Gençlerin psikolojik, duygusal, zihinsel ve davranışsal gelişimlerini anlamak için birçok alanda çalışmalar yürütülmektedir. Bu bağlamda gençlerle görüşülerek onlardan yazılı veya sözlü veri elde edilmesi sonucunda önemli bilgilere ulaşılabilmektedir. Böyle bir tekniği dikkate alarak, bir ders kapsamında üniversite birinci sınıf öğrencilerinin geleceğe dair algılarını ortaya koymayı amaçladım. Bunun üzerine öğrencilerin geleceğe dair bir yazı yazmalarını istedim. Yazının temel konusu; öğrencilerin dört yıl sonraki yaşamlarında meydana gelebilecek muhtemel durumları tespit etmekti. Dolayısıyla öğrencilere 19 Aralık 2028 tarihinde neler yapıyor, nerede yaşıyor, neleri gerçekleştirmiş olabilecekleri ve hangi konularda hayatlarında önemli gelişmeler kaydetmiş olabileceklerine dair sorular sordum. Bu sorular çerçevesinde öğrencilerin yazdıklarını genel olarak derleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle şunu başta belirtmem gerekir: Yazılan yazıları genel olarak incelendiğimizde, öğrencilerin büyük çoğunluğunun geleceğe dair umutlu oldukları ifade edilebilir. Birkaç öğrencinin atanma ve iş sahibi olma noktasında biraz endişeli olduklarını söyleyebilirim. Ancak genel itibariyle dört yıl sonra iş sahibi olabileceklerini, işe kendi araçlarıyla (BMW, HONDA, RANGE ROVER yazanlar olmuştu) gidebileceklerini hayal ediyorlar. Dolayısıyla ekonomik açıdan rahat olup araba sahibi olmanın keyfini çıkarabileceklerini düşünüyorlar. Aslında birçok öğrencinin kendi ayakları üzerinde durma şeklindeki özgürlük algısı olarak yansıyan ifadelerinin dikkat çektiğini anlıyoruz. Ama bu ifadeler kısmen bireyselliği ve yalnız kalmayı akla getirse dahi esasında öğrencilerin yazdıkları satırlar arasında ailelerine yük olmamak ve kendisi üreten konumunda olmak amacıyla kendi ayakları üzerinde durabilmeyi vurguladıklarını fark ediyoruz.
Atandıktan sonra birçok öğrenci, ailesi için maddi ve manevi olarak bir şeyler yapmayı ümit ediyor. Bazı öğrenciler annelerini mutlu etmeyi büyük bir samimiyetle arzularken bazı öğrenciler de doğrudan babalarının mutlu olmasını güzel bir dilekle yazmışlar. Örneğin, annesinin sağlık sorunlarını çözmek, dişlerini yaptırmak ve ona güzel kıyafetler almak öğrencilerin dileklerinde yer alırken bir öğrenci de babası için hissettiklerini İnşaatta çalışıyor, bazen onun o halini görünce içim paramparça oluyor. Onu inşaat köşelerinden kurtarmak istiyorum ifadeleriyle kaleme almış.
Yeni nesil bozulmuş, Z kuşağı şöyledir, böyledir, gençler duyarsızlaşmış gibi toplumun birçok kesimince kaygıyla ve ümitsizce dile getirilen ifadelerin aksine örneklem olarak aldığım üniversite birinci sınıfların (ki ortalama yirmi yaşlarındadırlar), tamamen bencil ve duyarsız olduklarını söyleyemeyiz. Öğrenciler, kazandıklarını sadece kendileri için değil aynı zamanda başta aileleri olmak üzere başkaları için de harcamayı önemli bir yaşam amacı olarak ele almışlar. Bu yüzden yardıma muhtaç bireylere ve dezavantajlı bölgelerde yaşayanlara gönüllü olarak destekte bulunmayı ciddi bir hayat ilkesi olarak görüyorlar.
