Cuma hutbesinde 'muharrem ayı' ve 'Kerbela' mesajı

Diyanet İşleri Başkanlığı'nca camilerde okunması için gönderilen cuma hutbesinde, "Kerbela'dan çıkaracağımız ilk ders; fitneye, fesada ve tefrikaya karşı vahdete sarılmak, kardeşliğimize kastedenlere fırsat vermemektir" denildi.

Haberler 06.08.2022 - 01:23 Son Güncelleme : 01.01.0001 - 00:00

Diyanet İşleri Başkanlığının muharrem ayı ve Kerbela konulu cuma hutbesi, camilerde okundu. Muharrem ayı ile hicri takvimin 1444üncü yılına ulaşıldığı belirtilen hutbede, Muharrem, Resul-i Ekremin (s.a.s) hürmete şayan olarak nitelediği, rahmet ve hikmet dolu bir aydır. Efendimiz (s.a.s), Ramazandan sonra en faziletli oruç Allahın ayı olan muharrem ayında tutulan oruçtur buyurarak bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir. Muharremin 10uncu günü olan Aşura Gününde ise bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla birlikte oruç tutmayı ümmetine tavsiye etmiştir denildi.

KERBELADAN DERSLER çIKARMAYA MECBURUZ

Muharrem ayının aynı zamanda Kerbelanın hüzünlü hatırası olduğu aktarılan hutbede, şu mesajlar verildi:

çöllerde bir yudum suyun özlemidir. Ehl-i beyt aşkıyla dolu gönüllerin, Ah Hüseynim diyerek sızladığı bir hasret mevsimidir. Seyyidüş-şüheda Hazreti Hüseyin Efendimiz ve beraberindekilerin acımasızca şehit edildiği vaktin gözyaşlarıdır. O Hazreti Hüseyin ki Resülüllahın sevgili torunu, ehl-i beytidir. Hazreti Aliyyül-Murtazanın, Hazreti Fatımatuz-Zehranın ciğer paresidir. Rahmet Peygamberinin Dünyadaki çiçeğim, reyhanım diyerek bağrına bastığı, cennet gençlerinin efendisi olarak taltif ettiği yiğittir. O Hazreti Hüseyin ki Allah yolunda yüce bir ahlakın ve çağları aşan onurlu bir duruşun mümtaz temsilcisidir. Kerbela, mezhebi, meşrebi ve düşüncesi ne olursa olsun bütün ümmetin ortak acısıdır. Allaha ve Resulüne iman eden, ehl-i beyte muhabbet besleyen her Müslümanın yürek sancısıdır. Neredeyse her evinde bir Hasan, bir Hüseyin, bir Ali, bir Fatıma bulunan ve gönlü evlad-ı Resul aşkıyla yanıp tutuşan aziz milletimizin ehl-i beyt muhabbeti asırlar geçtikçe daha da artmaktadır. Milletimiz bu sevgiyi yüreklerinin ta derinliklerinde hissetmeye devam etmektedir. Bizler, Kerbela hadisesinin hüznünü yaşarken, aynı acıların bir daha yaşanmaması için Kerbelayı ibret nazarıyla okumaya ve ondan dersler çıkarmaya mecburuz. Kerbeladan çıkaracağımız ilk ders, onu ayrılık ve gayrılığa değil, tevhide ve kardeşliğe vesile kılmak, gönül birlikteliğine dönüştürmektir. Sevinç ve tasayı, muhabbet ve meşakkati paylaşmaktır. Yüce Rabbimizin Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın emrine kulak verip sımsıkı kenetlenmektir. Fitneye, fesada ve tefrikaya karşı vahdete sarılmak, kardeşliğimize kastedenlere fırsat vermemektir.

DİĞER DERS, NAMAZ KONUSUNDA HASSAS OLMAK

Kerbeladan çıkarılması gereken bir diğer dersin ise Hazreti Peygamberin gösterdiği yol olduğu belirtilerek, Kerbeladan çıkarmamız gereken bir diğer ders ise Hazreti Hüseyin Efendimiz ve arkadaşlarının uğruna can verdikleri yolun Peygamberi Zişan Efendimizin yolu olduğunu bilmektir. Hazreti Alinin buyurduğu gibi Allahın farzlarına riayet etmek, özellikle namaz konusunda hassas olmak, namazla Allaha yaklaşmaktır. Tıpkı Hazreti Hüseyin gibi İslamın şartlarını, emir ve nehiylerini doğru anlayıp yaşamaktır. Hak, adalet, sevgi, şefkat ve merhameti yüceltmek, kötülüğü engelleyip iyiliği yaymaktır. Makalat yazarı büyük velinin öğütlediği gibi insani ilişkilerde toprak gibi mütevazı olmak, herkese aynı gözle bakmak, kimseyi ayıplamamaktır. Dünyanın aldatıcılığına kanmamak, daima Hakkın hoşnutluğunu aramaktır. Haksızlık ve zulüm karşısında dimdik durmak, gerektiğinde Allah yolunda şehadete koşmaktır. Bu vesileyle başta şehitler serdarı İmam Hüseyin Efendimiz ve ehl-i beyt-i Mustafa olmak üzere din, iman, vatan ve mukaddesat uğruna canını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum denildi.

Ana Sayfaya Git