Annenin soyadı zaferi

Anayasa Mahkemesi, boşandıktan sonra velayeti kendisine geçen çocuğuna kendi soyadını verme talebi mahkeme tarafından reddedilen Diyarbakırlı anneyi haklı buldu.

Haberler 02.10.2015 - 23:02 Son Güncelleme : 02.10.2015 - 23:02

Anayasa Mahkemesi (AYM) boşandıktan sonra velayeti kendisine geçen çocuğuna kendi soyadını verme talebi mahkeme tarafından reddedilen anneyi haklı buldu.

AYM söz konusu talebi Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesince reddedilen Hayriye Özdemirin Anayasanın 20. maddesiyle güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Resmi Gazetede yayımlanan AYMnin 25 Haziran tarihli kararında, Özdemirin Anayasanın 20. maddesiyle güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğinin tespit edildiği ve kararın, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın Diyarbakır 5. Asliye Mahkemesine gönderileceği bildirildi.

-Davanın tarihçesi-

Eşinden, Diyarbakır 1. Aile Mahkemesinin kararıyla boşanarak çocuğunun velayetini alan Özdemir, Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, velayeti kendisinde bulunan çocuğuna boşandığı eşinin soyadı yerine kendi soyadı olan Özdemirin verilmesini talep etti.

Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi önce 16 Nisan 2012de aldığı kararla Özdemirin yaptığı 24 Şubat 2012 tarihli başvuruyu kabul edilebilir buldu.

Mahkeme kararına gerekçe olarak 21 Haziran 1934ten beri yürürlükte olan 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadını alır ifadesinin AYMnin 8 Aralık 2011 tarihli kararıyla feshedildiği gösterildi.

Ancak temyize götürülen bu karar Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 6 Haziran 2012 tarihli kararıyla bozuldu. Gerekçeli kararda, bozma gerekçesi olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesi gösterildi.

Söz konusu maddede doğru nesepli çocuğun; babanın (ailenin) soyadını taşıyacağı, boşanma ve ölüm üzerine velayetin annede olmasının soyadında herhangi bir değişikliğe neden olmayacağı, babanın soyadı ve çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı, usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek bir kararla değişmedikçe çocuğun soyadının da değişmeyeceği ifadesi yer alıyor.

Bunun üzerine Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin bozma ilamını gerekçe göstererek, 24 Eylül 2012de davanın reddine karar verdi. Özdemir, bu kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesince 17 Ocak 2013te onanması ve kararın düzeltilmesi talebinin yine aynı Dairenin 8 Nisan 2013 tarihli kararıyla reddedilerek, kendisine kararın 3 Mayıs 2013te tebliğ edilmesinin ardından 20 Mayıs 2013te AYMye bireysel başvuru hakkını kullandı.

-Eşler aynı hukuksal konumdadırlar-

AYMnin gerekçeli kararında, 2525 Sayılı Soyadı Kanununun 4. maddesinin 2 fıkrasının AYM tarafından feshedilme gerekçesine atıfta bulunularak, kadın ve erkeğin evlilik süresince evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gerektiğine ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri bulunduğu hatırlatıldı.

Gerekçeli kararda söz konusu maddenin, eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayrım yapılması sonucunu doğuracağı, bunun da Anayasanın 10. ve 41. maddelerine aykırı bulunduğu gerekçesiyle iptal edildiği vurgulandı.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır