Evet, sevgili okurlar.
Bilindiği üzere İttihat Terakki Cemiyeti 1889 yılında İbrahim Tembo isimli İspanyalı bir öğrenci tarafından Selanikte kurulmuş bir parti idi!...
Partinin kuruluş hedefi ise; Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamidi tahttan indirip, Osmanlı saltanatını yıkmaktı?.
Ama üç kavramlı bir sloganla bu hedefleniyordu!
Hürriyet...
Müsavat..
Adalet...
Bu üç kavramı kendilerine siyasi slogan olarak seçip, şiar edindiler
Ki, İslami kelimeleri bilerek kullanmaları zaten peşinen kendilerini de ele vermiyor değil
Avrupanın önemli bazı devletlerinin İttihat Terakki Partisine yardım eli uzattığı tarih sayfalarında yer almaktadır..
Nitekim mason mahfillerin bu noktada geri kalmadıklarını biliyoruz...
İşte bu parti, Osmanlı mülkiyeti altındaki (Şimdi ki Yunanistana bağlı) Selanik kentinde kuruldu...
Selanik, her ne kadar o dönemde Osmanlının mülkiyeti altında idiyse de genellikle Masonik mahfillerin ve Yahudi dönmelerin meknı ve kararghları olarak kullanılıyordu...
Partinin kurucusu Tembo tarafından, jön Türkler adına Sultan Abdülhamide gönderilen telgraflar tümüyle II. Meşrutiyetin kurulması ve Meşrutiyet anayasasına dayalı bir millet meclisinin kurulması ile ilgiliydi.
Sultan Abdülhamid Han, kan dökülmemesi için 1908de II. Meşrutiyeti kurdu...
Bir sene sonra da Meclis-i Mebusan adını kullanan yeni meclisi kurdurdu.
Ne acıdır ki, meclisin kuruluşundan tam bir sene sonra da Sultan Abdülhamid tahttan indirildi..
Saltanattan uzaklaştırıldı...
Bilahare, Selanike sürgün edildi.
Yerine kardeşi Sultan Reşad oturtuldu.
Her ne kadar Sultan Reşad ülkeyi yöneten olarak tahta oturuyor ise de söz İttihat Terakki Partisindeydi...
Parti, askerle ittifak içerisine girdi...
Böylece, yönetim, meşrutiyet, hukuk diye bir şey kalmadı...
Zulmü ve mezalimin çeşitlerini simgeleyen demir yumruklu bir diktatörya, ülkeyi kasıp kavurmaya başladı.
Böylelikle Osmanlı İmparatorluğu, bu parti tarafından I. Dünya Savaşına sokuldu..
30.10.1918de Mondros Mütarekesi (Antlaşması) sonucunda bu partinin ileri gelenlerinden bazıları dış devletlere kaçtı...
Bazıları da öldürüldü..
Bazıları da çeşitli nedenlerle vefat etti.
Jön Türklüğün oluşturulması yine İttihat Terakki Partisinin aynı vücudu üzerinden inşa edildi.
Beraber ittifak ettiler.
Gayeleri, Türklük değildi tamamen ırkçılığa dayalı, Türkçülükle yola çıktılar.
Temel dayanakları ırkçılıktı.
Türkçülükten başka bir mesnetleri de yoktu.
Türklükten daha fazla, Türkçülük ön plandaydı.
Aslında jön Türkün manası; genç Türkiye veyahut genç Türkler
Bu Fransızca bir kelimedir.
Telaffuzu böyledir; Jeunes Turcs.
Osmanlı devletine karşı Sultan Abdülhamidi tahttan indirme planlarını bünyesine taşıyan bir oluşum.
Ki uzaktan yakından Türklükle hiçbir alakası yoktu.
Zira Türkler tarih boyunca İslamla tanışmışlar.
Bunlarda ise İslami bir düşünce söz konusu bile edilemez!.
Fransadan kurgulanan ve masonik bazı kafaların işbirliğiyle hazırlanan plan, Osmanlıyı yıkma planıydı...
***
Bakınız, Bediüzzaman Hazretleri Münazarat isimli kitabının 404. sayfasında, bu planı ve Osmanlının yıkılışını anlatmaktadır...
Yazı Arapça, kaleme alınmış.
Yazının küpürü herşeyi anlatıyor.
Evet, bu maks kader Osmanlının başına gelmiş.
Yeni Türkiyenin ortasına oturtturulmuş.
Ve bunun gölgesinde batı ve Siyonist dünya, sömürgeciliğine devam etmiş ve adım adım ilerlemiştir...
Nihayet İttihat Terakki Cemiyeti de 1918lerde sizlere ömür dağılıp gitti..
Hainlerin hain planlarıyla birlikte, yapı Avrupaya kaçtı..
Mondros Mütarekesinden kaçıldı...
1920de Sevr Antlaşması dayatıldı...
Sonrasında Lozan Zaferi adı taşıyan kirli bir anlaşmaya mahkum edildi Türkiye!
Ve kurulan CHPnin altı okunun zihniyeti hkimiyeti ele aldı...
* * *
Bakınız.
Bediüzzaman Hazretleri diyor ki;
Ben meşrutiyetin başlangıcında gördüm ki inkrcılar, İttihat ve Terakki Partisinin bünyesinde barınmışlar.. Ne kadar inkrcı, inançsız, İslam düşmanları varsa, bünyesinde barınmış.
Zira bizim gördüğümüz ve bildiğimiz kadarıyla İslam ve Şeriat-ı Muhammediyenin ilke ve düsturları İslama aykırı olan hiçbir şeyi bünyesine taşımaz ve o anlayışla yola çıkanları da bünyesine alamaz diye anladık ve gördük.
Nitekim aynı anlayışı, günümüzdeki Türkiyede Cumhuriyet Halk Partisi bünyesine taşımış durumda.
İttihat Terakki Cemiyeti mensupları çoğu zaman, Müslüman görünüyorlardı...
Ama mümin değildiler.
Yani imanla ameli hiçbir zaman bir araya getirmediler. Onunla yaşamadılar..
Ne hazindir ki, bugünkü Türkiyemizin hali pür melali de o günün gölgesini vermektedir.
Hiç kimse bunu inkr edemez.
Türkiye çok büyük badireler geçirmiştir bugüne kadar.
Ama Allaha şükürler olsun ki; 19 yıldan bu yana kurulan bir AK Parti ve Başkan Recep Tayyip Erdoğanın sayesinde, ülke ve millet doğru bir istikamette yürüyor.
Ki inşallah bu girift, arapsaçına dönüştürülen Türkiyenin sorunları yavaş yavaş çözülecektir diye ümit ediyoruz.
***
Sevgili okurlar...
Üstat Bediüzzaman Hazretlerinin, o tarihte ülkenin içerisinde bulunduğu kaosa dair İttihat Terakki Partisinden talepleri şunlardı...
Bugünleri, gören bir göz ve kalple bu talepleri istemişti..
1-Doğu ve Güneydoğu Anadoluda üç ilde (Van, Bitlis ve Diyarbakırda) tüm ilimleri bünyesinde barındıran ve özellikle İslam ve şeriat hukukunu temsil eden Medresetüz-Zehra isimli bir üniversitenin kurulması.
2-Devleti yönetenlerin başlıca görevleri; sıdk (dürüstlük ve doğruluk), emanet ve ulema kesimlerinin devlette ve toplumda söz sahibi olma haliydi.
Saygı ve sevgilerimizle