Milli maçlar nedeni ile liglere verilen bir haftalık ara bu hafta sona eriyor. Diyarbakırsporu 13. hafta zorlu bir rakip bekliyor; Kayserispor. Ve yönetimde ciddi bir mali kriz yaşanıyor. Buda hem takıma hem de taraftara yansıyor.
Son haftalarda alınan kötü sonuçlarda bunun tuzu biberi oluyor ve haklı olarak bu olanlar taraftarı Diyarbakırsporun akıbeti konusunda endişeye sevk ediyor.
Sezon başında çok yanlış transferler yapıldı. Alınan sporcuların çoğu süper ligde oynayacak kapasitede değil. Ara transferde acilen en az 9-10 takıma katkısı olmayan sporcuları gönderip hazır takıma katkı sunacak sporcular transfer edilmeli. Yoksa bu eldeki sporcularla Diyarbakırsporun ligde kalması çok zor olur. Zaten gidişattan bellidir. ( görünen köy kılavuz istemez). Yönetimde hem ekonomik hem de idari anlamında sıkıntı var. Yöneticilerin çoğu tecrübesiz.Bu onlar için dezavantaj iyi niyetlerinden hiç şüphemiz yok . onlarda muhakkak ki takıma zarar gelmesini istemezler. Ama Taraftar da bu olanlardan çok rahatsız. Bundan sonraki maçlarda her kesin takıma sahiplenmesi lazım. Eğer bu takım küme düşerse hasarı çok ağır olur. Diyarbakırspor bir daha kendine gelemez.
Diyarbakırsporu Süper lige çıkara bilmek için çok paralar ve emekler harcandı. Eğer Diyarbakırsporun süper ligde kalıcı olmasını istiyorsak bu kente yaşayan herkes vali, belediye başkanı, bürokratlar olsun her kesimin Diyarbakırsporu sahiplenmesi gerek.
Diyarbakırspor Diyarbakır kentini temsil eden en etkili tanıtım aracıdır. Süper ligde oynamak bir nimettir. Her kentte nasip olmuyor. Onun için bulunduğumuz yerin kıymetini bilip kalıcı olmalıyız. Süper ligde olmaya can atan ve trilyonlarca para harcayan takımları biliyoruz.
Eğer yönetim bu yükün altından kalkamayacaksa maddi krizi de çözemiyorlarsa bence Diyarbakırsporun selameti için ve kendi prestijleri için ya yönetime paralı yöneticiler takviye etsinler ya da bir yerlerden kaynak bulsunlar. Diyarbakırspor 12 haftalık bilançoda önce iyi sonra kötü bir tablo çizerek taraftarlarının beklentilerini boşa çıkardı. Diyarbakırspor süper ligde her zaman ligde kalma mücadelesi veriyor. Ligde kalmak bu kent için başarı sayılmış. Çıta hiç yükseltilmemiş. Artık Diyarbakır gibi büyük bir kenti temsil eden takımın hedefinin de büyük olması lazım Diyarbakırda Diyarbakırsporu maddi yönden rahatlatacak bir çok proje ve imkanlar olmasına rağmen, bunların kullanılmaması bu kenti idare edenlerin en büyük eksiğidir.
Diyarbakırspor bu kentin ve bu bölgenin en önemli ortak değeridir. Kentin çehresini değiştirecek dışarıya açılımını sağlayacak önemi bir faktördür. Diyarbakırspor başarılı oldukça potansiyeli de genişleyecek ufku da büyüyecektir. Yeter ki yapılan çalışmalar ciddi ve sağlam temeller üzerinde olsun. ekonomik alanda çöküntü içinde. Diyarbakır kenti bundan çok etkilendi. Saydığımız bu unsurlardan Diyarbakırsporda nasibini alıyor. Ve kimse kolay kolay Diyarbakırspora başkan ve yönetici olmak istemiyor. Çünkü geçmiş dönemlerden kalan borçlar Diyarbakır spor kulübünün sırtında kambur gibi duruyor. Ve bu borçlar yüzünden gelmek isteyen yönetimler korkuyor ve bu işe girmek istemiyorlar. Tabiî ki geçmiş dönemlerde Diyarbakırspora iyi niyetli hizmet etmek için gelenlerde var. bunun yanında gelip Diyarbakırsporu basamak ve rant aracı olarak kullanarak borçlandıranlarda var. Bunları aynı kefeye koymak haksızlık olur. Ama genelde Diyarbakırspor bazı tutarsız art niyetli kişilerin sayesinde Diyarbakırspor da hiçbir ilerleme olmamıştır 41 yıldır yerimizde sayıyoruz Bank Asya ligi ile Süper lig arasında asansör gibi gidip geliyoruz. Yıllarca bilinçsizce harcanan paralar hep boşa gitti. ( gelenler taş üstüne taş koymak yerine, taş üstünde taş bırakmamak için çaba sarf ettiler.) mı?
Zamanında Diyarbakırspora faydası olmayan ve Diyarbakırsporun parası ile geçinenler laf lafa geldiği zaman mangalda kül bırakmayanlar işte eseriniz ortada hedefsiz ve geleceği karanlık bir Diyarbakırspor bıraktınız yeni nesillere. Çünkü geçen 41 yılda Diyarbakırsporu bir adım bile ileri götüremediniz. Eğer dürüst çalışma olsaydı bu gün Diyarbakırsporun konumu daha değişik olurdu. bu haftaki yazımı şu ata sözü ile sonlandırmak istiyorum; "Tırnağın varsa başını kaşı" (kişi nasıl olsa yardım ederler diye başkalarına güvenerek bir işe girişmemelidir. Kendine güveniyorsa "(yapa bileceğinden eminse)" ancak o zaman bir işe girişilmelidir.)