BATIL ÜZERİNE DÜZENLENEN SİYASİ MİTİNGLER!?
Eklenme: 7/11/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bir önceki gün CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği “Adalet Yürüyüşü(!)” mitinginde inkâr edilmez bir kalabalık görüntü vardı.

Dünkü yazımızda da ifade etmeye çalıştığımız gibi o miting; toplumun CHP’ye bağlılığının ifadesi değildi.

Zaten bu toplum, tarih boyu eğer CHP’ye böylesine bağlılığı söz konusu olmuş olsaydı, 70-80 yıldan beri demokratik parlamenter sistemi gereği bu halk, bu bağlılık ve sevinç paralelinde hareketle yola çıkarak, mutlaka bir iktidar şansını verecekti.

Vermedi, bugüne kadar iktidara da getirmedi, getirmiyor ve getirmeyecektir bundan sonra da.

Ancak ne var ki görünen bunca insan potansiyeli 24 gün gibi bir süreçte CHP’nin yandaşlarını, bütün ciddiyetiyle her taraftan, yani Türkiye genelinden, hatta Avrupa’dan da çağrılan insanlar olduğu aşikâr.

Buna da yetinmeyerek, HDP mensuplarını da oraya davet etmişler.

Keza MHP’nin Meral Akşener taraftarlarının da orada toplanmış olmalarıyla birlikte, AK Partinin kendi saflarındaki muhafazakâr kesiminin önemli bir bölümünü de eklememiz gerekirse, elbette ki o da büyük bir potansiyeldir.

Ki AK Parti zaten artık muhafazakâr bir parti olmaktan kendini arındırıp, demokratik bir liberal mecradan gitmesi, artık muhafazakâr inanan kesimleri bünyesinden uzaklaştırmakla da ayriyeten CHP’nin mitingine bir katkı potansiyeli söz konusu oldu.

Zira AK Parti, Refah Parti’den ayrıldığında “Milli Görüş” gömleğini çıkartıp yeni bir gömlekle siyaset yapmaya devam edeceğini ilan etmişti.

O “Milli Görüş”ü siyasi olarak arka plana atan AK Parti, Erbakan’dan ve “Milli Görüş”ten ümit beklemeyen büyük bir potansiyeli kendine bağladı.

Ama o potansiyel bugün yavaş yavaş tamamıyla dışlandı.

Yeni bir liberalleşme ve muhafazakârlık ve İslam’la uzaktan yakından alakası olmayan birçok yeniliği parti bünyesine taşıdı.

Hem FETÖ tarafına kaçmış küskünler ve hem de parti tarafından yüz görmeyen diğer küskünleri de hesaba katarsak, merak saikasıyla da olsa, CHP’nin mitingini böylece zirvelere tırmandırmasına neden olabilirse de, ama bu kesinlikle kalıcı değildir.

Ve CHP’nin oylarının artmasına bir işaret de değildir.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Siyasi partiler, zaman zaman halkı ikna etmeye çalışıp halkın teveccühünü alıyorlar ise de fakat o bağlılık felsefesi, politikası, ciddi ve samimi olmadığı için daima yolun yarısında kalmıştır, yorgun düşmüştür.

Böylece artık halk AK Parti’ye sağlam gözle bakmama durumuna girmiştir.

Bu itibarla o kalabalık her ne kadar potansiyel itibariyle büyük görünüyorsa da kesinlikle CHP’nin politikasını desteklemesi için değildir.

AK Partinin yanlış politikasından, yanlış tavır ve davranışlarından küsenlerin potansiyelidir.

CHP tarihi İslam düşmanlığı yapa gelen bir parti olması hasebiyle elbette ki halk karşılıklı o kinini besliyor, beslemektedir.

Ve CHP’yi günü gelince daima sorgulamıştır ve sorgulamaya devam da ediyor.

Onun için bugüne kadar iktidara getirmemiştir.

Ama her ne kadar sorguluyorsa da “Ke en lem yekûn”, yine bildiğini okuyor, inadına devam ediyor.

Yani bu dinle, bu milletin inancıyla dost olamıyor.

Bundan değil midir ki CHP, tarih boyunca ezan düşmanlığı yapmış bir siyasi hareket.

Kur’an öğrenimine karşı çıkmış kepazelikler silsilesi.

Demokrasiye, hakka, hukuka, adalete hiçbir zaman kapısını açmayan bir anlayış nitekim bugün tam tersine yavaş yavaş kendini toparlamaya çalışıyor gibi görüntü veriyor ise de bize göre kolu kanadı yine kırıktır.

Zira görüntü onu iktidara getirme görüntüsü değildir.

Hani demişler ya;

“Koyunun bulunmadığı yerde, keçiye Abdurrahman Çelebi derler” misaliyle, CHP böylece kendini halkın teveccühüne layık görme fırsatını yakalamaya çalışıyor.

O da halkın AK Parti’de aradığını bulamayışındandır.

Ama heyhat!

Bu halk, CHP’nin anlayışına karşı kindardır.

Tarihi maneviyatına saldırdığı için, elinden bin yıllık kültürünü aldığı için, kültür emperyalizmiyle yola çıkan CHP, tarih boyunca gençlik arasında da ahlaki çöküntülere neden olmuş bir anlayış olduğu için, bu halk CHP’ye geçit vermez.

Ama AK Partinin de bu hale düşmesine “Eyvallah” demez.

En derin saygı ve sevgilerimle.