ALLAH’IN GÖRÜNMEYEN AZAMET ORDULARI!? (II)
Eklenme: 3/16/2023 12:00:00 AM

Sohbet serimiz dünden devamla sürüyor. Tabi hasbıhal ettiğimiz mevzuyu, derin ve önem arz ediciliğinden dolayı biraz daha genişletmek istiyorum çünkü, ülke ve millet olarak yaşadıklarımız karşısında; kendimizi iman noktasında sorgulamamız gerekiyor.. Yoksa Allahın görünmeyen azamet ordularından düşen payı almaya devam ederiz

***

Dün ifade etmiştim.. Bir kez daha aktarmak istiyorum.. Allahın görünmeyen azamet orduları mevcuttur. Her an için, Cenab-ı hak tarafından kendi cephesinde görülen lüzum üzerine, harekete geçerler ve aldıkları emri yerine getirirler?.. Bu da ilahi emir ve kudretin gücüyle ikmal olur

***

Duamız ve temennimiz hep şu olmalıdır.. Yüce Yaradan, Kahhar isminin kahrıyla, gazabıyla değil, Rahman ve Rahim, Gaffar ve Gaffur isimlerinin himayesinde milletçe bizi muhafaza eylesin diyoruz.. Bu duayı iman şuuruna sahip her Müslümanın, kalbinden ve dilinden eksik etmemesi gerekir..

***

Toplumsal yekvücut olarak Kuran-ı Kerimin Nur suresinin 31. Ayetinin mealine bizleri mazhar eylesin.

Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!..

Tövbe istiğfar etmemiz gerekir; yoksa gaflet ve delaletin bedeli ağır olur Ki toplumsal olarak son üç dört aydan beri yaşanan felaketlerin acı bilançosuyla, bu bedeli milletçe ödüyoruz. Onun için Allah; hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz diye emrediyor.

***

Sevgili okurlar

Cenab-ı Allah, o bedelleri ödemememiz için Tövbekr olun, bana yönelin diyor.

Allaha yönelmek, bir toplum için en yüce bir mertebedir. Aksi takdirde büyük bir gaflet vadisine, bataklığa girme tehlikesiyle karşı karşıya kalırız.. Ki Allah korusun, helak olmak kaçınılmazdır!

***

Bu itibarla diyoruz ki; Cenab-ı Allah, gerek mana lemimizde olsun, gerek fiziksel halimizde olsun, her halimizi bize gösteriyor. Kul kuldan yaşadıklarını saklayabilir, ama Allahtan hiçbir şekilde, hiçbir şeyi saklayamayız! çünkü o görendir, işitendir.. Kullarını, iyilik yaptıklarında mükfatlandırır, kötülük yaptığında ise cezalandırır

***

Bakın, köyler gidiyor, memleket insanlarımız üç dört aydan beri çok büyük badirelerle karşı karşıya..Deprem mi, sel mi, yağmur mu, çığ mı, şirretlik mi?.. Felaketler zinciriyle yüz yüzeyiz.. Tüm bu yaşadıklarımız, sıradan gelişen olaylar değil.. Hepsinin bir hikmet-i mucibesi vardır..

***

Bazı illerimizin başına gelenleri bizler ders-i ibret olarak algılamalıyız.. Bunların hepsi birer alamet-i farikadır. Yoksa bir kaç ifadeyle, bir kaç gözyaşıyla bir yere varamayız Toplumsal olarak, iman şuuruyla yepyeni bir yaşam halini kendimize biçimlendirmemiz gerekir.

***

Üstad Bediüzzaman Hazretleri bakınız ne diyor?..

Ey lem-i İslm!

Uyan, Kurna sarıl, İslmiyete madd ve mnev bütün varlığınla müteveccih ol!

Ve Ey Kurna bin yıllık tarihinin şehadetiyle hdim olan ve İslmiyet nurunun zemin yüzünde nşiri bulunan yüksek ecdadın evldı!

Kurna yönel ve onu anlamaya, okumaya ve onu anlatacak, onun bu zamanda bir mucize-i mnevsi olan Nur Risalelerini mütala etmeye çalış.

Lisanın, Kurnın yetlerini leme duyururken, hal ve etvar ve ahlkın da onun mnsını neşretsin; lisan-ı hlinle de Kurnı oku. O zaman sen, dünyanın efendisi, lemin reisi ve insaniyetin vasıta-i saadeti olursun.

Ey asırlardan beri Kurnın bayraktarlığı vazifesiyle cihanda en mukaddes ve muhterem bir mevki-i muallyı ihraz etmiş olan ecdadın evlt ve torunları!

