“BU EZANLAR-Kİ ŞEHÂDETLERİ DİNİN TEMELİ, EBEDÎ YURDUMUN ÜSTÜNDE BENİM İNLEMELİ”
Eklenme: 11/18/2013 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Geçtiğimiz iki gün, Diyarbakırda bir milat yapıldı.

Tarihi bir gün

Halkın teveccühünü kazanan Başbakan, gün gittikçe fazlasıyla kucaklar dolu halkın sevgisine mazhar oluyor.

Doğusuyla-batısıyla, Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Lazıyla, çerkeziyle yekvücut olarak Türkiye başbakanını seviyor.

Bu sevgi, inanın herhangi maddeye, çıkara, menfaate dayalı değil.

Bu sevginin yüzde 90ı adalete, muhafazakrlığa ve demokratlığa bağlı bir sevgidir.

Tez be tez bu sevgi, silinmez insanların kalbinden.

Barış sürecini gerçekleştiren Başbakan, gittikçe bir kat daha insanların sevgisine mazhar oluyor.

İnsanları büyük çapta ümitlendiriyor ve halkı birbiriyle pekiştiriyor.

Bu da ancak inanan ve inancıyla yaşayan bir devlet adamına yakışır

***

Tüm bunları bir tarafa bırakırsak

Kuzey Irak Bölgesel Lideri olan muhterem Mesud Barzaninin Kuzey Iraktan gelip bu sürece destek vermesi, Başbakanla beraber yan yana durması ve gerçek manada barışa inanan, barış olayını objektif gözle gören Sayın Barzaninin, ortaya koyduğu tavır asaletine yakışan bir tavırdır.

Zaten Barzani ailesine yakışan da budur.

Merhum Molla Mustafa Barzani, inanın nereden bakarsanız üççeyrek asır boyunca bu coğrafyada inkrcılığa ve asimilasyona karşı, Iraktaki bazı Saddam gibi ırkçı, inkrcı, kendini beğenmiş, İngiliz ve Fransa politikalarının kölesi durumunda olan bazı Arap liderlerine karşı çok büyük mücadele vermiştir.

Zire hak yolunda mücedele eden bir aile.

Keza Irakı Osmanlıdan ayıran, yine aynı anılan emperyalist dayatmaya karşı Türkiyedeki rejime karşı da aynı tutumu sergilemiş, çok büyük bir mücadeleyle hayatını idame ettirmiştir.

Nihayet 1979da Allahın hak tecellisi gercekleşince vefat etmiş, aynı mücadeleyi sürdürmek için birinci varisleri durumunda olan evlatlarına, başta Mesud Barzani dahil olmak üzere ailesine bu hak mücadelesini miras olarak bırakmıştır.

Bu süreç içerisinde yaklaşık 35 40 seneden beri evlat Sayın Barzani bu mücadeleye devam ediyor.

Ve bu mücadeleyi de rahmetli babasının ruhunu şad etmek üzere her gün dev adımlarla ilerliyor ve başarıyor.

***

Ki en büyük başarısı Saddamın şerrinden kurtulması ve on yıldan beri Kuzey Irak insanına bir nefes aldırmış olmasıdır.

Bunun yanı sıra Diyarbakıra ilk olarak gelip, Başbakan Erdoğanla birlikte Diyarbakır halkını selamlaması ve özel olarak her iki liderin de ayrı ayrı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Osman Baydemiri makamında ziyaret etmeleri önemlidir.

Halkın bu olayın ne kadar ciddi olduğunu ve Diyarbakır halkının ciddiyete ne kadar layık bir halk olduğunu, bununla beraber bu yöre insanını ırkçılığa dayalı kirli politikanın ne kadar tehlikeli olduğunu tüm gerçekliğiyle ortaya koymuştur.

* * *

Başta söylediğim gibi Ergani ilçesinde çocuklara satranç seti dağıtan Başbakan, kendini insanlara o kadar sevdirmiş ki gencecik bir kız çocuğu kameralar karşısına çıkıp, Ben Başbakanımı çok seviyorum, bana satranç seti hediye etti dedi.

