İstanbulda bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyesi 22si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 12nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada bebeklerini kaybeden aileler dinlendi.
Oğlumun cesedini bisküvi kutusunda verdiler
Duruşmada beyanda bulunan Kaya bebeğin babası Hanifi Kaya, Hastanede kaldığım süre boyunca çocuk doktoru görmedim. Eşimi Esencan Hastanesine yatırmıştık. Yoğun bakımda yer yoktu, bize Esenler Güney Hastanesinde yer olduğunu söylediler. Ben girdiğimde doğum gerçekleşmişti. 8 bin lira ödeme yapmanız gerekiyor dediler, benden hemen ödeme almak istediler. Dekont da vermediler. Sonra kadın doğum doktoru geldi eşinin durumu kritik oğlunun durumu iyi dediler. Bana çocuğumuzun durumunun gayet iyi olduğunu söylüyorlardı. Daha sonra beni aradılar oğlumun öldüğünü söylediler. Sabah ölüm belgeselini verdikten sonra morga girdim oğlumun cesedini bisküvi kutusunda verdiler. Sonra beni bir hemşire aradı. Ölüm belgesinde eksik var döner misiniz? dediler. 3 gün boyunca orada kaldım bir tane çocuk doktoru görmedim. Ben hep hemşirelerle muhatap oldum. Bebeğimiz öldükten sonra 2 saat bize göstermediler. Songül Hoca duruşmadan bir ay önce beni aradı nasıl bir ifade verdin, ne söyledin? diye benden bilgi istedi; ben de suratına kapattım telefonu dedi.
Kaya ailesinin avukatı ise, Kaya bebek bu dosyanın sembolü haline gelmiştir. O gece yaşananlar bir babanın yaşayabileceği şeyler değil. İnsanlık dışı bir muamele. Bir babaya çocuğunun bisküvi kuyusunda verilmesi, babanın o kutuyla yolculuk etmesi. Başhekimin tutuklanmasını talep ediyoruz, mahkeme aksi kanaatteyse de başhekim hakkında suç duyurusunda bulunacağız şeklinde konuştu.
çocuğun göğsünde morluk görmüştüm, nedenini sorduğumda cihazlardan dolayı olduğunu söylemişlerdi
Hayatını kaybeden Ayaz bebeğin babası Erhan Karaduman ise, Eşim Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde doğum yaptı. Daha sonra çocuk fenalaştı ve Medilife Hastanesinde nakledildi. çocuğu kuvöze koymuşlardı. Yer olmadığı için başka hastaneye sevk edeceklerdi. Biz bunu kabul ettik. Bebek yoğun bakıma alındı. Önce çocuğun kalbi delik dediler sonra, kalp yetmezliği var, ameliyat olması gerekiyor dediler. Ben de ne gerekiyorsa yapın dedim. Annesinden süt almak için yanına giderken beni aradılar çocuk fenalaştı dediler. Hastaneye gittiğimde çocuğun durumu kötüydü. Dışarıdan özel bir doktor geldiği için benden 3 bin TL istediler, ben de verdim. çocuğun yüzde 10 yaşama ihtimali olduğunu söylediler. O da engelli olur dediler. Sabaha karşı da çocuğun vefat ettiğini öğrendim. Vefat üzerine 3 bin TLyi almadılar. Bir de çocuğun göğsünde morluk görmüştüm nedenini sorduğumda cihazlardan dolayı olduğunu söylemişlerdi. Şikayetçiyim, katılma talebim var ifadelerini kullandı.
Hastanede 5 aylık bebek için yoğun bakım olmadığını bize söylemediler
Opara bebeğin babası Benedict Opara tercüman eşliğinde alınan ifadesinde, çocuğumu soğuk algınlığı şikayeti ile Medilife Hastanesine götürdük. çocuğumun üşüttüğünü bana söylediler. Doktor çocuğun oksijene ihtiyacı var dedi. Bir oda verdiler çocuğa daha sonra. Doktor bu gece burada kalması gerekiyor eve gönderemeyiz dedi. O gece çocuk müşahede altında kaldı. Hemşireler entübe edeceklerini söylediler bebeği ama etmediler. Hastanede 5 aylık bebek için yoğun bakım olmadığını bize söylemediler. Daha sonra çocuğu yoğun bakıma aldıkları zaman, her yer dolu dediler. Daha sonra çocuğunu başka bir hastaneye götüreceğiz yoğun bakım için dediler. çocuk 3 gün Medilife Hastanesinde kaldıktan sonra Birinci Hastanesine sevk ettiler. Sevk ettiklerinin ertesi gün çocuğum vefat etti. Ben içeri girdiğim baktığımda sabah çocuğun öldü dediler. Şikayetçiyim dedi.
Para yoksa tedavi de yok dediler
Opara bebeğin annesi ise, Benim çocuğumun dili, dudakları renk değiştirmeye başlamıştı. Oksijen takmaya çalıştılar ama çocuğum titriyordu. Biz o gece hastanede kaldık ama çocuğum zor nefes alıyordu. Daha sonra hemşire ve doktorlar geldi. çocuğum 1 gün kaldıktan sonra çocuğun durumu kötü, bu 5 aylık bir çocuk, başka hastaneye götürmeniz lazım dediler. Doktor bize hastane bulmanız lazım göndermemiz için dediler. Biz birkaç hastane araştırdık bize doktorunuzun hastane bulması gerekiyor siz değil dediler. Daha sonra Medilifetan biri aradı. çocuğunuzu başka hastaneye götürmemizi istiyorsanız 500 dolar para vermeniz gerekiyor dediler. Medilife Hastanesinde doktor yoktu, hemşireler bebeğimi kontrol ediyordu. Daha sonra eşimden yine ödeme istediler. Nakit para istediler. Eşim nakit para için zaman istedi. Bize para yoksa tedavi de yok dediler. Eşim bir arkadaşını arayıp para istedi ve hastaneye verdik o parayı. Ödemeyi yapınca Medilife Hastanesinde yoğun bakıma aldılar. Doktor bize bir hastane var sizden 60 bin dolar talep ediyor dediler. Biz şu an 60 bin dolar veremeyiz ama 20 bin dolar verebiliriz dedik. Doktor bu parayı kabul edince Birinci Hastanesini tavsiye ettiler. Daha sonra çocuğum vefat etti. Şikayetçiyim ifadelerini kullandı.
Müşteki beyanlarının ardından duruşmaya 1 saat ara verildi. Aradan sonra bebeğini kaybeden ailelerin beyanları ile duruşmanın süreceği öğrenildi.
Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı davada bebeklerini kaybeden aileler dinlendi, "Oğlumun cesedini bisküvi kutusunda verdiler”
İstanbul'da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22'si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davada bebeklerini kaybeden aileler dinlendi. Kaya bebeğin babası Hanifi Kaya, “Oğlumun cesedini bisküvi kutusunda verdiler” derken, Opara bebeğin anne-babası ise, “Hastanede 5 aylık bebek için yoğun bakım olmadığını bize söylemediler, para yoksa tedavi de yok dediler” ifadelerini kullandı.
Haberler 03.12.2024 - 14:04 Son Güncelleme : 03.12.2024 - 14:04