ADAMINA GÖRE ADALET DÜŞÜNÜLEMEZ AMMA?!! (2)
Eklenme: 1/12/2012 12:00:00 AM

Evet, sevgili Söz okurları

Dünkü sohbetimizde;

ADAMINA GÖRE ADALET DÜŞÜNÜLEMEZ AMMA başlıklı yazımızın ikinci bölümünü bugün sizinle paylaşacağımızı söylemiştik.

Dünkü yazımızın son bölümü,

9 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli'de meydana geleni JİTEM elemanları tarafından Seferi Yılmazın dükknına bomba atıp, adam öldürme suçunu işleyip, suçüstü yakalananlara ilişkindi.

Yani Yaşar Büyükanıtın;

Tanırım iyi çocuklardır dediği Astsubay Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysi Ateş..

Evet,

Bu üçlüye 39 yıl 10 ay 27 günlük ikinci kez verilen ceza Mahkeme tarafından aynen hükümedildi.

***

Bakınız;

Türk Silahlı Kuvvetleri diğer devlet kurumları içerisinde en güvenilir bir kurum olarak bilinmekte olup Anadolu insanı tarih boyunca hep peygamber ocağı olarak nitelendirmiştir bu kurumu..

Amma ve lakin her nedense cumhuriyetin kuruluşundan günümüze dek Anadolu insanı için en büyük zarar veren kişileri ve ideolojileri bünyesinde barındırmıştır.

Bu da ne acıdır ki, milletin bu kurumdan bekledikleri suya düşmüş ve adeta hayal kırıklığına uğramıştır.

Zira halkın yegne düşündüğü gerçek ve beklentilere bu savunma erki olarak bilinen Türk ordusu cevap veremiyor.

Tam tersine halkın beklentilerinden aykırı olarak yanlış bir şeyler yapmakta olup öz be öz kendi halkıyla savaşmayı yeğlemiştir.

Tıpkı Osmanlıdan ayrılan Arap ülkelerinin ufak devletçiklere bölündüğü gibi bugünkü başlarında kendilerince kurtarıcı orduları ve bünyelerinde yetişen general ve yüksek rütbeli subaylar hep Bolşevik, sosyalist, zorba, antidemokratik uygulamaları kendi milletine yapmaktadırlar.

Milletinin başına çok büyük oyunlar oynuyorlar ve entrikalı senaryolar sergiliyorlar.

Irakta öyleydi ama bugün keen lem yekn yok olup gitti.

Suriye, Mısır, Libya ve Tunus gibi çok zengin olmakla beraber en küçük ve güçsüz duruma düşmüşlerdir.

Bunun sebebi mucibesi; bu devletciklerin bünyesinde yetişip üreme yapan dış mihraklara bağlı anlayışlardır.

Yani milletiyle, "barışma ve uzlaşma" yerine, kavga ve terörü benimsemiştir.

* * *

Bakınız, Şemdinli kararında geçen bazı paragrafları özetleyerek buradan sizinle paylaşmak istiyorum.

SANIKLAR İTİRAF ETSİN, BÜYÜKANIT YARGILANSIN

Karar öncesi söz alan müdahil avukatlarından Murat Timur, çok üzün bir süreçten geçildiğini belirterek üç celse önce üç sanık için örgütsel bir yapının içinde olduğunu söylemiştik.

Eski savcı Ferhat Sarıkayanın hazırladığı dosyada diğer sanıklara dikkat çekilmişti, o soruşturma sırasında savcı Sarıkaya, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıtın ismine de dosyada yer verdiği için görevden alındı, sıkıntılı süreç yaşandı.

Avukatlar olarak da sıkıntılar yaşadık; ama bugün normalleşmeler yaşanıyor.

Birkaç gün önce eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, daha önce işlemiş olduğu suçtan tutuklanan suçlamanın içeriğini ve ne sebepten tutuklandığını bilmiyorum. Ancak bu bir normalleşme belirtisi. Sanıklara şunu hatırlatalım; bu olayda karmaşık bir örgüt yapılanması var, bu karmaşayı anlattıkları zaman etkin pişmanlık yasasından faydalanabilirler.

Devletin derinliklerine ulaşan suç örgütlerine ulaşılmadığı zaman bu suçlar farklı yerlerde tekrarlanabilir dedi.

Yine müdahil avukatlardan Avukat Selçuk Kozağaçlı ise Bu davanın kendi tarihinde yedi yılda birçok kararlar alındı, devran bir daha dönmeyebilir. Sanıklar suçu işleten örgüt ile ilgili bilgi verebilirlerse daha az ceza yerler, ben etkin pişmanlıktan yararlanmalarını talep ediyorum. Büyükanıt da bu dosyaya alınsın diye konuştu.

Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz ise avukatlarının beyanına katıldığını söyledi.

Evet, sevgili dostlar.

