SİYASİ TROYKA, KADİM ŞEHİR VE KADAYIF
Eklenme: 1/25/2018 12:00:00 AM

Kadim şehir Diyarbakırımızın çok önemli marka değerleri vardır.

Tarih, kültür, doğa, turizm ve gıda konularında tanınmıştır bunlar.

Tarihi Surlar ve Hevsel bahçeleri Dünya kültür mirası olarak tescil edilmiştir.

Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

İslam tarihi açısından eşine az rastlanır bir öneme sahiptir.

Kadim şehrimiz şu aralar coğrafi işaret ve marka tescili bakımından yoğun bir

günden yaşamaktadır.

Geçen gün DTSO başkanı Sayın Ahmet Sayar Kadayıf tamam sıra diğerlerinde

de diye gazetelere manşet olunca bizde bu konuya tekrar değinme gereği

duyduk.

Bildiğiniz üzere ilimizin 2017 de tescil edilmiş en önemli marka değeri burma

kadayıfıdır.

Bingöllü bir ailenin değişik soyadlı üyeleri tarafından değişik markalar adı

altında yapılır yılarca.

İsmi ne olursa olsun bol fıstıklı cevizli kaymaklı her çeşidi mükemmel lezzetler

barındırır.

Fırsat buldukça mutlaka bu ustalardan birine uğrar ve zevkle tadarız hepimiz.

Geçen gün ilimizin en önemli marka değeri olan Burma Kadayıfı Coğrafi İşaret

tescil belgesini aldı.

Onun için bir tören yapıldı ve bu belge takdim edildi.

Kadim şehrimiz adına önemli bir gelişme bu.

Sizde basından takip ediyorsunuzdur, kadayıf markalarımız birer birer başkent

Ankaranın süper lüks semtlerinde yeni şubeler açıyor.

Ankara önemli çünkü kadayıf işleri siyasetle beraber yürüyor.

Tüm siyasi kulisler, akçeli işler, randevular buralarda dönüyor.

Görmek istemediğin biriyle karşılaşmak istemiyorsan kesinlikle kadayıfçıya

uğramayacaksın.

Bu açılışlarda genelde ilimizin medarı iftiharı siyasetçilerimiz bazı

işadamlarımız en önlerde resimler çekip bizimle paylaşıp duruyorlar.

Geçenlerde yine böyle bir resim ve gülerek poz veren eski siyasetçileri ve

iktidardan nemalanan sözüm ona Ak Partili (aslında AKPli) bazı tüccarları

görünce ister istemez 15 sene öncesine gittik.

Hem kadayıfın hem de o siyasi Troyka ve ekibinin geçmiş serüvenleri

gözümüzün önünde bir film şeridi gibi geçti.

Troykayı artık yazılarımızdan tanıyorsunuz.

Tekrar izahat vermeye gerek yok sanırım.

Evet, işte tam da onlar

Nerden nereye diyeceğimiz çok gelişme olmuş gerçekten.

Ahmet Bilgin döneminde şehrin altını üstüne getiren mazlum sevdalısı

muhafazakar müteahit abiyi hatırladık.

İlla ki Kuran, dava, İslam mazlum diyordu.

Bir diğeri de yaz ortası giydiği kışlık potini ve külüstür arabası ile dolaşırdı.

Yeni kurulmuş Ak partide en azından listeye girebilmek için koşturup dururdu.

Emekli maaşıyla birilerine kadayıf ısmarlıyor destek almaya çalışıyordu.

Bir de genç dava adamları vardı yanlarında solcu bıyıklı.

Seçimlerde slogan attırırlardı bunlara.

Ne sağdayız ne solda, hak yoldayız hak yolda diye.

Evet 15 yıl boyunca bu hak yolun davacılarının şehrimizi getirdikleri ve

avucumuzda bıraktıkları tek şey ne biliyor musunuz?

Tescillenmiş ama tadı değişmemiş lakin fiyatı oldukça artmış kadayıftan başka

bir şey değil.

Peki onların geldiği yer

Yani hak yol yolcuları dediğimiz o Troyka ve uzantıları.

Onların aldıkları ise Sırça köşkler, yüksek devlet makamları, büyük ihaleler ,

işadamlığı, dünya ile ilgili her ne derseniz aklınıza hayalinize ne gelirse işte o.

