2015 yılında Sinemada Prestij diye bir filmi gösterime girmişti.
İngiliz Amerikan ortak bir yapımdı bu film.
Başrollerinde Amerikalı ve İngiliz meşhur oyuncular Hugh Jackman, Christian
Bale, Michael Caine oynamışlardı.
Bu film de bir birlerine rakip iki sihirbazın mücadelesini anlatıyordu.
Bu iki sihirbaz eskiden usta çıraklardı.
çıkarları çakışınca düşman olmuşlardı.
Tüm güçlerini ve yeteneklerini yeni oyunlar kurmak üzere kullanırken diğer
taraftan bir birlerini sabote etmek ve oyunlarını bozmaktan da hiç geri
durmuyorlardı.
Sihirbazlık eğitimi sırasında tüm oyunun üç aşamadan oluştuğunu anlatırdı usta.
Birinci perdenin adı yemin: sihirbaz seyirciye sıradan bir nesne gösterir.
Örneğin kafeste bir kuş.
İkinci perdenin adı dönüşüm: sihirbaz bu sıradan nesneyi olağanüstü bir hileye
dönüştürür.
Bu gösterilen kafesteki kuşu küçük bir topa çevirir mesela.
Ve en önemli üçüncü perdenin adı prestij: sihirbazın daha önce görülmemiş, şok
edici, dahiyane bir sonla gösterisini bitirmesi.
Kuşu geri getirir ve seyirci alkışlarla kendinden geçer.
Sahne kapanırdı bundan sonra.
Bu rekabet o kadar artı ki tam doruk nokta artık oyuncular kendilerini sahnede
kaybettirmeye başladılar.
Bir taraftan kaybolan sihirbaz bir müddet sonra 200 metre ötedeki balkonda
belirivermeye başlayınca şaşkınlığından bayılanlar bile oluyordu filmde.
Bu sahnede yaşananların tümü bir illüzyondan ibarettir aslında.
Amerikan dış siyasetinin izlerini hep kurmaca ve planlıdır.
Toplumsal ve küresel algı operasyonlarının merkezi bütçesi bir çok dünya
ülkesinden daha büyük olan Holywood sektörüdür.
Amerikalılar bir olayı gerçekleştirmek istediği zaman Holywood önce devreye
girer bir algı ve alt yapı oluşturur.
Peki Holywoodun bizimle ilgisi ne diye haklı olarak soruyorsunuz?
Türkiye kendi ülkesinin bekasının ve güvenliğinin tehdit altında olduğunu ve
güneyinde oluşacak terör koridorunun gelecekte geriye dönülmez sonuçlar
yaratacağını beyan ederek Afrine girdi.
Sınır güvenliği dışında ÖSO yani uluslararası meşruiyeti olan özgür Suriye
ordusu ile beraber bir harekat gerçekleştirdi.
58. günde zaferle sonuçlanan harekatın sonunda beklenmeyen bir olay
gerçekleşti.
Girilen Afrin şehir merkezinde kimsecikler yoktu.
Peki ne oldu?
İlk sahne Afrin alınacak yemini ile başladı.
Sihirbazlığın ilk sahnesinde Ülkesinin bekası ve güvenliği için tehdit gördüğü bir
oluşumu bertaraf etmek ve meşru ÖSO güçlerini ile hareket etmek ve bu
konuda irade beyan eden bir Türkiye vardı.
İşte bu noktada ABD Afrin benim operasyon alanım değil dedi.
Türkiyeye ne karşı çıktı ne de destekledi.
Savaş başladı bedeller ödedik şehitlerimiz oldu.
Helikopterimiz İHAmız düştü maddi kayıplarımız oldu.
İkinci perde de köyler ve beldeler siper çatışmaları ile YPGden alındı.
Birinci ve ikinci perdeyi Türkiye tek başına gerçekleştirdi.
çok başarılı geçen bir oyunun sonunda son sahne yani son perde de prestij
sahnesinde Afrin halkını geri getirmek kucaklamak ve hizmet etmek vardı.
Yine oyun bozan eski ustalar devreye girdiler.
Kimler tabi ki Prestij filminin yapımcıları
Kaybeden YPG ve sahipleri olan Sihirbazlar devreye girip son perde de kaybolan
nesnenin geri gelmesine izin vermediler.
Kaçırılan halk sahnede yok.
Dolayısıyla son perde de bir sabotaj gerçekleştirildi ve oyun zehirlendi.
Afrin halkı geri gelmeden bu perde kapanmamalı.
Bu halka sahip çıkması gereken ülke Türkiyedir.
Peki gerçekten soruyoruz?
Kaybolan Afrin halkı ve Kaçan YPG nerede?
Prestij yani son sahne nerede gerçekleşecek?
Afrin halkı nerede hangi sahnede görünecek?
Cevabı,
Başka bir yazıya