24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ (?!)
Eklenme: 11/25/2016 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği gibi dün Türkiyenin "gündemi" bir hayli kabarıktı.

Olaylar zincirini sayarsak başta Sayın Cumhurbaşkanımızın Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki konuşması dahil olmak üzere 24 Kasım Öğretmenler Günü, AP’deki oylama, Adana Valiliği’nin önündeki bombalı saldırı…

Pek tabi ki, Merkez Bankası’nın faiz kararı…

İş mahkemelerinin verdiği nihai kararlara "İstinaf Mahkemelerine" gitme yolunun açılması..

Ve, Suriye rejiminin askerlerimize yönelik saldırısı…

Yani lanetli Esed ordusunun Türk askerine yönelik haince giriştiği hava bombardımanı..

Velhasıl.

Türkiye’deki gündem, bir hayli baş döndürücü şekilde yoğun…

Bunların hepsini burada kaleme alırsak, köşemize sığdıramayız.

***

Ancak, sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde "Öğretmenlere" dair yaptığı tarihi konuşmayı iyi okumak ve üzerinde mülahaza etmek gerekir.

Çünkü, bir devlet büyüğü olarak Türkiye’deki olup biten güncel olayların nabzını o kadar güzel tutuyor ki, "görmemek, üzerinde durmamak ve düşünmemek" elde değil..

Gerçekten ortaya koyduğu tespitlerle; insanın aklına durgunluk veriyor.

Böylesine bir feraset sahibi olmak…

Böylesine zeka gücüne sahip olmak..

Ancak Allah’ın insanlara vermiş olduğu "ilham zenginlik" olarak değerlendirebilinir?

Bu "ilham zenginliğine" sahip olan Cumhurbaşkanının ne kadar zengin bir zeka havsalasına sahip olduğu gerçeği, Türkiye için büyük bir şanstır.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, gerek ülkeyi yöneten tüm devlet kurum ve kuruluşları olsun, gerek medyanın satılmış kalemşorları olsun, gerek iktidar ve muhalefet partileri olsun..

En sıradan bir olay güncelleniyorsa tüm hızıyla aynı ağızdan çıkarılmışçasına şablonlu cümleler, ifadeler kullanılıyor..

Basmakalıp kelimeler hazırlanıyor..

Ve herkesin ağzından çıkan aynı kelime kulaktan kulağa, ezber misali dolaşıyor.

Mesela.

24 Kasım Öğretmenler günü…

Ki, 1928’den bu yana, "24 Kasım, Öğretmenler Günü" olarak kutlana gelmiştir.

Hem de resmileştirilerek.

Hem de sapık bir Milli Eğitim ile öğretim yapan o dönemin, yani tek parti şeflik ve dipçik döneminin vasıtasıyla köy enstitüsü dahil olmak üzere öğretmen adını taşıyan herkes poh pohlanarak, balon gibi şişirilerek, methu senaları yapılarak ta günümüze dek gelinmektedir.

Ama yeni nesil, yeni okumuş insanların acaba kaçta kaçı bununla cumhuriyet dönemindeki birçok şeylerin balondan ibaret olduğu gibi, bunun da bir balon gibi şişirmeden ibaret olduğunu tespit edebilmiş..

Ama ne yazık ki hiç kimse bunun ters yüzünü görmüyor, hep makyajlı yüzünü, görüp gösteriyor.

Şablonlaşmış planlarla, basmakalıp cümleler kullanıla gelmiştir.

Ama ne yazık ki bugüne kadar birileri çıkıp dememiş ki;

Yahu kardeşim güzel de.

Öğretmenler gününü kutlayalım kutlayalım da…

Öğretmenler gününü de öğretmenler gibi kutsal olarak bilelim ve analım.

Ama bu öğretmenler…

Ne yazık ki bu öğretmenlerin öğretim camiasında 90 yıl içerisinde milletimizin karşısına çıka gelen yüzde kaçta kaçı; "salih bir nesil" yetiştirmede, failet göstermiştir..

Doğrusu tablo vahim bir yüzdelik veriyor..

