Doğu ve Güneydoğuda futbolun bitirilmesi noktasında özel bir çaba var. Bir yandan liyakatsız kulüp yönetimleri, diğer yandan bölgede futbolun gelişmesini istemeyen futboldaki egemen güçler. Siz bunlara TFFnin içinde yuvalanmış yapılar, yıllardır hakemlik camiasını esir almış hakem troyası da diyebilirsiniz. Futbolun bölgede gelişmemesi için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Akıl tutulması karar ve uygulamalar var. İnsanın rahatsız olmaması mümkün değil. Bölge takımları deplasmanlarda hak etmedikleri uygulamalarla karşı karşıya kalıyor. İnsaf sınırlarını zorlayan hakem kararları var. Ve maalesef bunlar artık sıradanlaştı. Acaba bu yolla ülkenin birlik ve kardeşliğine operasyon mu çekiliyor? diye de insan edemiyor.
Esenler Erokspor bir semt takımı. İstanbulda toplasan bir elin parmakları kadar taraftarı yok. Amedsporun ise maçın oynanacağı stadın yüz kat fazlasından taraftarı var. İstanbulda yaşayan ve aylarca hatta yıllarca takımını bekleyen bu taraftarların takımlarını destekleme hakkı yok mu? Bu yasak kararını alırken bunları neden düşünmezsiniz? Bugün hamd olsun dünyaya kafa tutan ülkemin güvenlik güçleri birkaç bin taraftarın (ki rakibin zaten taraftarı yok) asayişini mi sağlayamayacak ? Yapmayın, etmeyin efendiler. Ülkeye iyilik yapmıyorsunuz. İnsanları futboldan daha çok uzaklaştırıyorsunuz. Bunun kime ne faydası var ? Artık bu çağdışı kararlar çağın gerisinde kalsın.
Gelelim haftanın hakem faciasına. Diyarbekirspor-Etimesgut Belediyespor maçının hakemi eski bir hakemin oğlu. Babası hakemlikte iyi değildi. Oğlu ondan beter. Mehmet çağatay Lakot, İzmir bölgesinde görev yapan Trabzon patentli bir hakem. Kendisi facia, yardımcıları ondan beter. Diyarbekirspor kalecisinin kırmızı kart gördüğü pozisyondan önce Etimesgut Belediyespor sahasında Diyarbekirsporlu futbolcuya yapılan çok açık faül ve net sarı kart var ama sen pozisyonu devam ettiriyorsun. O pozisyon dönüyor, Diyarbekirsporlu kaleci Kurtuluşun ceza alanı dışından kırmızı kart görmesiyle sonuçlanıyor. 8 dakika uzatma gösteriyorsun, oyunda duraklama yok ama 11 dakika oynatıyorsun. Anlamı şu ;rakip golü atana kadar devam. Öyle ki golden sonra santra göstermeden maçı bitiriyorsun. Yani görev tamam diyorsun. Hakem de insandır hata yapar ama bu hata değil. Bu bir emek gaspı ve bile bile kul hakkına girmektir. İnsanda vicdan,adalet ve merhamet olmadıktan sonra mevkisi ne olursa olsun hikaye. Türk futbolu bu anlayışla bir adım ileri gidemez. Hakemliğe de futbola da kulüplere de taraftara da yani herkese kötülük yapıyorsunuz. Bırakın futbol cennet ülkemin her köşesinde gelişsin. Pranga vurmayın. Ama siz öyle yapmıyorsunuz. Bölgede sporun gelişmesi için olağanüstü çaba gösterip cumhuriyet tarihinin en büyük tesis hamlesini hayata geçiren devlete ve hükümete de operasyon çekiyorsunuz. Sizin niyetiniz devlet ile halkı karşı karşıya getirmek mi? Uygulamalarınıza bakınca bundan başka niyet ortaya çıkmıyor. Bir takımın ne şartlarda sahaya çıktığından haberiniz var mı ?Yok tabi, olmaz da. çünkü sizin için geçerli olan tek şey, rahatınızın bozulmaması. İnsanların ne emek verdiği, ne hissettiği, neler yaşadığı umrunuzda değil.
Türk futbolu bu kafalarla bir yere varamaz ve bu kaos da asla bitmez. Aksine körüklenerek devam eder.