Evet, sevgili okurlar.
Dün Cumhurbaşkanı muhterem Recep Tayyip Erdoğan, İrana giderken Ankara Esenboğa Havalimanında yaptığı basın toplantısında çok önemli konuları dile getirdi...
Özellikle Türkiye, İran ve Irak üçgeninde yapılabilecek ticari hacmin oldukça büyütülmesine yönelik çok müjdeleyici mesajlar verdi
Ve gerçekten halkın da beklentisi bu yöndeydi
Hafızalarımızı tazelersek...
ANAPın ilk dönemlerinde yine, İranla sıkı-fıkı bir diyalog söz konusuydu
Ama İran ne yazık ki, o dönemde Hizbullah terimi gibi kutsal İslami bir tanımı kullanarak Türkiyeye bu terimle terör ihraç etti.
Ve İran gizli istihbaratına bağlı bir iki firma bu işi üstlenerek, terörü bölgede faal hale soktular..
Bu terör iki farklı fraksiyonla, bölgeyi kan gölüne çevirdi..
İlimciler-Menzilciler
Birbirine vurduruldu..
Yargısız infazlar..
Toplu mezarlar..
Akan kan, yapılan infazlar bu şahsiyetlere çok büyük kişisel ticaret oluşturdu..
Kasaları; her akan damla kanla para olup aktı
Hiç unutmayalım ki aynı o insanlar kamuflajla yine de bugünkü hükümete, AK Partiye yakın insanlar olarak arz-ı endam etmektedirler
İran yanlısı Hizbullah terör noktasının içinde, bizzat kendileri varlık gösterdiler
AK Partiye yakın aynı şahsiyetler bilakis Güneydoğulu olan kimselerdir
Ve o fitnenin baş aktörleriydi
Ama onlara hiçbir şey olmadı.
Olan yine millete oldu
Güneydoğu insanına oldu...
Ta Gazzeye giden Mavi Marmaraya kadar bu uzandı...
***
Tüm bunlara rağmen
Bugün, devlet bu işe el atmışsa
Genel olarak İranla ticaret hacmini büyütmek istiyorsa
Hele hele Cumhurbaşkanımızın bilgi ve dirayeti altında, bu ilişki yeniden gerçekleşiyorsa, sonuç açısından çok güzel olur elbette.
Ümit varız
Bu da bir gerçektir ki artık Cumhurbaşkanı bu partinin içinde Dost kim, düşman kim? mutlaka kavramalıdır, kavrayabilmelidir.
Ki öyle ümit ediyoruz, kavramıştır bile.
çünkü Doğu ve Güneydoğu Anadoluyla ilgili tehlike sinyalleri her zaman için vardır
Ki çalıyor.
Bizim burada siz değerli dostlarımıza olsun ve tüm okuyucularımıza yönelik olsun, aktarmak istediğimiz gerçek şudur...
Ak Parti madem güzel şeyler yapmak istiyor.
Bu minvalde mücadele ettiğine de inanıyoruz.
O zaman diyoruz ki, illa ki bu bilinen şahıslar partinin önemli kesimlerinden uzaklaştırılmalıdır
Ki sade bir ruhla bu parti hayat bulup, yaşayabilsin.
Ayakta kalabilsin
Yeni iktidarlar, yeni devrimler, Türkiyeye yeni ufuklar açabilsin
Yoksa kozmopolit, bunaltıcı felsefelerle hiç kimse bir şey yapamaz.
Parti yerinde sayar
Aynı minvalde, kan kaybına uğrar
Parti içerisine sızmış, kamuflajlı zevat yine birilerinin nam-ı hesabına; yeni hançerler vurabilir
Deriz ya; Haşhaşiler!
İslam tarihi
Aynı noktada, Türkiyenin siyasi tarihi
Geçmişten günümüze dek çok önemli konuları yaşamış ve okumuştur..
Yani, ders-i ibretler ihtiva eden hadiseler mevcuttur
Artık Sayın Cumhurbaşkanımız da bu noktada olup-bitenleri, uyarıları hafife almaması lazım.
Her şeyi görüp, mertçe ve erkekçe el koyması gerekir.
Yoksa torbanın içerisindeki çürük elmalar, kısa sürede sağlam elmaların tümünü çürütür..
Ve sonuç itibariyle; iş işten geçmiş olur..
Hani bir söz var; Atı alan Üsküdarı geçti!
Türkiyenin yarına dair, siyasi kaderi bu seyirde, maazallah!
* * *
Evet, sevgili can dostlar.
Bu hakikatleri ifade etmeden..
Yaşanan ve partiyi ablukaya alan kötü niyetli zihniyet sahiplerinin peşini bırakmada asla taviz vermeyeceğiz..
Hep takip edeceğiz, peşlerinde olacağız
Hiç kimsenin kuşkusu olmasın
Hiç kimse de kusura bakmasın
Biz iyiye iyi, kötüye kötü demek kaydıyla bu görevi yürütüyoruz..
Ki bu felsefe ve ana ilkeyi tüm medya grubumuzla icra edip, takip ediyoruz
Hükümete yardımcı olmak adına
Cumhurbaşkanımızı haberdar etmek, bilgilendirmek adına
Pek tabi ki halk ne diyorsa onu gözeterek, devlet büyüklerine aktarma gayesi içerisindeyiz
Dünkü sohbetimizde Cumhurbaşkanımızın artık bazı gerçekleri parti bünyesinde görmesi gerekir ve tüm kamuoyunun da bunu öğrenmesi gerekiyor diye ima yoluyla aktarmıştık
Bugün biraz daha, bu mevzuuyu açmak istedik.
Ders çıkarmak için
***
Şu ayet-i celilenin bize neleri bildirdiğini pür dikkat okuyup, idrak etmemiz gerekir!
Bakınız, Tevbe suresinin 107. Ayeti bize mealen şöyle buyuruyor;
Ve (birtakım) zararlı eylemlerde bulunmak, dinden çıkmayı örgütlemek, inananlar arasına ayrılık sokmak ve başından beri Allaha ve Resulüne karşı savaş tavrı içinde bulunanlara bir gözetleme (kulis) yeri sağlamak için (ayrı) bir mescit kuranlar (var).
Bunlar muhakkak ki, şöyle yemin edecekler:
Biz (bununla) sadece iyilerin iyisini yapmak istemiştik! Oysa Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Devamını yarına bırakıyoruz.
çünkü İslamda Mescid-i Dırarın ne olduğundan bahsedeceğiz.
En derin saygı ve sevgilerimle.