Çünkü, Milli Eğitim Camiasında Öğretim görevini yapan öğretmenlerin eliyle terörist yetişiyorsa, dağa çıkıp devletin polisine, askerine, masum sivil kitlelere silah çekiyorsa, nice aileleri kökünden söndürebiliyorsa…

Kadınlı erkekli öğrenci camiasında uyuşturucusundan tutun da, fuhuş ve terör suçlarına kadar….

Hepsi büyük bir yoğunlukla yaşanıyorsa..

Ve karşımıza fail olarak öğrenciler çıkıyorsa, o zaman o öğretmenleri kutlamak yerine sorgulamak gerekmiyor mu?

Bugüne kadar hiç kimse ama hiç kimse bu gerçeği dile getirmemiştir, kaleme almamıştır.

İllaki 24 Kasım günü Öğretmenler Günü olarak kutsallaştırılmış, balonlaştırılmış, millete yutturulmaya çalışılmıştır.

Şahsen insan biraz utanmalıdır.

Artık milletine karşı derinden derine mahcup durumuna girmelidir.

Yıllardan beri hep bu tabu içerisinde yanlış kutlanmış bir gün olarak telakki ediyoruz.

***

Elbette ki, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan müstesna.

Tabi onu söylediklerimizin dışında tutuyoruz ve tenzih ediyoruz.

Bakınız, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Öğretmenler Günü Kutlaması” nedeniyle yapmış olduğu konuşma yerli yerindedir.

İnanın, sevgili okurlar.

Bu konuşmanın etkisi yerin dibinden ta arşı alaya kadar yükseliyor.

Çünkü Cumhurbaşkanının ağzından her kelime harfi harfine gerçek bir tespittir, tarihi bir aydınlatıcı yol rehberidir.

Nitekim, bizim ifade etmeye çalıştığımız nerdeyse bir asır süre gelen o yanlışı Cumhurbaşkanı dile getirmiş ve bu yanlıştır demiştir.

Vicdan ve izan sahibi olan herkes ama insanlık cevherinin benliğini taşıyan herkes, vicdan muhasebesi doğrultusunda düşünürse Cumhurbaşkanının bu tespitlerine hayran kalmamak elde değil.

Sevgili okurlar.

Bakın, Cumhurbaşanı Erdoğan, öğretmenlere dair neleri söylüyor..

Parağraflar halinde, sizinle paylaşıyoruz…

"Buradan açıkça söylüyorum: Teröre sempatiyle bakan hatta farklı örgütlerin dağ ve şehir kadrosuna militan kazandıran Milli Eğitim Bakanlığı mensupları yok mu?

Elbette var.

Bu tarz hainler diğer kurumlarımızda da var.

Fakat bunlar, kimliğinde ne yazarsa yazsın, öğretmen değildir, olsa olsa öğretmen kılığındaki insan müsveddeleridir"

***

“Gerek PKK, DHKP-C gibi etnik ve mezhebi farklılıkları taşıyan örgütlerin, gerekse DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına saklanan yapıların en büyük istismar alanı, eğitim ve öğretim alanındaki hatalardır."

***

"Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim-öğretim politikaları, maalesef çatışmacı, hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur."

***

“Özellikle FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür.”

* * *

İşte bakınız, sevgili okurlar.

Allah aşkına diyoruz, bugüne kadar gelen giden hangi Cumhurbaşkanı çıkıp da mertlik ve yüreklilik göstererek, bu Milli Eğitim Camiasına Türkiye’nin gerçek yüzünü deşifre etmiştir?

Hangi Başbakan, hangi parlamento üyesi çıkıp “Teröre sempati duyan kimliğinde ne yazarsa yazsın, öğretmen değildir, olsa olsa öğretmen kılığındaki insan müsveddeleridir” diyebilmiştir?

İşte biz de burada Sayın Cumhurbaşkanının görüşlerine katılarak söylüyoruz ki;

Evet, Cumhurbaşkanım sen çok güzel konuşuyorsun, tespitlerinize hayran kalmamak elde değil.

Milli Eğitim Camiası içerisinde teröristleri yetiştiren öğretmen olamaz, insan müsveddeleri oldukları gibi insi şeytan kılığındaki şeytan müsveddeleridir.

Devlet insi şeytan müsveddelerini artık yetiştirmemelidir ve o günaha da girmemelidir.

