“TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR” SORUSUNU AKLIMIZA GETİREN İYİ PARTİ LİDERİ MERAL AKŞENER!!!
Eklenme: 10/28/2022 12:00:00 AM

Dünkü sohbetimizde, Türkiyenin tarihsel medeniyetini inkar ve asimilasyona uğratan anlayışı sorgulamıştık.. Ve bu anlayışın yıllar yılıdır, Cumhuriyet öncesini inkar, sonrasını da milli bir tarih olarak, dikte ettiğinden söz ederken, Sözcü Gazetesi Yazarı Emin çölaşanın önceki günkü kaleme aldığı, yazıya atıfta bulunmuştuk.. AK Partili Mahir Ünalın Osmanlıya ve Arapça alfabesine yaptığı vurguyu yerme adına kaleminden algı operasyonu gerçekleştiren çölajanının yazısından bir kaç paragrafı da, sizlere aktarmıştım..

***

Ne diyor, tarih ve kültür fakiri, batıla iman etmiş çölaşanı Osmanlı dönemini yorumlarken, şöyle diyor..

Yüz yıllar boyunca küçücük çocukların zoraki eğitimi bile sadece Arap harfleriyle, Kuran okumayı öğrenerek geçmiş.

Cumhuriyet ilan edildiği zaman okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 5, kadınlarda yüzde bir dolaylarında.

Eğitimsiz, her açıdan cahil bir toplum.

Kullanılan bir tek dil var:

Ne idüğü belirsiz Osmanlıca.

Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımı bir dil.

Eğitim derseniz çocuklara sadece Arapça Kuran öğretiliyor. çocuklar sallana sallana Kuran ezberliyor

Ve Türkiyede hl o günlerin özlemi içinde olanlar var. Üstelik onlar memleketimizi yönetiyor!

AKPnin Meclis Grup Başkanvekili olan Mahir Ünal isimli şahıs birkaç gün önce muhteşem, hem de bilimsel bir açıklama yaptı!..

Şu sözlerine bakınız:

Cumhuriyet maalesef (ne yazık ki) bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı (özetle) bütün düşünme setlerini yok etmiştir. Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiyede yaşanmıştır.

İyi ki yaşanmış

Yaşandıysa ne güzel olmuş.

***

Bakar mısınız Sayın çölajan ne de inciler döktürüyor.!

Kuranı Arap dili olarak nitelendirip, kendince küçük düşürmek istiyor?

Kuran harflerini milli bir kültür olarak görmüyor..

Arapça alfabeyi sıradan bir yazı dili olarak görüyor..

Daha açık bir ifadeyle, hem İslama, hem Müslümanlara, hem İslam camiasının inandığı yüce kitabımız Kuran-ı Kerimin yüceliğine, sinsice ve haince kirli, bağnaz ve batıla iman etmiş anlayışıyla, saldırıyor

Hakaretleri yazısında sıralıyor..

Ve bunu AK Partinin Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili sayın Mahir Ünalın şahsiyetinde, yaptığı açıklama üzerinden, çok ağır ithamlarda bulunarak, yapıyor

Mahir Ünal Cumhuriyetle ilgili şu sözleri sarfetmişti:

Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiyede yaşanmıştır. Maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim lugatımızı alfabemizi, dilimizi, hasılı (özetle) bütün düşünme setlerini yok etmiştir.

İşte bu sözleri sarf ettiği için, kin ve nefret kusuyor

Ey Mahir sen Cumhuriyeti aşağıladın diye, Ünalı topa tutarak, zihinsel zehir akıtıyor!

Doğrusu, Kurana karşı, İslama karşı, tüm inananlara karşı sarf ettiği küçük düşürücü ve hakaretvari kelimeler yüzünden fazla da, çölajanı kaale almak istemedim.. İstemiyorum da..

çünkü, zihni de, fikri de belli..

Bir halk deyimidir..

Denir ya; dinime küfreden bari müslüman olsa..

Ama beni en çok rahatsız eden, kendini milliyetçi muhafazakar olarak gösteren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşenerin bu minvaldeki beyanları oldu!?..