Günün son saatlerine rastlayan Eğil ziyaretine gidip, Peygamberlerin kabrini ziyaret etmesi, halkına bağlı ve halkına kuş bakışıyla değil, gerçek, inanan bir devlet adamı ve halkın seviyesine kendini indiren bir Başbakana da bu yakışır.

Bizzat ben de Eğildeydim.

Medya grubumuzun ekipleri de orada hazır bulunuyordu.

Başbakan ailesiyle ve bazı Bakanlarıyla özellikle Başbakan Yardımcısı Sayın Arınç ve Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Muammer Güler ile beraber Hz. Zülkif Peygamberin Hz. Harunel Asefi peygamberlerinin kabrini ziyaret etmeleri, akşam namazını halkla beraber kılmaları bize göre tarihi bir milattır.

Bize göre artık halk diyor ki;

Milli iradeyi kirleten asimilasyon politikalara artık yeter ve son verilsin

***

Nitekim, Başbakanda Erganide halkına haykırarak aynı ifadeleri kullandı.

Artık yeter ve inkrcı asimilasyon politikalara son..

Bu haykırışı da, halkın haykırışı da çözümün doğru yolda olduğunu gösterdi.

Bunu bir kat daha pekiştirdi.

Akşam namazından sonra Eğilin o dağ zirvesinde bulunan Peygamberlerin meknlarından otobüsle aşağıya inip, helikopterle Diyarbakıra gelip, Ankaraya uçmasıyla bu iki günlük ziyaret büyük bir ümitle sonlandırıldı.

Yıllardan beri iyi bir bütçeyi Diyarbakır için ayırıp, başta Karayolları olmak üzere birçok yatırımların açılışını yapan Başbakanın Belediyeye gidip, Belediye Başkanıyla görüşmesi sırasında ilk kez Kürdistan ifadesini kullanırken, Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak demesi büyük çapta halkı ümitlendirdi ve barış sürecinin ne kadar gerçek olduğunu vurguladı.

Ve Barzaniye Sizin şahsınızda Irak Kürdistandaki kardeşleri selamlıyorum diye seslenen Erdoğan, 11 yıl sonra ilk kez Baydemiri ziyaret etti

Gerçekten BDPliler de o görüşmeye katıldılar, samimi görüntüler sergilendi.

Genel siyasi af sinyali veren Başbakan Diyarbakırlılardan çözüme sahip çıkmalarını istedi.

Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını 76 milyonun birlikte Yeni Türkiye olduğunu göreceksiniz dedi.

* * *

Diyarbakıra bu tarihi milat ziyaretini gerçekleştiren Başbakan, büyük bir haykırışla halka karşı şöyle seslendi;

Biz ezelden ebede kardeşiz.

Sadece yol arkadaşı değil, kader arkadaşıyız, mahşere kadar biriz, beraberiz

Hele hele bu sesleniş içerisinde Sayın Barzani, Şivan Perwer ve İbrahim Tatlısesle el ele vererek halkın karşısında verdiği poz gerçekten halkı duygulandırdı.

Ve vurgulayıcı ifadeler kullanırken, Mehmet Akifin İstiklal marşından şu mısraları okudu:

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şühed fışkıracak toprağı sıksan, şühed!

Bu ezanlar-ki şehdetleri dinin temeli

Ebed yurdumun üstünde benim inlemeli

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Sayın Başbakanımız, Kuzey Irak Bölgesel lideri muhterem Mesud Barzani ile Şivan Perwer ve İbrahim Tatlısesle Diyarbakırda barış sürecinin sözleşmesini imzalamış durumda.

Bu sözleşmeyi damgalayan ve gerçekleştiren Sayın Başbakanın bu davranışı, inanın sevgili okurlar tarih sayfalarına altın harflerle yazılarak, tescil edilmesi gerekir.

Sevgili okurlar.

Ama bunu da kaydetmeden geçemiyorum.

Gerçekten, gazeteciliğin temel esprilerinden birisi de şudur ki objektif, yansız gözle olaylara bakmak ve kamuoyuna yansıtmaktır.

Erganideki miting alanını dolduran halk, havanın soğuk ve yağmurlu olmasına rağmen, Başbakanın gelişini beklemeleri, büyük umutlar içerdiği gibi, sevindirici bir bağlılıktır.