Devletin bütçesiyle, fakir insanların alın terinden gelen vergilerle bu tür gayrimeşru, millete karşı namahrem olan zümreleri kutsayarak ikide bir 24 Kasım kutlaması bize göre demokratik değildir, hukuki değil, olsa olsa tek parti şeflik döneminin dayatmasından başka bir şey değildir.

Bu itibarla Cumhurbaşkanının söylemleri paralelinde biz de burada acizane şöyle diyoruz;

Artık yeter.

Bu millet kendine gelmiştir.

Tek parti dipçik ve şeflik döneminde cebre dayalı, keyfiliğe dayalı hiç ama hiçbir vicdan bunu kabul edemez.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Bakınız, 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlana gelen bir anlayış, bize göre hakkıyla milli ruh taşıyan Öğretmenlere ise bu kutlama mübarek olsun, hayırlı uğurlu olsun, şeref ve izzet olsun.

Amma velâkin eğer ulusalcı, mülhit, inkârcı çetevari bir komite yetiştiriliyorsa ve o yetiştirilenler de o öğretmenler oluyorsa biz burada kutlama yerine kınamaktan başka bir şey diyemiyoruz.

Zira bu anlayış 90 yıl boyu bu memleketin inancını dışlamıştır.

Milletin İslam ruhunu söndürmeye çalışmıştır.

Bu toplumu bin senelik tarihinden, kültüründen, örf ve adetlerinden, gelenek ve göreneklerinden fersah fersah uzaklaştırılmış bir öğretmen bozması söz konusu olmuştur.

Hasan Ali Yüce’lerin fabrikasından çıkan hangi öğretmen camiasının günü kutlanabilir ki?

"Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir.

Aklın nuru, fünun-u medeniyedir.

İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder.

O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder.

İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder."

***

Böylesi değerler çerçevesinde eğitim-öğretim şeklini tarif eden çağımızın İslam allamesi Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri'ni, bu eğitim sistemi kötülemiş, öcü göstermiş, hatta hain olarak ilan etmiş..

İşte böylesi bir sistemin neresini kutluyorsunuz?

O camianın hangi öğretmenini nasıl pohpohluyorsunuz?

Bediüzzaman bunu söylüyor.

Fakat böyle bir tespit Milli Eğitim Camiasından çıkmıyor?

Ancak 90 yıllık geçmiş bir süreç içerisinde İslam karalanmıştır, İslam’ın savunucusu olan ulemalara çamur atılmıştır, ulemalar hain olarak ilan edilmiştir.

Nitekim bu işi yapan İsrail’e, İngiltere’ye, Fransa’ya bağlı olan frengi bir illet gibi çıkmış bir komite tarafından günümüze dek, hatta 19 Kasım 2016 gününe kadar Bediüzzaman’ı karalayarak kötü göstermeye çalışmışlardır.…

Demek ki bu eğitim camiasında kimlerin yetişmiş olduğu zaten kendini ele veriyor.

Nitekim Aydınlık Gazetesi ile Oda Tv denilen maskara bir ekran ve gazete, Bediüzzaman’ı karalayarak Cumhuriyet düşmanı ilan ediyor.

Aynı o ulusal cephenin attığı kirli tohumu yeniden yeşertmeye çalışıyorlar.

Oysaki Bediüzzaman, zaten bu tür zındıka cereyanlarının oluşacağını o gün haykırarak söylemiştir.

"Birtek gayem vardır:

O da, mezara yaklaştığım bu zamanda, İslâm memleketi olan bu vatanda bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz.

Bu ses, âlem-i İslâmın iman esaslarını zedeliyor.

Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor.

Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücadele ederek gençleri ve Müslümanları imana davet ediyorum.

Bu imansız kitleye karşı mücadele ediyorum.

Bu mücahedemle inşallah Allah huzuruna girmek istiyorum.

Bütün faaliyetim budur.

Beni bu gayemden alıkoyanlar da, korkarım ki bolşevikler olsun.

Bu iman düşmanlarına karşı mücahede açan dindar kuvvetlerle el ele vermek, benim için mukaddes bir gayedir.

Beni serbest bırakınız, el birliğiyle, komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allah’ın birliğine hizmet edeyim."

Hayırlı Cumalar…