İsrail 1948 kurulmuş bir devlet.
Filistini metre metre işgal ederek sınırlarını genişletmiş, nükleer teknoloji ve
büyük Yahudi sermayesini arkasına alarak dünyanın en güçlü ülkelerinden biri
haline gelmiştir.
Koskoca Filistin halkını Batı Şeria ve Gazze de hapsetmiş durumda.
Canı istediği zaman yerleşim yerlerine dalıyor, Müslüman halktan çocuklar dahil
olmak üzere birer ikişer katlediyor, cenazeleri ders olsun dercesine yerlere de
bırakıp geri çekiliyor.
Bazen de onları ablukaya alıp aç susuz bırakıyor, başlarına misket ve fosfor
bombalarını atarak topluca katlediyor.
Tüm dünya canlı canlı izliyor bunu, yeter diyen de çıkmıyor.
1,5 milyarlık islam alemi de yılardır bunu seyrediyor.
Bu haksızlığa ses çıkartmadığı gibi Filistinlilere sivil itiatsizlik sayılacak basit karşı
koyma yöntemleri ile direniş tavsiye ediliyor.
Aman ha silah kullanmayın taş atın diyorlar.
Yani israilin işi kolaylaştırılıyor, o çocuklar yaban kazları gibi bir bir avlanıyorlar.
Buna da sözüm ona intifada deniliyor.
İntifada gerçek manada bir direniş değil düpedüz İsrail devleti yanlısı bir hareket
ve gerçek mücadeleyi devre dışı bırakan bir eylem biçimi.
çünkü bir tarafta otomatik silahlarla donanmış bir İsrail ordu ve polisi
Diğer tarafta ise küçük taşlarla ve sapanlarla yani taş devrinden kalma
metodlarla oradan buraya koşuşturan Filistinli çocuklar.
İşte bu asimetrik çatışmaya intifada deniliyor.
Tam da israilin istediği bir şey.
Yani onların siyaseti ile uydurulmuş bir kavram.
Ölümler azalmıyor, işgal durmuyor, haklar ayaklar altında, kutsal mekanlara
giriş engelleniyor.
Peki İsraile karşı neden ciddi bir direniş olmuyor?
İsrail gerçek manada din adına mı yapıyor bu zulmü?
Elbette hayır!
İsrail Devleti aslında bir din devleti refleksi ile hareket ediyor görünse de doğru
değil.
Gerçek dindar Haridi Yahudiler bu zülmü kabul atmiyorlar.
Siyonizm İsrailin siyasetle hedeflediği topraklara ulaşma planının adıdır.
Yani dine dayalı bir işgal değil bu.
Emperyal bir kavim başka bir kavmin topraklarını işgal ediyor ve sahipleniyor.
Bütün siyaseti de bunun üzerine şekilleniyor.
Tutunmak, geri vermemek ve sınırlarını genişletmek için,
Tarih boyunca tüm toplumların yaptığının aynısını yapıyor.
Libyayı, Cezayiri, Irakı, Afrika kıtası, Amerika kıtasını hatırlayın hep aynı
yöntem uygulandı.
İsrailin de yaptığı bu elbette.
Devletin birliğinin sembolü olarak Hz. Süleymanın tapınağını ve vaad edilmiş
toprakları öne sürüyor.
Haçlı savaşları aç ve geri kalmış Avrupanın Müslümanların zenginliğini ele
geçirmek için Kudüsün kutsallığını kullanmış insanları buraya yönlendirebilmişti.
Bunun için büyük kutsal haçı kullanmışlardı.
Gaye ise dünyevi zenginlik ve hırstır.
1,5 milyar Müslümanın hali, kudüsün halinden beter durumda.
Bilim, teknoloji , ahlak medeniyet, zenginlik, insan hakları, doğa ile birlikte
yaşam, hayvan hakları dahil tüm noktalarda sadece hiristiyan aleminden değil
Yahudilerden bile geri durumda.
Kudüsün dili olsa da konuşsa, kendine değil bize ağlar inanın.
Peki Müslüman toplumlar ne yapmalı?
Kudüse ağlamayı kesmeli öncelikle
Kendine gelme ve yeniden dirilmek için hakkı adaleti üstün tutmalı.
Zayıflara yardım etmeli, eğitim, bilim ve teknoloji alanında gelişmeli.
Kuranın gerçek ruhunu keşfetmeli. İslam Dinine sokulmuş tüm hurafeleri
atmalı.
İçlerindeki Kudüsü tekmil edip, kalbini tüm israiliyattan arındırmalı.
çünkü İsrailiyat Kudüsü önce müslümanların yüreğinden almış yerine de
imansızlık, ahlaksızlık geri kalmışlık zulüm adaletsizlik ve teslimiyeti koymuştur.
Bu sayede kudüs adım adım işgal edilirken hiç birinden ses çıkmamıştır.
İslam alemi içindeki düşmanlıkları, mezhep ayrılıklarını sembol ve put ve taş
seviciliğini bırakmalı.
Tüm dünya insanlarına iyi birer örnek ve ahlakı tamamlanmış olan bireyler
olmalı.
Müslümanlar Kalplerindeki Kudüsü yeniden inşa etmedikçe, İsrailin elinde ki
kudüsü de geri alamazlar
Evanjelist hiristiyanlar dünyayı kıyamete mi zorluyorlar bırakın zorlasınlar.
Kıyamet günü sevinen onlar olmayacaktır.
İlla ki cihad farz olunmuş deniliyor ise o zaman çocukları İntifada saçmalığından
çekip adam gibi savaşılmalıdır.
Unutmayın siyaseten yapacağımız her türlü etkisiz eylem daha çok masumun
ölmesine neden olur.
Bu da en çok İsrailin işine yarar