Büyükşehir Belediyesi koordinasyonu ile çalışmalarını yürüten Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Müze Koordinasyon Merkezinin çağrısıyla 46 sanatçı ve öğrenci, 12 Eylül Darbesinin yıldönümünde sergi açmak için I. Sanat Buluşmasında bir araya geldi. Sümerparkta 7 Eylülde başlayan Sanat Buluşması, 11 Eylüle kadar devam edecek. Diyarbakır Cezaevini yeniden yorumlayacak sanatçıların eserleri, bu son olsun sloganıyla 12 Eylül tarihinde Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Müze Koordinasyon Merkezi Sergi Salonunda saat 13.00da sanatseverlerle buluşacak.
Sergiye ilişkin bilgi veren Yerel Ekonomiyi Güçlendirme Daire Başkanı Necati Pirinççioğlu, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Koordinasyonu Merkezinin Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinin müzeye dönüştürülmesi için 18 Mayısta açıldığını belirterek, Dörtler ve 14 Temmuz ölüm orucuna ilişkin etkinlikler düzenlediklerini söyledi. Bu merkezi, orada yaşananların bir daha yaşanmaması, büyük olayları anma ve bir toplumsal hafıza merkezi olarak da düşündüklerini kaydeden Pirinççioğlu, şu ifadeleri kullandı: 5 Nolu Cezaevinde o sürede geçen büyük olayları toplumla yeniden buluşturma, sanat, arşiv-dokümantasyon yoluyla toplumla buluşturup hem cezaevinin müze olması hem de bir daha yaşanmaması adına bu çalışmaları sürdürüyoruz. 12 Eylülde, bütün Türkiyenin aslında bir buldozer gibi üzerinden geçen 12 Eylül rejiminin darbesinin yıldönümünde Diyarbakır zindanında yaşananları sanat yöntemiyle kamuoyuyla paylaşmak istedik. Onun için 7 Eylülde sanatçılar ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla bir atölye çalışması yürüttük. Bu ilkti ve bundan sonra da atölye çalışması yıl içerisinde tekrarlanacak. çeşitli illerden heykeltıraş, resim ve diğer sanat dallarındaki arkadaşların katılımıyla 12 Eylülde bu atölyenin sonuçlarını bir sergi ile Sümerparktaki Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Müze Koordinasyon Merkezinde kamuoyuyla paylaşacağız. 12 Eylülde bu sergiye bütün Diyarbakır halkını davet ediyoruz.BİRTANE: HİSSETTİKLERİMİ YANSITMAK İSTEDİM
Buluşmaya fikirlere kurşun işlemez sözünden yola çıkarak yaptığı bir çalışmayla katılan Dicle Üniversitesi Resim Bölümü öğrencilerinden Berivan Birtane, O zamanlar çocuktuk. Ama sonrasında yaşatılan işkenceleri sadece duyuyor, olsak bile iliklerimize kadar yaşıyoruz. Şimdi yine 12 Eylül, yine bir darbe dönemi. Belki o zaman yaşamadık ama şu anda yaşıyoruz. Duyduklarımız bize ne yaşattıysa şimdi bunu hissediyoruz. dedi. Birtane, düşünceleri bastırılmaya çalışılan cinsiyetsiz bir portre yaptığını belirterek, Bu bir insan ama cinsiyetsiz. O zamanlar fikrini söylemek o kadar kolay değildi. Hissettiklerimi yansıtmak istedim. diye konuştu.Dicle Üniversitesi Resim Bölümü öğrencilerinden İrem Kılavuz ise çiziminde 12 Eylül darbesinden yola çıkarak dokunulmazlığı sembolize eden kargaları ele aldı. Kılavuz, Ölümlerini bekleyip, ipini çeken kargalar. Belgesellerden ve anlatılanlardan yola çıkarak böyle bir çalışma yaptım. O acıyı hissederek yansıtmak, deneyimlemek istedim. Umarım bu acılar tekrar yaşanmaz. ifadelerini kullandı.
Heykeltraş Ergin Kaya, Diyarbakır Cezaevindeki direnişin sembolü olan 3 kibrit çöpünden esinlenmiş. Kaya, Sergi için davet geldiğinde ilk aklıma gelen bu 3 kibrit çöpü oldu ve imge olarak bunu seçtim. Gerçi şu anda içinde bulunduğumuz süreç de halen 12 Eylül konseptinin devamıdır. Benzer şeyler yaşıyoruz. dedi.