Merkezi Diyarbakır`da bulunan Sahabe Kültürünü Yayma, Yaşatma, İlim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, tarafından dün gece saat 20.30`da Diyarbakır`ın fethi ve Sahabeleri Anma ve Anlama konulu seminer düzenlendi.
Seminere konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Yazar Sertaç Tekdal, Diyarbakır`ın fethi ve Diyarbakır`daki sahabelerle ilgili önemli bilgiler verdi.
Diyarbakır`ın aslında meşhur olması gereken argümanlara sahip olduğunu kaydeden Tekdal Fakat bilinçli bir şekilde bunun için farklı sebeplere başvurulduğunu ve dini noktada meşhur olan diyarımızı hiçbir değeri olmayan şeylerle unutulmasını istiyorlar dedi.
DİYARBAKIR’IN FETHİ
Diyarbakır`dan önce Şanlıurfa`nın sulh ile ele geçirildiğini söyleyen Tekdal, Diyarbakır`a toplamda 8 bin kişilik İslam ordusu ile gelindiğini ve bunlardan bin kişinin sahabe olduğunu geri kalanın ise tabiin olduğunu belirterek 6 aylık bir beklemeden sonra bir rivayete göre Ramazan ayında Allah`ın yardımı ile fetihin gerçekleştiğini söyledi.
Fetihlerin coğrafyalara huzur taşımak amacıyla yapıldığını ifade eden Tekdal, Bu günkü müstekbirler,sahabelerin Kürtleri haksız yere öldürdüğünü söylüyorlar; oysaki İslam etnik bir durum için kimseyle asla savaşmadı.İslam ordularının Kürt halkı ile salt Kürt halkı oldukları için savaşmadı. Sahabelerin fetih edilen bölgeye saadet getirmek ve adaleti getirmek için fetih faaliyetlerini gerçekleştirdiler şeklinde konuştu.
Diyarbakır`ın fethi öncesinde Kürtlerin zayıflığının gözden kaçmayan bir durum olduğuna dikkat çeken Tekdal, Kürtlerin o dönemde ya Sasani ya da Bizans`ın hakimiyeti altında olduğunu bu sebepten erkeklerinin çoğunun hayatta olmadığını ifade etti.
ZORLAMA OLMADAN İSLAMİYET
Diyarbakır fetih edildikten sonra hiçbir insanın zorla Müslüman olmadığına ifade eden Tekdal,Kürtlerin kendi rızaları ile İslam`ı kabul ettiğinibelirtti.
Diyarbakır`ın manevi boyutuna vurgu yapan Tekdal, Diyarbakır`ın Medine, Mekke ve Şam`dan sonra fetih edilen 4.şehir olduğunu belirtti. Diyarbakır`ın fethinden sonra Diyarbakır`da ezan sesinin kesilmediğini sadece 1932 ve 1959 yılları arasında yurdun diğer bölgelerinde olduğu gibi Diyarbakır`da da ezanın Türkçe okunduğunu ifade etti.
Diyarbakır`ın fetih edildiği 639 yılından itibaren işgal edilemediğine değinen Tekdal, Kente giren insanlar abdest almadan kente giremezlerdi. Kentin 4 giriş kapısının da girişlerinde hamamlar vardı. Diyarbakır`a girmek isteyen insanların hamama girip abdest aldıktan sonra kente giriyorlardı dedi.