Siyasetin bukalemun tiplerinden, nevzuhur çıkan liderlerden biri olan Akşenerin dünkü Sözcü Gazetesinde yer alan haber; ah ki ah dedirtmiyor değil

Gazetenin birinci sayfasında döktürmüş..

Mahir Ünalı Cumhuriyet Düşmanı, Atatürk Düşmanı, Türkçe Düşmanı, Türk Düşmanı olarak nitelendirmiş Hedefine almış

Ağır bir şekilde hakaret sıralamış

Vay ki sen misin Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiyede yaşanmıştır diyerek Ünalı sorguluyor?.

Adeta bir önceki günkü Emin çölaşanın aynı gazetede yazmış olduğu yazıyı değişik bir versiyonla, Meral Akşener hanım, zikrediyor

Aynı gazetenin birinci sayfasında manşete taşınmış bu sözleri..

Anlamak zor

Akşener diyor ki;

Biz ezelden beri Türkçe konuşuyoruz muhterem! Yani Cumhuriyetle birlikte dilimiz değişmedi..

Yok daha neler?

Sayın Akşenerin döşediği bu cümlelerden dolayı, kendilerine cevap isteyen bir kaç sorumuz olacak?!

Kamuoyu adına soruyoruz?

Bu değişkenliğiniz,

Bu siyasi bukalemun tavrınız, neyin hikmetidir?!

Renkten renge geçiş; niye?!

Hangi telden, nasıl bir saz çalma halidir sizinkisi?!

***

Sayın Meral Hanım..

Deyin hele;

Ne oldu da üç beş sene içerisinde o önceki taşıdığınız düşünceler, ulusalcılara karşı meydan okumalarınız?..

28 Şubatçılara parmak sallamanız?!

Bazı darbeci generallere karşı açıkça erkeksi bir duruş sergileyerek tavır takınmanız?!

Hani o attığınız nara

Demirden korkan trene binmez..

Nasıl oldu da, bugün u dönüşü yaptınız..

180 derece, değiştiniz?!

O muhafazakarlık,

O milliyetçilik duygularınıza ne oldu.

Hacca gidip ihram giyip başınızı örtme pozisyonlarını ne ara unuttunuz?!

Şimdi çıkmış, Ünalın Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiyede yaşanmıştır sözleri üzerinde, etrafa gelişi güzel hakaret makinasıyla küfürler yağdırıyorsunuz..

Mahir Beye saldırıyorsunuz

Ve bunu Sözcü Gazetesi gibi, ülkeyi ve milleti düşman belleyen anlayışın ekmeğine yağ sürerek, yapıyorsunuz

Onların politikası, onların düşünceleri adına, hem de ulusalcıların, hem de CHPnin çeyrek asır boyunca Türk halkına yaptığı düşmanlığı unutarak, bel çıkıyorsunuz?

Onlarla iktidara geleyim anlayışıyla barış elini uzatıp muhafazakarları eleştiriyor, dindarları aşağılıyorsunuz?!

Bu nasıl bir siyasettir deyin hele?

CHP anlayışına, hele hele Emin çölaşanlar gibilerinin düşünceleri paralelinde Cumhuriyet kavramının gölgesinde kendinizi sureti haktan göstermeye çalışıyorsunuz

Yok böyle bir anlayış..

Siyaset arenasında böylesi değişik pozisyonlarda kendini gösteren siyasilerin yüzünden bu toplum, artık kime itimat edeceğini şaşırıyor?!

Ne itimadı, ne de güveni kaldı.

Başta siz dahil olmak üzere..

Bilmeniz gereken sayın Akşener; Mahir Beyin kast ettiği Cumhuriyetin fazilet kimliği ve manası değil, kast ettiği, eleştirdiği cumhuriyet dönemindeki iktidarların, siyasetçilerin yöneticilerin halka rağmen halka dayattıklarıdır

Siz de biliyorsunuz ki, Cumhuriyet döneminde devletle millet birbirine düşman edildi?..

Kavga, kargaşa, kan dökme had safhasına ulaştı.

Dış mihrakların projesi olan Cumhuriyet Halk Parti anlayışı iç kaotik ortamı hep körükledi

Tüm objektif tarih kitapları, bunları yazıyor, anlatıyor.

Ünala Atatürk düşmanı diyorsun

Ancak Mahir Ünal konuşmasında Atatürk hakkında tek bir kelime etmemiş..

