“HAİNLERİN TUZAKLARINI BAŞLARINA GEÇİRECEĞİZ”!
Eklenme: 4/4/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, dün Rize’de ve Trabzon’da konuştu.

Mükemmel ve muhkem çok güçlü bir hatipliğe sahip olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, her gittiği yerde halka karşı hitabet gücünün çok kuvvetli olduğu açıktır.

Cenab-ı Allah, ona ikna edici konuşma belağati vermiştir, inanın cumhuriyet döneminde bunu kimseye vermemiştir.

Gelen giden Cumhurbaşkanları olsun, Başbakanlar olsun, konuştukları konuşmaları dayanaksız, mesnetsiz ve sıradan konuşmalardı.

Onun için Türkiye, ne yazık ki bugün bu hale geldi.

Terör odaklarının varlığı yanı sıra en önemli çıbanbaşı, bize göre terörün dik alası ve ana kaynağı, ana muhalefet partisidir ve onun lideridir ve çevresidir.

Ve aynı misyonu taşıyan partinin bazı konuşmacılarıdır.

Rastgele, dayanaksız ve tutarsız konuşuyorlar.

Evet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referandum mitingleri kapsamında baba ocağı Rize'de halka hitap etti.

Erdoğan konuşmasında, "Artık son iki haftaya girdik, 2 hafta sonra Allah nasip ederse ülkemizde tarihi bir dönüm noktasını yaşıyoruz" dedi.

“Rize mücadeleyi bırakmadığı sürece hiç kimse bu vatanı bölemeyecek, sizlerin desteğiyle hainlerin tuzaklarını başlarına geçirmeye devam edeceğiz" diyen Erdoğan sözlerini söyle sürdürdü;

“Üç beş Avrupalının bu ülkenin gururunu incitmesine izin vermeyeceğiz.

Avrupa'daki oy kullanan kardeşlerimizi ne kadar engellerseniz engelleyin oradaki sandıkları da patlatacağız.

Bu Nazi torunlarına gereken cevabı verin.

İsviçre, terör örgütüne destekli miting yaptırıyor.

Gün ola harman ola.”

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Erdoğan, adeta 16 Nisan’dan sonraki gelişim ve oluşumlardan haber veriyor.

Adeta bu memleket insanının büyük ümitle ümitlendiriyor.

Ve dünün düşman gavuruna karşı herkesi, ama herkesi birlikteliğe, yürekliliğe, birbiriyle kenetlenmeye davet ediyor.

Ve sandıkta “Evet” oyu çıkmasını önemle tavsiye ediyor ve uyarıyor.

Ve şöyle diyor;

“Hainlerin tuzaklarını başlarına geçirmeye devam edeceğiz”

* * *

Evet, bu hainler kimlerdir?

Bu hainler, öylesine hainlerdir ki Kandil’deki “Hayır” diyenlerle işbirliği yapan hainlerdir.

Bu hainler, kökü dışarıdan gelen CHP’nin İngilizlere ajanlık yapan Kemalist anlayışlardır, bunak laikçilerdir, ulusalcılardır, DHKP-C’lilerdir, FETÖ’cülerdir ve Saadet Partisi’nin başındaki birkaç megalomanyaklardır.

Bunlara işaret eden Cumhurbaşkanının bu tespitlerine katılmamak mümkün değil.

CHP’yle işbirliği yapan böylesine muhteris politikacı insanların varlığı, hem de muhafazakâr geçinen, hem de Müslüman geçinen gafillerin varlığı, Erdoğan’ın tespitinden geçmiştir.

Yerli yerinde tespit etmiş, net ve açık olarak bunları millete gösteriyor.

Evet, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt edepsizce, şerefsizce, alçakça, haince “Evet” diyen milleti tehdit ediyor, aşağılıyor ve hakaret ediyor.

İşte Erdoğan, bunu işaret ederek diyor ki; “Hainlerin tuzaklarını başlarına geçirmeye devam edeceğiz”.

İnanan bir millet, ümmet kavramının yüce mefhumunu bünyesinde yaşatarak, 16 Nisan’a doğru “Evet” naralarıyla dev adımlarla ilerliyor.

Kendini Mustafa Kemal Atatürk’e benzeten böylesine gafil bir insan, bu milleti de haçlı emperyalistlere benzetmiş.

Hatta İzmir’de denize dökmekle Yunanlılara benzetme gibi bir edepsizlik içerisinde.

Ama bundan anlaşılıyor ki gerçekten yakın tarihimizi okumamıştır, okumuşsa da yanıltıcı, muhteris, Kemalist, batıl bir satılmışlıkla yola çıkarak, haçlıların, Nazi torunlarının “Hayır” deme çağrılarına ayak uyduruyor.

Mustafa Kemal’in Samsun’a, Erzurum’a, Sivas’a çıkıp, Sakarya’ya, Dumlupınar’a gelip o günkü emperyalistleri ülkeden kovmuş gibi göstermesi, gerçekten diplomalı bir cahil olduğunu zaten kendi ele veriyor.

Bu benzetmeleri yaparken, hangi İngiliz ajanı albay Samsun Limanında karşılıyor veyahut Erzurum Kongresine iştirak ettiriyor.

Veyahut gerçekten Yunanlıların denize dökülmesine inanıyorsa ki mutlaka inanıyor.

Ne yazık ki hayal kuruyor.

Ne zaman hangi Yunanlıların denize dökülmüş olduğunu da bilmiyor.

Eğer Yunanlılar’ın 1921’lerde mağlup edilerek denize dökülmelerini sağlayan CHP komitesini kastediyorsa, o komitenin başındaki İsmet İnönü’nün 1923’te Lozan’a gidip elin gâvuruna Musul’u, Kerkük’ü, 12 Ada’yı, Balkanlar’ı, Suriye’yi, Halep’i vs. nasıl peşkeş ettiğini de hatırlaması gerekmiyor mu acaba?

Sormazlar mı?

Bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz?

Sayın Bozkurt gerçekten tarihi biliyorsa, aziz milletimizi böylesine tarihi benzetmelere layık görüyorsa, bana göre çok cahildir, çok kültürsüzdür.

Hasbelkader meclise girmişse de bu milletin teveccühüne layık olmayan bir insandır.

İsmet İnönü’nün ve CHP’nin kuruluş biçimini, 1915’lerden 1950’lere kadar tek parti şeflik ve dipçik dönemindeki rezaletini hatırlasın, dayatmasını hatırlasın, İngilizlerin Lawrence ve Rolensonlarına nasıl ajanlık yapıldığını hatırlasın.

Keşke hatırlama kabiliyetine sahip olsa da gerçekleri görebilse.

Ama heyhat!

Ne yazık ki o kabiliyete haiz olmayan bir boşboğaz olmaktan başka bir şey değildir.

En derin saygı ve sevgilerimle.