BAŞBAKANIN TESPİTLERİ VE MİLLİYETÇİLİK!?
Eklenme: 2/20/2013 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Başbakanın iki gün önce Mardinde halka karşı açık hava mitinginde yapmış olduğu konuşmasında Her çeşit milliyetçiliği kınıyoruz ve ayaklarımızın altına alıyoruz demesi elbette ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir.

En çok rahatsız olanlar da CHP ve MHP liderleridir.

Başbakan diyor ki;

Kürtlerin de, Türklerin de, Arapların da her kim olursa olsun kupkuru ırkçılık ve kavmiyetçilik taassubuna dayalı her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına alıyoruz.

Bu tespitleri deyim yerindeyse MHPli ve CHPli siyasileri adeta çılgına döndürmüştür.

Nitekim, dün parti grup toplantılarında gördük.

Hepsinin hedefi, Başbakan Erdoğanın bu söylemine yönelik tepkiydi!

***

Sevgili okurlar.

Bize göre;

Ülkemizdeki oluşa gelen kargaşa, kavga, terör ve dinmeyen gözyaşlarının birçok yönüyle bilinmeyen sebepleri vardır.

Ama en büyük sebep de cehalettir, bilmedikleri halde bilinçlik taslamaktır.

Kavramlar kargaşası içerisinde kıvranıp, duran bir siyaset var.

Ne yazık ki bu anlayış, Türkiyenin gelişmesine, kalkınmasına, ilerlemesine, barışa, kardeşliğine, en büyük engel teşkil etmektedir.

Keşke kullanılan kavram, ağızdan çıkan kelimeler, tahrif ve tağyir tebdil edilmeden orijinal anlamı üzerinde kalınsa.

İnanın o zaman hiçbir yerde sorun kalmaz.

Ama heyhat!

Ne çare ki, hiç de öyle görünmüyor.

***

Keşke Başbakanın söylediklerini karşıdaki insanlar kelimenin mana değerini anlamış olsaydılar.

Keşke Başbakanın her söylediğine; Aka kara, karaya ak demeseydiler!

Gerçekten o zaman ülke siyaseti böyle bunalımlara girmezdi.

Ama demişler ya; Ka akıl?

Maalesef Başbakanın söylediklerini rakip kafalar, bir türlü anlayamıyor.

Başbakanın söylediği bu ifadeler, yani kavmiyetçilik ve ırkçılık taassubuna dayalı milliyetçiliği ayağımızın altına alıyoruz demesi günümüzün yaralarına sürülen bir merhemdir.

Yıllardan beri ırkçılığın kör taassubuna dayalı körü körüne bir kavmiyetçilik, bu milletin her şeyini götürmüştür.

Irkçılığa dayalı resmi devletin Türkçülük anlayışı bu milleti dininden etmiştir, Kuranından etmiştir, ezanından etmiştir.

Nerdeyse coğrafyasından da etmek üzere!

Bunların kör taassubu, millettine de Türk devletine de hiç ama hiçbir şey kazandıramamıştır, gittikçe gerisin geri itmiştir.

Başbakanın söylemlerini gerek MHP lideri Bahçeli olsun, gerek CHPnin lideri Kılıçdaroğlu olsun, tahsilleri ona yetişmediği için, bu kavramları anlamaya yetmediği için, Başbakanın söylediklerini anlamazlar.

Ters tepki yaratıyorlar ve akılları sıra halkları yanıltmaya çalışıyorlar amma artık Başbakanın ne söylediğini halk onlardan daha iyi biliyor.

***

Başbakanın kastettiği gerçek birleştirici, toparlayıcı, milliyetçiliğe diyeceği bir şey yok.

Zira günümüzdeki milliyetçilik ikiye ayrılır.

Bir menfi milliyetçilik, bir de pozitif yani müspet milliyetçilik.

Üstat Bediüzzaman Hazretleri 27. Mektubun 3. bahsinde milliyetçiliği şöyle dile getiriyor.

Ve diyor ki,

Fikri milliyet şu asırda çok ileri gitmiş.

Hususen dessas (desiseli ve hileli) Avrupa zalimlerinin tezghlarından geçirdiği ırkçılık milliyetçiliği Müslümanlar içinde kasıtlı olarak şekillendirip, Müslümanları inandıkları mecradan çıkarıp, başka yönlere çekmek için bunu yapıyorlar.

Ta ki parçalayıp, birer lokma haline getirip, rahatlıkla yutabilsinler diye.

Zira menfi milliyetçilik fikrinde nefsan bir zevk var, gafletkarane bir lezzet var, uğursuzluk getiren bir güç var, onun için şu zamanda hayatı içtimaiye ile meşgul olanlara fikri milliyeti bırakınız, denilmez.

Bu şekilde milliyetçilik fikri ikiye ayrılmış durumda, bir kısmı menfidir, şeametlidir, onun ırkından olmayan başkasını, başka ırkların mensuplarını yutmakla beslenir.

Diğerlerine adavetle düşmanlığa devam eder.

Müteyakkız uyanık davranır

Karşısındaki herkeste muhasemet ve kargaşaya sebebiyet verir.

Bu nedenledir ki, yüce İslam dini bu fikri milliyeti yasaklamıştır, kökten menetmiştir.

***

Zira yüce İslam Peygamberi Efendimiz (s.a.v), bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır;

El İslamiyet cebbetil asabiyette-l cahiliyyete

İslamiyet kör taassup ve kavmiyetçilik cahiliyetine dayalı her çeşit milliyetçiliği kökünden kurutmuştur diyen o İslam Peygamberi böylece tüm beşeriyeti bu kötü fitneden kurtarmak için uyarmıştır.

İki gün önce Başbakanın bu hususta söylemleri bu hadisi şerife dayanmaktadır.

