Diyarbakırspordaki sessizlik moralleri bozarken,taraftar bu durumdan dolayı çok endişeli. Ne olacak bu takımın hali? diyerek üzüntülerini dile getiriyorlar. Yılların birikimi olan sorunlar altında bugünlere gelen Diyarbakırspor ezilmiş durumda. Yönetim 2.5 ay oyaladıktan sonra kongre kararı aldı. Ama hiçbir somut gelişme yaşanmıyor. Kulübün sırtında çok ağır bir borç yükü var. Kulüp tarihinin en çıkmaz günlerini yaşıyor. Bütün takımlar transferlerini yaptı, kampa girdi, bizde Çıt yok. Yığınla sorun var. Sahip çıkan olmazsa validen ricamız olacak;kulübün kapısına kilit vurulsun. Her gün ölmektense bir defada bu işi bitirelim !. Bir de yalan vaatler var ki bunlara artık kimsenin tahammülü kalmadı. Balon bir şirket iki yıldır tek kuruş ödemeden reklamını yaptı, kulübün bugününü ve yarınlarını çaldı ama kimseden ses yok Gerçi bu kulüp zaten yıllardır oyuncak gibi kullanılıyor. Gelen yönetimler kulübü sabote edip borç batağına sürüklemekten başka ne yaptılar?.İcraat yapmak bir yana var olan çivileri de söktüler !. Diyarbakırlı eskiden çok duyarlıydı, hesap sorar, tepki gösterirdi ama bu da kalmadı. Diyarbakırlı kendi takımına karşı duyarsız. Taraftarın haklı yönleri olabilir. Çünkü insanları küstürdüler. Ancak yine de taraftar olarak Diyarbakırspora sahip çıkarak yanlış yapanlardan hesap sormalıyız. Taraftarın görevi sadece takımın yanında olmak değildir. Daha önceleri futbolcular Diyarbakırspora gelmek için can atıyordu. Şimdi ise kaçmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu takımda kadroya girmesi bile zor olanlar kaçıyorsa Diyarbakırspor için vahim bir durumdur. Çetin Sümer ve ekibi Diyarbakırsporun imajını sıfıra indirdi. Hep yalan hep kandırmaca. Süper Ligde orta sıralarda mücadele edecek bir takımı beceriksizlik ve işbilmezlik sonucu küme düşürdüler. Bu da yetmezmiş gibi alacaklarını 1 yerine 5 hatta 10 gösterip Diyarbakırsporun geleceğini kararttılar. 27 Temmuzda kongre kararı almak intihardır. Sen bunu Mayıs ayında niye düşünmedin?.Bu tarihte aday çıkmazsa ne olacak?.Yıllar öncesindeki bir olayı anlatmak istiyorum. Kongrede kimse takıma sahip çıkmayınca o zamanın valisi Cengiz Bulut, Diyarbakırsporu Elazğlılar grubu olarak bilinen Mehmet Öztürkün ekibine teslim etti. Bunlar da Diyarbakırsporu kendi tapulu malları gibi görüp tüm futbolcuları sattılar. Diyarbakırsporun sahipsizliğinden faydalanıp kulübü perişan hale getirdiler. Diyarbakırspor bunlardan kurtulmak için çok uğraştı, bedel olarak da 10 yıl geriye giderek ödedi. Neredeyse 3.Lige düşüyordu. Emin Sevmiş ve rahmetli Behzat Çınarın gerçekleştirdiği mucize ile son anda ligde kaldı. Şu anki durumun da o dönemden bir farkı olmadığını hatta daha kötü olduğunu yazmakta sakınca görmüyorum. O zaman memleket sevdalısı insanlar, az da olsa yüreği Diyarbakırsporla atan fedakar insanlar vardı. Peki şimdi öyle mi?. Sonuç olarak belirli rant gruplarının Diyarbakırspor üzerinde hesapları var. Bu yüzden bir arpa boyu ileri gidemedik. Sonunda hastalık ilerledi ve bitkisel hayata girmek üzereyiz. Allahın mucizesine ve destan yazacak doktorlara ihtiyaç var. Bakalım ölüm girdirabından kurtulabilecek miyiz?.