“DEMOKRASİ, İRADELERİN DOLARLA SATIN ALINDIĞI REJİMLER DEĞİLDİR”
Eklenme: 12/26/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sudan ziyaretinde çok önemli mesajlar verdi.

Bu mesajlar istediği yerlere mutlaka ulaşmıştır.

İnanın, Trumpı yaptıklarına bin pişman ettirmiştir bu sözleriyle.

Nitekim Erdoğan dünyaya bir kez de Sudandan seslendi..

Kudüs tüm dünyanın meselesidir dedi.

Trump yönetiminin tartışmalı Kudüs adımını sert bir dille eleştiren Erdoğan, Demokrasi, iradelerin dolarla satın alındığı rejimler değildir ifadesini kullandı.

Evet.

Şımarık Amerika, her şeyi dolara havale ederek dolarla dünyayı yöneteceklerini zannediyorlar.

Tabii ekonomiksel hayat, bugün zaman zaman bu şekilde görüntü veriyor ise de kesinlikle sadece maddeden ibaret değildir.

Maddenin yanı sıra mana en büyük etkendir.

Zira manası olmayan bir hayat; hangi devlet olursa olsun, hangi güç olursa olsun, sonuç itibariyle sahibini yer bitirir.

Bugünkü Amerika, İsrailin dünyadaki zengin dostlarından, doları kiralayıp dolar gücüyle hayatını idame ediyorsa, bugünün yarını yokmuş gibi büyük şımarıklık içerisinde meydan da okuyorsa, bilmelidirler ki karşılarında, ümmetin lideri ve ümidi durumundaki Recep Tayyip Erdoğan vardır.

Artık günümüzde küresel lider olarak da bilinen Sayın Recep Tayyip Erdoğanı ya tanımamışlar veya tanımazlıktan geliyorlar.

Evet, bu büyük insan maddeyle büyümemiştir.

İman ve İslam meşaleleriyle büyümüş, hayatını ona endekslemiş ve böylece dünya keferetül fecerelerine rahatlıkla iman nokta-i nazarında meydan okuyabiliyor.

Ve hiç kimse de buna bir şey yapamıyor, yapamayacak ve yapamazlar.

Küfür ise Kuranda tabir edilen Beytul Ankebt yuvası gibi zayıftır.

Yani örümcek ağı gibi zayıf bir sisteme dayanıyor.

İşte bu itibarla o büyük Üstat Bediüzzamanın dediği gibi biz de haykırarak diyoruz ki;

İman hem nurdur, hem kuvvettir.

Hakiki imanı elde eden adam kinata meydan okuyabiliyor.

Eğer bugün Recep Tayyip Erdoğan, Amerikanın soytarısı Trumpa meydan okuyarak bütün yanlışlarını yüzlerine çarpıyorsa, bu da kesinlikle imanın tekamülünden geliyor.

Öyle inanıyoruz ki;

Recep Tayyip Erdoğan, çok büyük bir iman tekamülü içerisinde yaşaya gelmiştir ve bundan sonra da böyle yaşayacaktır.

Onun için Üstadın diğer bir tarifiyle;

İman, insanı insan eder.

Belki insanı sultan eder.

O iman sahibi olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bugün ümmetin lideri durumunda olmuş ve ümmetin hakkını, hukukunu serbestlikle, rahatlıkla savunabiliyor.

Ümmet de ona müteşekkirdir ve minnet borçludur.

Yoksa rasgele herkes Ben Müslümanım, ben liderim gibi ucuz deyimlerle bir yere varamaz.

Cesaret ister.

* * *

Hani Mehmet Akif Ersoy diyor ya;

İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür

İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür

İşte Sayın Cumhurbaşkanımız hayatının evveliyatından, yani gençliğinden bugüne dek yüreğindeki parlayan o iman gerçeğiyle büyümüş ve devlet lideri olmuştur.

Küfür sistemleri ise yüreklerinde iman taşıyamaz, ciddi ve ihlaslı devlet adamlarıyla da hiçbir zaman baş edemezler.

Bizim kültürümüzde inanç ve akidemize mal olmuş bir gerçek var

Ki Kadir tarikatının büyük mürşidi olan Gavs-ı Geylaniye aittir.

Gavs-ı Geylani diyor ki;

Feya münşiden lin-nazmi fe kulhu ve la tehaf

Fe inneke mahrusun bi aynil inayeti

Söyle onu, korkma ey nazmımı okuyan!

Hiç şüphesiz inayet gözüyle korunmaktasın sen!

İşte, bize göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; böylesine iman dolu yüreğiyle tüm emperyalist keferetül fecerelerine meydan okuyabiliyorsa, bu rasgele bir olay değildir.

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Sayın Erdoğan hakkın savunucusu olduğu için biz de onu savunmak zorundayız.

Ama diğer gelen giden devlet büyüklerimizin hiçbirisi, dünya keferetül fecerelerine böylesine meydan okuyamamışlardır.

Ve Türkiyeyi hep geride bırakmışlardır.

Ancak ne var ki Erdoğanın tüm bu güzelliklerine rağmen, iç siyasetteki özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki olup bitenlerden ya haberi yok veyahut da birilerine dokunmak istemiyor.

Veya da serbest bırakın cirit oynasın demek zorunda mı kalıyor?

Biz buna inanmıyoruz tabii.

İnşallah Cumhurbaşkanımız böyle bir yanlışlığa girmez.

Ama bu da bir gerçektir ki bayatlamış, yüz hatlarında nur olmayan, rasgele afaki konuşan siyasetçileri etraflarından uzaklaştırsa çok iyi olur.

Bunlar, Hasan Sabbah misali birer tane Haşhaşilerdir.

Bu Haşhaşiler, önümüzdeki seçimlerde eğer pasifize edilmelidir.

Aman halkın huzuruna çıkarmayın.

çünkü onlar FETÖ teröründen de daha beterdir.

İki kelime bir araya getiremiyorlar, Başbakan Yıldırımla beraber dostlar alışverişte görsün diye yürüyorlar ve partiyi güçsüz bırakıyorlar.

Özellikle Diyarbakırımızda öylesine insanlar var ki Diyarbakırlı olmadığı halde yıllardan beri Diyarbakırın kaderine sahip çıkıyor ve hiç de yaptığı, yapacağı bir şey yok.

Halkı yanlış badirelere sürüklüyorlar ve bu nedenle önümüzdeki seçimlerde hiçbir şey yapamayacaklar.

En derin saygı ve sevgilerimle.