“KIŞKIRTAN GÜÇ HALİNE GELEN CHP” (IV)
Eklenme: 7/6/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten Türkiye’nin yıllardan beri manzarasını bozan kışkırtıcı CHP anlayışının hareketleri, yakın tarihimiz boyunca hep uygulana gelmiştir.

Haktan, hakkaniyetten, sahte demokrasiden dem vuran CHP lideri, açık ve net olarak mezhepçilik yapıyor.

“Minareyi çalan kılıfını uydurur” misaliyle, bunu yaparken de kılıfına uyduruyor.

“Demokrasi ve Adalet” diyor.

Ama sözüm ona ülkenin selameti için, terörden arındırılması için var olan AK Parti, bir türlü bu kışkırtıcı CHP’nin fitnesiyle başa çıkamıyor, dokunamıyor.

“Bu yürüyüş demokratiktir” dercesine hükmen savunuyor.

Oysaki yıllardan beri milletin temel mefkuresi olan adalet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi, hiçbir iktidarda gerçekleştirilmemiştir ki!

CHP, şimdi AK Partinin yeni oluşumlarına karşı bahane arayarak bu tür şeylere başvuruyorsa, bize göre yanılıyor.

Yanıldıkça da yanılıyor.

Ama ne yazık ki buna karşı koyan milli bir ruh görünmüyor.

Keşke milli ruh, bu hususta CHP’ye karşı, HDP’ye karşı tezahür etmiş olsaydı, bugün bunların “Adalet istiyorum” deyimi, milleti provoke eden bir slogan haline gelmeyecekti.

Zira halkı gerçek manada temsil eden AK Partidir…

Özellikle kurucusu olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın misyon ve sosyal hukuk gerçeğidir…

Ki; daima hakkın tahakkuku için var ola gelmiştir.

* * *

Batılın bu memlekette yokolabilmesi için mücadelesini vermiştir Sayın Erdoğan.

Çünkü, hedefinde hakkın tahakkuku ve tekarrürü vardır.

Diğeri fasa fisodur, laf-ı güzaftır.

İki gün önce de belirttiğim gibi, Bedir Savaşı devrisaadette Resulullah’a karşı kin ve nefret besleyen Mekke müşrikleri yola çıkıyorlar ve Bedir denilen mevkiye geliyorlar.

Medine’ye yakın bir yer ve orada savaşmak istiyorlar.

Resulullah Efendimiz (S.A.V), büyük bir azınlık içerisinde olmakla beraber, hakkın tahakkuku için mücadele vermiştir ve “Yuhekkul hakke bi kelimatihi” demiştir.

Yüce Rabbimiz, Kur’an ifadeleri aracılığıyla daima hakkı tekarrür etmek için kendini göstermiştir.

Batılı da batıl olarak göstermiştir.

İstemeseler bile hak tecellisini gösteriyor.

İlahi hukuk orta yerdedir, bir yere gitmez.

Türkiye, çeşitli, değişik sloganlarla yola çıkıyorsa, gerçek manada hakkın ve hukukun gerçek manasını tekarrür ettiremiyorsa, batılı da yok edemiyorsa, o zaman vay halimize demekten başka bir şey bulamıyoruz.

Ama “Görünen köy kılavuz istemez” misaliyle yola çıkarsak, karınca kararınca bazı büyük insanların fikir dünyasından alabileceğimiz gerçekler doğrultusunda; nifak ve münafıkların İslam devletleri içerisinde her daim var ola gelmiştir.

Ki kimse de inkâr edemez.

* * *

İslam siyasetinin nüfuzu ile yola çıkan bir din seviyesi elbette ki İslam’ı yakalayacaktır ve dünyanın her tarafına yayacaktır ve yayma hakkı da vardır.

Gelip giden İslam devletleri içerisinde nifak tohumunu atan münafıklar, daima kendini her ne kadar örtbas etmiş ise de oysaki şeklidir.

Tarih boyunca İslam’ın geliştiği, oluştuğu mekânlarda yok pahasına da olsa İslam’ı yok etmeye çalışan münafıklar daima harekete geçmişler, mütegallip olmuşlar.

Ancak, küfür dünyasının ordularının gözlerine birer kurşun gibi giren o “ebabil” kuşlarının gagasından düşüp beyinlerini delen bir hareketin varlığı da her daim söz konusu olmuştur.

Hiç kuşkunuz olmasın.

Ama tüm bunlara rağmen, hiç unutmayalım ki; hak, hukuk ve hakkaniyet kesinlikle tahakkuk edilecektir.

Ama Kılıçdaroğlu veya Prof. Mehmet Bekaroğlu’nun ağzıyla değil.

Tam manasıyla bir insan, haktan ve hukuktan bahsederse, işte o zaman insan olur ve ona inanılır…

Ama onlar bir türlü bu gerçeği, görmüyorlar, yakalayamıyorlar…

Çünkü, siyasi ve dünyevi menfaatın ihtirasına kapılmışlar..

Vicdanlar kor...

En derin saygı ve sevgilerimle.