Bölgeye baraj ve sulama projelerini gerçekleştiren Başbakan, Ergani halkını müjdeleyerek, 21 kilometrelik Kralkızı-Dicle Barajından suyun akıtılması, Ergani ovasının sulanması projesinin sözünü vermesi, ayrı bir sevinçtir.

Ama tüm bunlara rağmen, burada bir parantez açmadan geçemiyorum sevgili okurlar.

Miting alanında dolaşırken, halkın istek ve arzularına kulak misafiri oldum, birkaç köylü bir yere toplanmıştı birbirine şöyle diyorlardı;

Başbakana saygı ve sevgimiz sonsuzdur

Ancak Tarım Bakanı Mehdi Eker, kürsüye çıkıp konuştuğu anda koro halinde yuh çekeceklerini söylüyorlardı.

Bazı aracılar da buna engel olacaklarını söylüyorlardı.

Dinleyenlerin arasında bu tartışma sürerken, birileri de diyordu ki;

Bu isteklerimizi yuhalama ile değil, ancak kameraları köylerimize davet ediyoruz ve bize hayvancılık yatırımı adına vermiş olduğu acımazlığını kameralara anlatacaklarını söylüyorlardı.

Halkın gerçekten Sayın Bakan Ekere karşı ne kadar öfkeli olduğunu da müşahede ettim.

***

Ancak bu yetmedi sevgili okurlar.

Erganiden ayrılıp, Eğile gittiğimizde Başbakan henüz Eğile ulaşmamıştı..

çünkü biz miting bitmeden ayrılmıştık.

Orada da ikindi namazını kıldıktan sonra Peygamberlerin kabirlerini dolaşırken, baktım ki karşıma bir bayan dikildi, Ben seni 2007den beri tanıyorum, zira ailece beraber hacdaydık.

Benim derdim var, lütfen beni dinlersen çok memnun olurum

Tabi hanımefendiyi reddetmedik ve orada birkaç gazeteci arkadaşla beraber, o hanımefendiyi dinledik.

Hem ağlıyor, gözyaşlarını siliyor hem de anlatıyor.

Nefretini dile getirirken, baktım ki ağzından çıkan tepkili ifadeler, Erganidekiler gibi Bakan Mehdi Ekeri anlatıyor.

Yatırım teşviki adı altında bize süt entegreleri kurdururken, bizi beş milyon TL zarara uğrattı.

Biz Eğil-Diyarbakır yolu üzerine kurduğumuz hayvancılık entegresinde baskına uğradık, oradaki tesisin görevlileri öldürüldü, bile bile katiller yakalanmadı, bilakis Eğil Cumhuriyet Savcılığı her nedense bizi suçlu buldu ve katillerin aranıp, yakalanması gerekirken benim oğluma suç yüklendi.

Teşvik yatırımı olarak verilen projenin yüzde 35ini Bakanlık bize yardımcı olması gerekirken, Bakan bey sırt çevirdi ve o yatırımımız da gerçekleşmedi.

Sonuç itibariyle derdim çok ağır, burada hepsini söyleyemiyorum, ancak birgün gelip, kameranın karşısında anlatmak istiyorum.

Bunu sadece özetleyerek, haberiniz olsun diye açıklamaya çalıştım

* * *

Evet, hanımefendi ağlama duygusuyla bunları anlatırken, kelime başı Bakan Ekeri hedef alıyordu ve nefretini dile getiriyordu.

Başbakanın bunca bölge halkına karşı gösterdiği teveccüh ve Başbakana karşı halkın da gösterdiği teveccühe rağmen Diyarbakırlı bir Bakanın böyle yanlış uygulamalarla halkın şikyetine ve eleştirilerine maruz kalması da bize göre apayrı bir durumdur ve madalyonun ters yüzüdür.

Keşke Başbakan, böylesine insanları uzun süre böyle önemli görevlerin başında tutmamış olsaydı.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Her zaman söylediğim gibi bunlar dost eleştirisidir..

Ne demişler; Dost acı söyler..

En derin saygı ve sevgilerimizle.