Erbaş, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesince (ASBÜ) üniversitenin rektörlük binasında düzenlenen Dinler Tarihi Lisansüstü Sempozyumuna katıldı.
Programın açılışında bir konuşma yapan Erbaş, bilgiye sahip olanların hayatı yönettiğini, bilgi üretmeyenlerin ise üretilen bilginin mahkumu olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
İslam dünyası bilgiyi üretme, güncelleme, değere dönüştürme ve hayata rehber yapma konusundaki çalışmalarını daha güçlü hale getirmek zorundadır. İslam düşüncesinde ilimlerin, ilmi çalışmaların amacı güç devşirmek, egemenlik kurmak, sömürmek, asimile etmek değil, hakikati ortaya çıkarmaktır, insanın kendisi, çevresi, eşya, tabiat, kainat ve son raddede Cenabıhakla olumlu ilişkiler kurmasını temin etmektir. Bilgi üretmekteki hakiki amaç, budur.
Erbaş, hak dinin yeryüzü serüveninin Hazreti Ademle başladığını aktararak, Tarihi süreç içerisinde insanlar vahyin rehberliğinden uzaklaşarak yolunu şaşırdığında ve ahlaki bunalımlara düçar olup insani değerler yozlaştığında, Allah Teala yeni bir peygamberle onları hakikate davet etmiştir. ifadesini kullandı.
DİNLER TARİHİ İNSANLIĞIN ANLAM ARAYIŞI SERÜVENİN HARİTASINI GÖSTERİR
Dinler tarihinin, insanlığın anlam arayışı serüveninin haritasını gösterdiği, hakikat çizgisini ortaya koyduğu gibi inanç istismarının örneklerini de aşikar ettiğini bildiren Erbaş, şöyle devam etti:
Bir yandan vahyin takipçilerinin ilahi ilkelerin rehberliğinde bilgi ve hikmete dayalı vakur yürüyüşünü ve asil mücadelesini tanıtırken, diğer yandan vahyin dışında kalarak bir inanç oluşturan kişi ve toplulukların savrulmalarını da gözler önüne serer. Bu yönüyle dinler tarihi, hak-batıl mücadelesini zaman, mekan, argümanlar, kişiler gibi her açıdan en güçlü şekilde ele alma imkanına sahip bir bilim dalıdır.
Dinler tarihinin bugünü imar, yarını inşa edebilecek düşüncenin ve ilkelerin açığa çıkarılmasına çok önemli katkılar sunma imkanına sahip bir bilim dalı olduğunu kaydeden Erbaş, şu ifadeleri kullandı:
Herhangi bir düşünce ya da inancın, insanlığın huzur, güven ve kurtuluşu noktasında taşıdığı değeri tespit edebilmek için onu, varlık, bilgi, ahlak, sanat ve hukuk tasavvuruyla ele alarak değerlendirmek gerekecektir. Nitekim bu açılardan bakıldığında İslamın tüm zamanlar ve insanlık için rahmet ve kurtuluş vesilesi oluşu, evrensel ilkeler zemininde açık ve net şekilde görülecektir.