Ama ne çare ki, başta söylediğim gibi

Başbakanın her söylediğini anlamaya yetenekleri olmayan siyasiler var ki, onlar da kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar.

Ülkenin barışına, milli birlikteliğine var oldukça mani olmaya gayret gösteriyorlar.

***

Evet, bu paralelde yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim, Fetih suresinin 26. ayeti mealen şöyle buyurmaktadır.

Hani o kafir olanlar, kalplerindeki ırkçılığa dayalı kavmiyetçilik taassubuna (cahiliyet gayretine) sarıldıkları sıra; Allah Resulünün ve müminlerinin üzerine manevi huzur indirmiştir.

Onları takva sözü üzerine durduran Allah, onlar buna layık ve ehil olan kimselerdi. Allah her şeyi hakkıyla bilendir

* * *

Yüce ayeti kerime ile aynı mana paralelliğini arz eden hadisi şerif, çağımızdaki cahiliye devrine ait ırkçılık kavmiyetçiliğine dayalı milliyetçiliğin ne kadar tehlikeli olduğunu bize açık ve net olarak bildirmektedir.

İşte hamiyeti cahiliye yani cahiliye dönemlerinin kötülüklerini insanlığa bildiren bu yüce ayeti celile her şeyi bize anlatır ve anlatmaya da yeter de artar bile.

Başbakanın resmi dil olma sıfatıyla ayet ve hadisi dile getiremediği için ancak bu tür veciz ifadelerle bunu söyleyebilir, bunu anlatmaya kalkar.

Ama ne çare ki, karşısındaki siyasi muhalifler bir türlü Başbakanın ne söylediğini anlamıyorlar veyahut anlamazlıktan geliyorlar.

Bu paralelde diyoruz ki; bu hadisi şerif ile bu ayeti kerime kesin bir surette menfi (negatif) bir milliyetçilik mefhumunu ve fikri unsuriyeti kabul etmiyor.

Zira müspet ve kutsal Hz. İbrahimin hanif olan milliyetçiliği İslami bir milliyetçiliktir, bu bize yeter ve artar.

Diğer cahiliye devirlerinin milliyetçiliğine ihtiyaç bırakmaz.

Yüz sene evvel Üstadın yazdığı bu yorum hem inandığımız ayeti kerimeye ve hem de hadisi şerife dayandırmıştır.

Ve o büyük Üstat şöyle diyor;

Evet menfi milliyetçiliğin tarihçe pek çok zararları görülmüştür.

Ezcümle: Emeviler devletinin döneminde milliyetçilik fikri bir parça siyasetlerine karıştırdıkları için, hem İslam devletinin gücünü hem de kendi güçlerini maalesef yitirdiler.

Emevicilik ırkçılığa dayalı bir devlet şeklini onları ve İslam dünyasını çok büyük felaketlere çektiler.

Aynı zamanda Avrupa milliyetleri şu asırda unsuriyet fikrini çok ileri sürdükleri için Fransız ve Almanın çok şaametli halleri ebedi adavetlerinden (düşmanlıklarından) başka birinci dünya harbindeki müthiş hadiseleri yarattılar.

Bu her iki devletin negatif kavmiyetçiliğe, ırkçılığa dayalı milliyetçiliği nevi beşere (insanoğluna) yeryüzünde ne kadar zarar verdikleri her iki cihan harbinin oluşmasıyla ortaya çıkmıştır

* * *

İşte Başbakanın Her çeşit ırkçılık ve kavmiyetçiliğe dayalı milliyetçiliği, dine dayanmayan milliyetçiliği ayaklarımızın altına almışız demesi bize göre bundan ibarettir.

Bizce Başbakan ne söylediğini çok iyi biliyor.

Ama karşısındakiler anlamıyorsa o ayrı mesele.

***

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şöyle diyordu;

Terör konusunda geri adım atmayız, asla taviz vermeyiz, ama kanı durdurmak için, terör belasını sona erdirmek için yasal her türlü adımı cesaretle atarız.

İstismara açık bir süreçten geçiyoruz.

Türklük, Kürtlük üzerinden ırkçılık yapanlar, bu toprakların değerine ihanet içindedirler

Bize göre bu ifade çok anlamlı ve geniş kapsamlı bir ifadedir.

Ama hani demişler ya, anlayana

Başbakan Erdoğan;

Yolsuzluk kanallarını kapatarak, disipline riayet ederek, hamdolsun çok büyük sevinçler yaşattık.

Kamu borç stoku yüzde 61,5 seviyesindeydi bu oranı 2011 sonu itibariyle % 22ye düşürdük.

MİLLİYETçİLİK BUDUR Kİ BU KASAYI PEŞKEŞ çEKENLERE KARŞI KASAMIZI DOLDURMAKTIR

***

Evet, sevgili okurlar.

Bugünkü söylediklerimiz bundan ibarettir.

Her zaman bu köşede dile getirdiğim gibi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gerçekten bu ülkeye son bir şanstır.

Samimi bir devlet adamı ve ilmi ve ameliyle dopdolu bir insandır.

Önceki günkü yazımda ifade ettiğim gibi, ne yazık ki Güneydoğu Anadoludaki özellikle Diyarbakırımızdaki yine bazı yalaka, kişisel rantını ön planda tutanlar parti teşkilatlarını işgal etmiştir.

İşte Başbakanın yaptığı bu güzel çalışmalara zaman zaman engel teşkil etmektedirler.

Bunları da Sayın Başbakanımız bir an evvel bertaraf ederse temiz ruhlu, rantını ön planda tutmayan, insanları parti teşkilatlarına getirmesi gerekir.

Bizce öyle, gerisi kamuoyunun takdirindedir.

En derin saygı ve sevgilerimle.