Troykamızın üyeleri ayrılarmış araları yokmuş gibi davranıp perde arkasında

vatandaşı aralarında paslaştılar.

Kadayıfı fıstıkla karıştırır gibi huzurumuzu, düzenimizi dostluğumuzu

karıştırdılar.

İkili üçlü oynadılar bölgeyi kan gölüne çevirdiler ama onların zenginliği artı

makamları yükseldi.

İktidar ile halk arasında süzgeç oldular, gerçekler tepelere ulaşmasın yalanları

muteber kalsın diye.

Hırsları ihtirasları bitmedi birbirleri ile yarışan kadayıf ustaları gibi halkı

sömürmek yerel kaynakları zapt etmek için bir biri ile yarıştılar.

Durmadılar, durmuyorlar ve de duracakları da yok gibi.

Kim bunlara dur diyecek ?

Bu kabusu kim bitirecek?

Diye sorsak da nafile.

Demir atmış kıpırdamıyorlar.

çapalarının ucu Kadim şehrimizin kalbinin tam ortasına, ciğerlerine batmış.

Bir de bunlara rahmet okutan ikinci nesil sürümleri piyasada.

Tıpkı yeni ortaya çıkmış kadayıf markaları gibi.

Abilerine rahmet okuturcasına kefen soymakla kalmıyor bir de kazık

çakmaktan geri durmuyorlar.

Hele şu ara dadandıkları belediyede kuşu kurda teslim etmek misali ne

kadayıfın cevizine veya fıstığına bakmadan önüne düşeni yutmaya

çalışıyorlar.

Geçen yazımızda İl Valisinin başarısından bahsetmiştik.

Şu Büyükşehir Ana Kademe Belediyesi Valiye bağlansa sanki buradaki

sorunlarda bitecek gibi duruyor.

Mardinde başarılı bir örnek varken burada neden olmasın diyelim?

İzin verirler mi? Vermezler elbet.

Küçük olsun benim olsun siyaseti ya da ben olayım oyumuz düşük olsun

bencilliği

Ne deseniz var bunlarda.

Ama böyle devam eder ve kadayıfımızın tadı bozulursa bu şehrin huzuru da

bozulur bundan emin olun.

Ak Parti İl başkanı da nihayet atandı.

Tüm bu olanlara kendisi ne der ya da hangi abinin sözünü dinler onu

bilemeyiz

Ancak şunu kesin ifade etmek lazım, başkasının adamı olan hiçbir il başkanı

muvaffak olmamıştır.

Adaletli, hakkı savunan, cesur, dirayetli, yolsuzluğa bulaşmayan ve çevresinde

eski yönetimden kimseyi bırakmayan, davasına sadık, lider ruhlu bir başkan

kesinlikle başarır.

Tüm bu olumsuzluklar için yeni başkan en kısa zamanda hazırlılarına

başlamalıdır.

Akçeli işlere prim vermeden ve zamanının çoğunu lüks kadayıfçılarda

geçirmeden halkın içinde olup onların dertleri ile hasbihal olursa herkesin

takdirini kazanır ve garibanın da duasını alır.

Ancak bizim tek endişemiz yeni İl başkanının meslekte olduğu gibi siyasete de

çırak olma olasılığı

Mesleğe diyecek bir şeyimiz yok, sorun meslekte değil.

Sorun bu meslek sahibi insanların alışkın oldukları davranışlarını siyasete

bulaşınca insanlara karşı da göstermesi.

Yani sadece kendilerini insan görmesi, gerisi ise

İlgili uzmana göre tam bir Megalomani hali

Yani büyüklük hezeyanına kapılma hali.

Kişinin kendisine gerçekle uyuşmayan üstün nitelikler yakıştırmasıdır.

Ustanın kat etiği menzilin sonunda olan bu

Umarız yeni İl Başkanı halkımıza bir veteriner hekimin gözüyle değil, şefkat ve

sevgi dolu gözlerle bakar.

Normal bir insan olma olgusundan sıyrılmaz, üzüm üzüme baka baka kararır

deyimi gerçekleşmez.

çünkü Bu Kadim Şehrin yeni bir tecrübeyi daha kaldıracak gücü ve takati yok.

Buna inanın

Vesellam.