Zira Atatürkün şahsiyeti maneviyesine karşı zırh gibi duran bir koruma kanunu var.

O koruma kanunu zaten Atatürkü korumaya almıştır?..

Kimsenin haddi hududu değil ki, Atatürke bir laf söylesin.

***

Cumhuriyet dönemine bi bakın..

Harf devrimiyle, Kuran harfleri kaldırılmadı mı?!

Ezan-ı Muhammedi Türkçeleştirilmeye çalışılmadı mı?

Hasan Ali Yücel tarafından Köy Enstitüleri kurulmadı mı?

Kadınlı erkekli öğrenciler aynı koğuşlarda koyun koyuna yatırılmadı mı?!

Aynı hamamda duş almaları sağlanmadı mı.!

Erkek ve kadın tuvaletleri bir edilmedi mi.!

Bunlar Türkiyenin milli kültürüyle, medeniyetiyle, anlayışıyla örtüşüyor mu?

Rezaletler zinciri değil mi?

Bunlar dile getirildiği için, Cumhuriyete hakaret edilmiyor, dönemin hükümetleri ve yönetimleri Cumhuriyetin Fazilet kimliğine halel getiriyor?..

Hal bu iken, siz aklı sıra Cumhuriyeti savunuyorsunuz?..

Ama hayır!

Cumhuriyetin kavramı elbette ki fazilettir, dürüstlüktür, şerefliliktir, namusluluktur,

Ama cumhurun oyuyla, ittifakıyla bunlar gerçekleşirse Cumhuriyet gerçek fazilet kimliğine kavuşur?

Ama yok

Nitekim, Cumhuriyet kavramının zırhı altında bin yıllık bir tarih ortadan silindi gitti.

Bin yıllık bir tarih, bin yıllık bir kültür, bin yıllık bir milletin örf, adet, gelenek ve görenekleri yok edildi..

Bin yıllık, Kuran alfabesi, Osmanlının eserleri, Cami ve medreseler dahil olmak üzere, denir ya taş üstünde taş bırakılmadı, Cumhuriyet dönemindeki, üstünler sınıfında kendini gösteren, siyasi yönetimler?!

Bunlar hep Cumhuriyet döneminde, Cumhuriyetin fazilet libasını kendilerine giydirerek yapıldı

Cumhuriyet kurulurken milli mücadeledeki kahramanlar..

İstiklal Savaşımızdaki Anadolu mücahitleri..

Onların iman şuuruyla yaptıkları mücadele sonucunda savaşı kazandık

O savaşın bir numaralı şahidi, tanığı da İstiklal Marşımızdır.

İstiklal marşımız ne diyor?..

Ruhumun senden, İlhi, şudur ancak emeli

Değmesin mabedimin göğsüne n-mahrem eli

Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

Doğrudan doğruya islamdan alır ilhamı

Asrın idrakine anlatmalıyız Kuranı!

***

İşte, aziz mücahit bu milletin evlatları haçlılarla yaptıkları mücadaleye rağmen, elde ettikleri zaferlere, destansı başarılara rağmen, tam aksi istikamette, Milletin Milli Değerleri ve İnancı yerle yeksan edildi

Öyle ki, kazanılan zaferlerin intikamı alınıyormuş gibi, sanırsınız ki haçlıların nam-ı hesabına hesap soruldu, o mücahit kahramanlar, ya cezaevlerine, ya sürgünlere ya da dar ağaçlarına mahkum edildi..

Peki siz kısa bir siyasi ömür için, tüm bu milli ruhu taşıyan değerleri savunan insanları, Emin çölajan gibi vesayetçi, tekçi fikriyatı ve batıla iman etmiş anlayışın yolunda, nasıl oluyor da düşman belliyorsunuz?.. Onları ağır eleştiriye tabi tutmanız, izah edilemez bir durumdur.. Seçime gidilirken bir kesime şirin görünmek için bunu yaparken, bilmeniz gereken halk sandıkta bunun hesabını sizden misli misli soracaktır?!

O zaman ne cevap vereceksiniz, çok merak ediyorum..

En derin sevgi ve saygılarımla

Hayırlı Cumalar

Failed to load the video