türk toplumuna anlatmak için daha çok çaba sarf etmeleri gerektiğine vurgu yaptı.

Yurt dışındaki Ermenilerin kafasında Türkiye hakkında yanlış kalıplar olduğuna dikkati çeken Kuran, bu düşünceleri yıkmak için yurt dışında sık sık sergi ve çeşitli faaliyetler yaptıklarını aktardı.

Kuran, Türk toplumuna da Ermenilerin bu ülkeye yaptığı katkıları anlatmak için belgeseller ve projeler ürettiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

Türkiyenin ilk boksörü Gabris Sakaryanın Ermeni olduğunu biliyor muydunuz? Bu konuda belgesel de çektik. Bu ülkeye hizmet etmiş Ermenileri tanıtmak istiyoruz. Bu belgeseli yurt dışındaki Ermeni diasporasına izlettiriyoruz ve Türkiye hakkındaki negatif algıyı pozitife çevirmeye çalışıyoruz. Bizim Türkiyede çok zor şartlar altında yaşadığımızı düşünen Ermeniler var. Bunları düzeltmemiz lazım. Hep beraber bu ülke için en güzelini yapalım. Burası çiçek bahçesi ise hepimize yer var.

Ana Sayfaya Git