Öğrenciler, gelecekte bilinçli birer fert (belki de vatandaş) olacaklarını yazmışlar. Kendisi, ailesi ve toplum için sürekli üretken bir birey olmak; ailesi ve insanlık için örnek olabilecek tavırlar ve doğru hareketler sergilemek; sorumluluk sahibi olmak ve emek-çaba-azim üçlüsüyle yaşamda yol almak, öğrencilerin bilinçli olacaklarına dair ifadelerinden bazılarıdır.
Mesleğe atandıktan sonra kalacakları veya tutacakları evin, onların ailelerine (özellikle de annelerine) ve sevdiklerine yakın olmasını isteyen öğrenci sayısı bir hayli fazladır. Sadece bir öğrencinin atandıktan sonra bir ev tutup tek başına yaşayacağını çünkü yalnız kalmayı çok sevdiğini yazdığı dikkat çekmektedir. Aksine öğrencilerin geneli ailelerinin yanında/yakınında olmanın çok önemli, değerli ve kıymetli olduğunu ifade etmişler.
Öğrenciler aynı zamanda yeni bir aile kurmayı da hayal ediyorlar. Bu anlamda kimi dört yıl sonra nişanlı olabileceğini, kimi evli olup çocuklarıyla mutlu mesut yaşayabileceğini yazarken eş seçiminde de özellikle dürüst ve güvenilir bir eş olması gerektiği kriterini de eklemişler.
Mesleklerinde sevgi dolu, şefkatli ve yarar sağlayan bir kişi olacaklarını belirten öğrenciler, şu andaki kötü alışkanlıklarınıterk edeceklerini yazmışlar (ancak kötü alışkanlıklarının ne olduğunu açık açık yazmamışlar). Ayrıca kitap okuma sevgisi ve alışkanlığını kazanarak kendilerini geliştirmeyi hedeflemişler. Bazı öğrenciler ileride evlerinin bir yerini kitap köşesi yapacaklarını hayal ederken bazı öğrenciler de evde evcil hayvan (mesela kedi) besleyeceklerini belirtmişler.
Gerek Türkiyeyi şehir şehir dolaşmak gerekse yurt dışına çıkıp gezmek, öğrencilerin hayalleri arasında yer almaktadır. Bu anlamda öğrencilerin farklı kültürel ve tarihi yerleri görmek istediklerini söyleyebiliriz. Öğrencilerin yazdıkları arasında manevi alanda da ileride yapmayı düşündükleri birçok şeyi okuyabiliyoruz. Bu bağlamda din ve inanç açısından kendini geliştirmeye odaklanan öğrencilerin yazdıkları da dikkate değerdir. Kimi öğrenciler namazlarını düzenli bir şekilde kılmayı, Kuran okumayı hatta umreye veya haca gitmek için para biriktirmeyi bile önemli amaçlar olarak kaydederken, kimi öğrenciler ise anne-babalarını haca göndermenin hayalini kurarak manevi boyuttaki hedeflerini ortaya koymuşlar. Allahın onlara nasip edeceği güzel duygular ve maddiyatlar için bolca şükredeceklerini de satırlarla aktarmışlar.
Sonuç olarak şu anda üniversite birinci sınıfta okuyan öğrencilerin çoğunun yazdıkları arasında dört yıl sonra sosyal ve ekonomik şartlarının iyi olacağına dair ümit taşıdıklarını okuyoruz. Hem kendilerini geliştirip, iş-eş sahibi olduktan sonra gezmeyi-okumayı önemli gördüklerini hem de ailelerine ve genel olarak topluma faydalı birer birey olmayı amaçladıklarını anlıyoruz. Ayrıca maddi ve manevi açıdan önemli kazanımlar elde ederek güzel bir hayat yaşamak için çabalayacaklarına dair umuda sahip olduklarını fark ediyoruz.
Biz de umutlarının ve çabalarının devamını dileyerek onlara sağlık ve huzur diliyoruz.