Gün gelir devran döner misali biz de bu olaydan çok zarar görmüş kimseleriz.

Biz de aynı şekilde defalarca bunlar hakkında davacı olmuşuz, şikyetçi olmuşuz, maalesef Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında bu dosya kuşa döndürüldü, yani şimdiki Cumhuriyet Savcısı değil.. Meşhur bir önceki Başsavcı Durdu Kavak zamanında olmuştur.

Biz hiçbir zaman bunun peşini bırakmıyoruz. Ve geçmişe mazi dedirtmeyeceğimize de inanıyoruz.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Biz kesinlikle inanıyoruz ki, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi mümtaz bir kurumun tarih boyunca dosta düşmana kendini göstermiş bir kurumdur.

Maalesef üzülerek söylüyorum ki; şimdi bu mümtaz kurum başka yönlerde kendini dünyaya tanıtmaktadır.

Ama o tanıtm başka bir tanıtım.

Skandallarla dolu, kirli ideolojileri içeren olaylarla kendini tanıtmaktadır.

Millet olarak yıllar yılı büyük bir dayanışma ve kardeşlik simgesiyle birbirimize güvenerek, omuz omuza vermiş, tarihi gerçeklerimiz olduğu halde, bakıyor ve görüyoruz ki bu kurumun bünyesinde yetişen Ergenekoncu faşizan bazı generaller 180 derece bu milletiyle zıtlaşmış, kavga etmiş ve yanlış etiketler sergilemiştir.

Hedeflediği tek nokta halkın inancıyla oynamak, halkın diniyle, imanıyla, yaşantısıyla uğraşmaktan başka bir şey değildir.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

10 Ocak 2012 saat 11.54te KĞITTAN SONRA PAçAVRA isimli bir yazı düştü.

Yazıyı aldık okuduk Aslan Değirmencinin haberiymiş.

Yeni Milat gazetesinin mensubu olarak tanıdığımız kardeşimizin internet sitesinde yer alan haberde şöyle deniliyor:

Başbuğun tavsiyesinde Said Nursye hakaretler yağdırılıyor

11.54 Üstat Said Nurs ve Mehmet Said Kutlu hocayı da hedef alan sitedeki yazıyı aynen sizinle paylaşmak için aktarıyorum; fazla gelse onu da yarına bırakıyoruz.

Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğun 2005 yılında Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu dönemde subaylara tavsiye ettiği internet siteleri arasında bulunan tekadam.8k.comun yayınını halen sürdürdüğü ortaya çıktı. Sitede yer alan kısımda mütedeyyinlere hakaret ve iftira ediliyor.

Kara propaganda amaçlı kurulduğu ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından işletildiği ileri sürülen ve andıç davasının iddianamesine giren 42 internet sitesi medyada çıkan haberler üzerine Şubat 2009da faaliyetlerini durdurdu.

Türkiye Cumhuriyetine yönelik tehditler başlığı ile sitede yer alan kısımda mütedeyyinlere hakaret ve iftira edildiği görülürken, 28 Şubatçılar gibi Türkiyenin en potansiyelli iç tehdidin irtica olduğu iddia ediliyor

Bakınız bu darbeci, cuntacı, andıç organizasyonunun diğer marifetlerine.

İnanın elimizdeki mevcut arşivlere dayanarak bunları hepsini yazarsak ciltlere sığdıramayız; ama gündem tazeliğini korusun diye özetlerini sizinle paylaşmaya çalışıyoruz.

* * *

Bakınız, dün Diyarbakırımızın İçkale olarak bilinen Hz. Süleyman Camisinin kuzeyinde yaklaşık yetmiş seksen seneden beri İl Jandarma Alay Komutanlığı görev yapmıştır.

Özellikle 1990'dan 2000li yıllara kadar.

Orada olup bitenlerin yani hukuk ve yasadışı işlenen faili meçhul cinayetlerin inanınız, haddi hesabı yoktur.

Bugünkü Söz Gazetesinin manşetinde belirttiği gibi İŞKENCELERLE BİLİNEN CEZAEVİNİN KAZISINDA KEMİKLER BULUNDU

O dönemde yere basamayan olayların kahramanları (!) burada görev yapan Jandarma Subay ve Astsubaylardı.

Nitekim başlarını da çeken Jandarma Generalleri, Tuğgeneral Levent Ersöz, Bölge Jandarma Komutanı, Albay Cemal Temizöz, Jandarma İstihbarat Şube Müdürü, Binbaşı Abdulkerim Kırca, Bölük Komutanı, İl Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu ve Mecit Korkut ile Fikret Demirtaş, daha hatırlayamadığımız isimler buradaydılar.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bugünkü Söz Gazetesinde yazılı haberi baz alarak yola çıkarsa öyle zannediyoruz ki, olayın daha detaylı, daha derinine inilebilir.

Bizden söylemesi.

Devamı yarın.

En derin saygılarımla.