Bugün ülkemizde yaşanan büyük ve yıkıcı depremin sene-i devriyesi. Küçük bir kıyamete şahitlik ettik hepimiz. Yaşanan acı kuşkusuz ki unutulmayacak, unutulmamalı. O korku, panik, karmaşa kimsenin gözünün önünden gitmeyecek, gitmemeli. Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir depremdi. Umuyoruz ki dahası yaşanmaz. Tabi kainatın birtakım doğa oyunları var. Ancak tedbirli olunması halinde can kaybı yaşanmayacaktır. Bu yüzden hem vatandaşların hem de devlet yetkililerin özellikle bu konuda üzerine düşeni yapması gerekir. İnsanoğlu aç gözlü doyumsuz bir varlıktır. Bu katiyen şüphe götürmez. Para hırsı her şey yaptırır. Ancak işin vicdani ve insani boyutunu göz ardı etmemeli.
Geçen sene bugün gözümüzü depremle açtık. Saat 04.17yi gösterdiğinde başladık sallanmaya. Kimse ne olduğunu, nerelerin yıkıldığını, kimlerin öldüğünü, kimlerin hayatta kaldığını bilmeden depremin şokunu her saniye yaşamaya devam ederken bir deprem daha yaşandı. Birçok kişi dışarıdaydı. İlki gibi uykuda yakalamamıştı. Ancak yinede doğa sanki yarım kalmış işini tamamlar gibi bir kez daha vurdu. Hasarlı yapılar, yıkılmamış ayakta kalmış birçok yapı daha yıkıldı.
Birtakım rivayetlere göre petrol kuyularına atılan bomba yüzünden, diğer bir söylentiye göre ise doğal bir şekilde deprem meydana geldi. Her ne olursa olsun yaşanması olası bir felaketten bahsediyoruz. Belki çok klişe olacak ama yerinde bir söylem olarak görüyorum. Deprem değil binalar öldürdü onca canı. Karşımızda muazzam bir örnek var artık. Bundan böyle ona göre hareket edilmeli ona göre çalışmalar yürütülmeli. Özellikle kentsel dönüşüm projeleri tozlu raflardan çıkmalı artık. Elbette hızlı hareket etmek de bir o kadar önem arz etmektedir.
Saygılarımla