Diyarbakır kamuoyu, bütün yaz dönemini Diyarbekirspor ve Amedsporun maruz kaldığı stadyumdaki haksızlık uygulamalar ile Diyarbekirsporun yaşadığı tesis krizi ile geçirdi desek abartı olmaz. Öyle bir noktaya gelindi ki taraftar grupları ve şehrin sivil bileşenleri ortak eylem ve açıklama bile yaptı. Seslerini duyurmak için çalmadık kapı, gidilmedik yer bırakmadılar. Basının gündemi de bu husus oldu. Hatta ulusal basında bu sorun gündeme geldi. Sağır sultan duydu ama Diyarbakırın siyasi aktörleri, sözüm ona seçilmişleri duymadı. Ya da duymak istemediler. Sanki bu sorun Diyarbakırda yaşanmıyor, sorunu yaşayan kulüpler de bu kentin adını taşımıyor gibi davrandılar. Kafalarını kuma gömdüler, oradan hiç çıkarmadılar. Diyarbekirspor, lig öncesinde kente gelemedi, maçlarını başka şehirde oynama aşamasına geldi. Bu bile uyanmalarına vesile olmadı.

Ve son umut olarak Ankaraya gidildi. Diyarbakırın duymak istemediğini Ankara fazlasıyla duydu. Ses çok etkili geldi, yüreklere su serpildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu düğmeye bastı. Siz yapmazsanız ben yaparım ama bu sorunu ortada bırakmam dedi. Ardında Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlundan aynı güzel haber geldi. Her iki bakan da verdikleri talimatlarla önemli adımların atılmasını sağladı. Nitekim Vali Ali İhsan Su ile yapılan görüşmenin ardında soruna önce geçici, ardında kalıcı çözüm üretilmesi kararlaştırıldı.Her şerde bir hayır vardır misali oldu. Kötü başlayan süreç iyiye doğru evrildi. Bize de hayırlı olsun demek düşer. İnşallah bundan sonra bu kent bu sorunlarla gündeme gelmez.

Ve şimdi lig başlıyor. Her iki takımımızdan da umutluyuz. Şampiyonluk,Play-Off ve üst lig. Neden olmasın ? Yeter ki azim ve gayretle sonuna kadar mücadele verilsin. Bu şehrin bu potansiyeli fazlasıyla var.