Uyanınız! lem-i İslmın fecr-i sdıkında gaflette bulunmak, katiyen akıl krı değil!

Yine lem-i İslmın intibahında rehber olmak, arkadaş, kardeş olmak için Kurnın ve imanın nuruyla münevver olarak İslmiyetin terbiyesiyle tekemmül edip hakik medeniyet-i insaniye ve terakki olan medeniyet-i İslmiyeye sarılmak ve onu, hal ve harektında kendine rehber eylemek lzımdır.

Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin torunları olan muhterem din kardeşlerim!

Beş yüz senedir yattığınız yeter! Artık Kurnın sabahında uyanınız. Yoksa, Kurn-ı Kermin güneşinden gözlerinizi kapatarak gaflet sahrasında yatmakla vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecektir.

Kurnın mecrsından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır. Birleşen su damlaları gibi, Kurn-ı Kermin saadet ve selmet mecrasında ittihad ederek, sefahet ve rezalet-i medeniyeyi süpürüp, bu vatana b-ı hayat olan, hakikat-i İslmiye sularını akıtınız.

O hakikat-i İslmiye sularıyla bu topraklarda iman ziyası altında hakik medeniyetin fen ve sanat çiçekleri açacak, bu vatan madd ve mnev saadetler içinde gül ve gülistana dönecektir, inşaallah.

***

İşte çağımızın en büyük allamesi Üstad Bediüzzaman Hazretleri.. Allah ebediyen kendisinden razı olsun.

Tüm İslam lemini uyarıyor. Kuranın etrafında toplanıp Kurana sarılmayı tavsiye ediyor. Ve aynı zamanda, başımıza gelebilecekler noktasında da ikaz ediyor

***

Meselenin mefhumu muhalifine bakarsak, Kuran-ı Kerimi duvarlara asmakla yetinmek veyahut tozlu raflara bırakıp Kuranın hükümlerine inanmayarak milletçe yaşamak bilmeliyiz ki, gaflet ve dalaletin bizatihi cenderesinde, debelenip duruyoruz Bu seldir, bu çığdır, bu depremdir, bu hastalıktır, sosyal ve ekonomik çöküntülerdir?.. Yaşadığımız haller, ağır faturaları peşinen ödediğimizi gösteriyor.. Nitekim hal-i lem meydandadır.

***

çünkü şu an yaşadıklarımız ateş çemberi gibi?. Dinsizlik, edepsizlik, başıboşluk gibi haller dört bir tarafımızı sarmış şekilde; kemiriyor?! Gençlik apayrı bir vadide gidiyor. Toplum apayrı bir vadide gidiyor. Vahim derecede asimilasyon var ve Kuran-ı Kerimden uzaklaşma hali var Derbeder misali bir gidişat içerisindeyiz..

***

Bu itibarla milletçe Kuranın mecrasından çıkmamamız lazım. Ailelerce, çocuklarca, devletçe, milletçe Kurana sarılmamız lazım.

Aksi takdirde yukarıda değindiğim gibi fatura ağır olur. O yüzden aklımızı başımıza almamız gerekiyor.. Aksi takdirde Allahın zengin sofrasını yani nimetlerini tanımamış oluruz ve biz Allahın görünmeyen azamet orduları tarafından, sofralardan kaldırılırız.

***

Hz. Muhammed (S.A.V)in ümmeti olduğumuzu unutmamamız gerekir Unuttuğumuz ve inkr ettiğimiz takdirde bilmeliyiz ki, esfeli safiline mahkm oluruz, o da bizi unutur Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim, ayetleriyle, sureleriyle bizi uyarıyor.

***

Bakınız Hd suresinin 117. Ayeti mealen şöyle buyuruyor;

Rabbin, halkları salih ve ıslah edici kimseler iken memleketleri zulmederek helk etmez.

Ayetten anlaşılıyor ki, zalim olan bir topluma Allah da acımaz ve onları yok etmek zulüm değildir, belki terbiyedir..

Kullarım, kendilerini düzeltsin, kendilerine çekidüzen versin?

Eğer tövbe etmezler ise o zaman benim görünmeyen ordularımı her an için vazifelendirebilirim diye buyuruyor.

Allah Tel bize uyanmayı nasip eylesin.

Aklımızı başımıza getirmeye kabil bir millet olmayı nasip eylesin.

Kendimizi görünen görünmeyen belalardan korumak için; duaya ve ibadete her zaman hazırlıklı olmalıyız..

***

Özü itibariyle, Batıdan ithal edilen laikçiliğe veyahut dinsizliğe toplumu sürüklemek, sistemi millete yutturmak, millete hizmeti değil, belki de hezimeti getirir.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Failed to load the video